DOSYA
Ermeni gençler umutlu
Bu seçimler Ermeniler için 3 Ermeni adayın Meclis’e girmesi kadar, bir başka açıdan da yenilik taşıyor. Toplum içindeki tüm sohbetlerde konuştuğumuz herkes “Ermeniler’in bu seçimde HDP’ye oy verdiği”nden bahsediyor. Bu gerçekten böyle midir bunu ölçecek bir mekanizma yok tabii elimizde. Ve elbette şunu çok iyi biliyoruz ki HDP’ye oy verenler kadar AKP’ye, CHP’ye oy verenler de var, toplum yekpare değil. Ancak bir konu bu kadar konuşulunca “Acaba sadece bizim çevremiz mi böyle?” diye şüphelendik ve mikrofonlarımızı genç kesim
öncelikli olmak üzere topluma uzatmaya çalıştık. İki soruya yanıt aradık: Bu gözlemi onlar da paylaşıyorlar mıydı ve eğer öyleyse bu kararda hangi gelişmeler etkili olmuştu? Gelen yanıtlar aşağıda.
Ermeniler üç adaydan ne bekliyor?
Bu Pazar, 2015 Genel Seçimleri için sandığa gideceğiz. Daha önce de sayfalarımızda sık sık dikkat çektiğimiz gibi uzun yıllar sonra ilk kez 3 Ermeni adayın parlamentoya girme ihtimali var; üstelik seçilirlerse ayrı partilerde görev yapacaklar. Seçime günler kala, mikrofonlarımızı Ermeni toplumuna uzatarak “Adaylardan ne bekliyorsunuz?” diye sorduk. Gelen yanıtlar, çözüm bekleyen sorunların ne kadar fazla sayıda ve yakıcı olduğunu da gösteriyor.
Türkiye ‘imkânsız yas’ dönemini geride bırakıyor
Fransa’da yaşayan psikanalist ve felsefeci Hélène Piralian Simonyan'la Ermeni Soykırımı’nın 100. yılı dolayısıyla, travma, yas ve aktarım üzerine bir söyleşi yaptık.
‘Feminist tarih, uzun süre Türk-Müslüman kimliğiyle yazıldı’
Ermeni Soykırımı’nın Türkiye tarihinde görmezden gelindiği önemli bir vaka olarak tespit edilirken, tarihçilerin 1915’in görmezden gelinmesine yönelik eleştirel ve özeleştirel yaklaşımları da ön plana çıkıyor. Resmî tarihe alternatif yaratma iddiasındaki feminist tarih yazımına yönelik bir eleştiri de İstanbul Bilgi Üniversitesi Tarih Bölümü’nden Yrd. Doç. Başak Tuğ’dan geliyor. Tuğ ile feminist tarih yazımının Ermenileri ve Ermeni Soykırımı’nı uzun süre görmezden gelmesini konuştuk.
‘Travmaya çözüm üretmeden soykırım hakkında konuşmak acıları pornografikleştirir’
Ermeni Soykırımı’nın inkârı konuşulduğunda, bu inkârı inşa edenler içinde belli devlet kurumları ve bazı üniversiteler ön plana çıkıyor. Üniversitelerin ve akademyanın inkârdaki rolünü, keza kimilerinin de inkârın aşılmasında takındığı tavrı, yakın tarih ve kolektif kimlikler üzerine çalışan Bilgi Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof. Bülent Bilmez’le konuştuk.
‘Kadınlar 1915 ve 1938 anlatılarında bugünü arıyor’
‘İradenin İyimserliği’, 2000’li yıllarda kadınların yüz yüze kaldıkları sorunlara ve farklı kollara dağılan üretimlerine 14 farklı metinle bakıyor. Derlemede yer alan metinlerden biri 1915 veya Dersim 1938’den yola çıkan kadın yazarların üretimine odaklanan ‘İçlerini Ateşe Gösterenler’ başlıklı inceleme. Metnin yazarı Sema Aslan, acının edebiyata konu olmasını ve kadın yazarların geçmişle bağını anlattı.
‘Kamp Armen’i yıktırmayacağız!’
Jaklin Çelik, Kamp Armen'de geçirdiği ve unutamadığı 15 günü yazdı.
Kamp Armen’in özgür çocukları
Rober Koptaş 22 Mart 2007’de Boğaziçi Üniversitesi’nde düzenlenen “Hrant’sız iki ay” başlıklı panelde yaptığı konuşmada Hrant Dink’in ve onun gibi yüzlerce çocuğun yolunun kesiştiği Tuzla Çocuk Kampı’nı da konu etmiş, dokuz yaşında Karagözyan’ın Kınalıada’daki yaz kampında kalırken Tuzla’ya yaptığı ziyarette hissettiklerini paylaşmıştı. Sunumun bu bölümündeki tanıklığı aktarıyoruz.
1500 minik kalbin çığlığı
Tuzla çocuk kampı, nam-ı diğer Kamp Armen’i bu kez yolu o kamptan Besse Kabak anlatıyor.
Umut, sevgi ve inançtan alacaklı emek yuvası: Kamp Armen
Yıllarca Anadolu’dan gelen Ermeni çocuklara yaz mevsimlerinde yuva olan, çocukların bizzat kendi elleriyle inşa ettikleri Kamp Armen’i bu kez yolu o kamptan geçen çocuklardan dinliyoruz.