DOSYA
Ermenice gazetelerde İttihatçı paşaların akıbeti
1913 darbesi ve sonrasında, Ermeni Soykırımı’nın baş mimarları Enver, Talat ve Cemal Paşa ve eli kana bulanan şürekası 1918’de yurtdışına kaçtı. Bu kaçışın nasıl gerçekleştiği, dönemin Ermeni basınına yansıyıp yansımadığı ya da nasıl yansıdığı konusunda 1915 sonrasında yayına yeniden başlayan ilk Ermenice gazetelerden biri olan Joğovurt (Halk) gazetesinin üç sayısı bize mihmandarlık edecek.
Açlık, kıtlık, yoksulluk: ‘Vanlı Dilenci’ figürü
Hrant Dink Vakfı’nın düzenlediği ‘Van ve Çevresi, Toplumsal, Kültürel ve Ekonomik Tarihi’ konferansında “Yağma, Açlık ve Yoksulluğun Temsili: 19. yüzyıl sonu İstanbul’una ait bir tablodaki ‘Vanlı Dilenci’ figürü” başlıklı bir sunum yapan Vazken Davidian, bir tablodaki ‘Vanlı dilenci’ figüründen yola çıkarak, Osmanlı Devleti ile Osmanlı Ermenileri arasındaki ilişkide karmaşık ideolojik dönüşümlerin yaşandığı bir döneme ışık tutmaya çalışıyor. “Vanlı dilenci figürü, imparatorluk başkentinin sokaklarında ve fakir semtlerinde Osmanlı Ermenistan’ının ekonomik perişanlığı ve sefaletini cisimleştiriyordu” diyen Davidian’ın sunumunun geniş bir özetini sizlerle paylaşıyoruz.
Bakırcıların saklı dünyası: Cebeci Han
Pakrat Abi, Berge ve gönüllü mihmandarımız Stepan Altuntepe ile birlikte bu sefer yolumuz, zamanın ve hoyratlığın yıkıcı etkisinden fazlaca nasiplenmiş Cebeci Han’a düştü.
Birbiriyle komşuculuk oynayan hanlar: Kızlar Ağası ve İmam Ali
Bu hafta Pakrat Abi, Zakar Abi, Berge ve benden oluşan ekibimiz Tığcılar Sokağı’nın karşılıklı iki sakini Kızlar Ağası ve İmam Ali hanlarını gezdi.
Kalfayan Yetimhanesi’nin ilk yüz yılı:Bir adanmışlık hikâyesi
150 yıl önce kurulan ve halen bir yetimhane ve eğitim kurumu olarak hizmet vermeye devam eden Kalfayan Yetimhanesi’nin ilk yüz yılından kesitler aktarıyor Besse Kabak, tarihi fotoğraflarla bezenmiş yazısında. Ve bu güzide kuruma emeği geçenlerin aziz anılarının önünde saygıyla eğiliyor.
19. yüzyılda Anadolulu Rumlar
Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde Rum toplumuna dair önemli çalışmalarda bulunan akademisyen Ayşe Ozil’in son kitabı ‘Anadolu Rumları: Osmanlı İmparatorluğu’nun Son Döneminde Millet Sistemini Yeniden Düşünmek’, Kitap Yayınevi etiketiyle okuyucuyla buluştu. Sabancı Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olan Ozil’le, 19. yüzyılın sonundan 20. yüzyılın başlarına Rum toplumunun Anadolu’daki yaşantısının, idareden yargıya kurumsal işleyişleri biçimlerinin, vatandaşlık ve tüzel kişilik meselelerinin anlatıldığı kitabı hakkında konuştuk.
İsmi şimdilerde bir anı, gümüşün direnişçi diyarı: Pastırmacı Han
Han demek, kaybedilen bir şeylerin kaydı demek. Dizi boyunca herhalde en çok bunu öğrenmiş bulunduk. Ama hancılar ve yolcular ısrarcı olduğu için hanlardaki yaşam, ‘dışarı’nın bütün tüketici keşmekeşine karşın inadına sürüyor. Bu seferki durağımız olan Pastırmacı Han, isminin belirttiği meslek grubunu çoktan kaybetmiş, ama gümüş ve kuyumdaki tarihine gururla sahip çıkan bir tarihi yapı. Tarihi yapıların pek çoğu gibi bakımsızlıktan nasibini fazlasıyla almış olsa da, müdavimleri için hâlâ biricik.
“Van soykırım depreminin merkez üssüydü”
Hrant Dink Vakfı’nın düzenlediği “Van ve Çevresi, Toplumsal, Kültürel ve Ekonomik Tarihi” başlıklı konferans 11-12 Kasım tarihlerinde Anarad Hığutyun Binası’nda gerçekleştiridi. Konferansın açılış tebliğini sunan Dr. Yektan Türkyılmaz ile Van’ın Ermeni ve Osmanlı tarihindeki yerini konuştuk.
1915’te Ermenileri kurtaranların hikâyesi
Clark Üniversitesi Holokost ve Soykırım Araştırmaları Merkezi’nde doktorasına devam eden araştırmacı Burçin Gerçek'le, ‘Akıntıya Karşı: Ermeni Soykırımı’nda Emirlere Karşı Gelenler, Kurtaranlar, Direnenler’ başlığıyla İletişim Yayınları’ndan çıkan çalışmasını konuştuk.