DOSYA
‘Baba tarafımın da yurdu olan İstanbul, her şeye rağmen albenisini koruyor’
Catherine Robbe-Grillet, 1930 yılında Paris'te Rstakian soyadıyla, o sırada halen Nansen pasaportu taşımakta olan Ermeni bir baba ve Fransız bir anneden dünyaya gelmiş. Yönetmen eşi Alain Robbe-Grillet eşliğinde dünyanın pek çok yerine giden Catherine Robbe-Grillet, aile kökenleri dolayısıyla İstanbul’la da ilgili sayısız anıya sahip.
Fransa'da Jean veya Jeanne de Berg ismiyle yazdığı romanları ile tanınan bu ilginç kadın, bu ikinci kişiliği eşliğinde şatosunda düzenlediği sadomazoşizm temalı erotik törenlerle de nam salmış. İstanbul'a son gelişi de 2014’te ‘Dîner Noire’ başlıklı böylesi bir tören dolayısıyla olmuş.
Kendisiyle Paris'te La Musardine isimli bir kitapçıda düzenlenen bir gecede tanışan Ani Değirmencioğlu, onunla evinde eşinin ve kendisinin çalışmaları, sıra dışı hayatı, aile kökleri ve İstanbul üzerine sohbet etti.
Hesaplaşmaya çağrının Agos balkonundaki 10 yılı
Hrant Dink’in yıllarını, her şeyini verdiği ve önünde vurulduğu Agos’un balkonu, her 19 Ocak’ta bir adalet haykırışına ve yüzleşme çağrısına hem tanıklık hem de ev sahipliği yaptı. 10 yılın konuşmalarından bir derleme sunuyoruz.
Kadın olmak ve ‘can’ olmanın farkı
‘Canların Cinsiyeti – Alevilik ve Kadın’ kitabının yazarı Nimet Okan'la kadınların yaşadığı ayrımcılığın farklı veçhelerini, kadınlar arasındaki hiyerarşinin köklerini ve çalışmasının kendisi için ne ifade ettiğini konuştuk.
Hanların ‘Arayan’, ‘Aranan’ ve ‘Bulunanları’
Hanlar hamamlara tarihi yoculuğumuz devam ediyor. Bu kez farklı bir rotadan ilerliyoruz.
Norayr Nakış’ın Şarkışla’dan Buenos Aires’e uzanan yaşamı
Diego Maradona’dan Lionel Messi’ye kadar pek çok efsane futbolcunun kimi zaman akıl hocası, kimi zaman da dostu olan, ismini ve namını her daim duyduğumuz Noray Nakış, hayat hikayesini anlatıyor.
Türkiye’yi üreterek tanıyan ve tanıtan Ermenistanlı bursiyerler
Hrant Dink Vakfı’nın, Avrupa Birliği tarafından finanse edilen Türkiye-Ermenistan Burs Programı, 2014 yılından beri komşu ülkeden profesyonellerin sınır ötesi işbirliği ağları kurmalarını teşvik ediyor. Burs Programı’nın desteği ile komşu ülke Türkiye’ye yeni tecrübeler kazanmaya gelen Armen Ohanyan (Hayastantsi), Maria Yeğiazaryan ve Artsrun Pivazyan tecrübelerini paylaştı.
Beyoğlu Spor, masa tenisi efsanesiyle geri dönüyor
1886'dan beri faal olan Beyoğlu Spor, tekrar yeni oyuncular yetiştirip aktif olarak masa tenisi dalında başarılar kazanmak istiyor. 1970’lerin ünlü masa tenisçilerinden Vasilis Aleksandridis, salonun açılışı dolayısıyla Atina’dan İstanbul’a geldi. Aleksandridis’le ve ‘efsane takım’ın oyuncularından Davit Kumru, Savaş Ertufan ve Ertan Öner’le konuştuk.
‘Türkiye Ermenileri için 1915’teki soykırım sonrasında hafıza-kırım ile devam etti’
Türkiye’de Üç Nesilde Ermeni Olmak’ başlıklı doktora çalışmasının yazarı Nazlı Temir Beyleryan “Türkiye’deki Ermenilerin 1915 sonrasındaki demografik hareketleri incelendiğinde, yaşanmış olan kırımın başta ‘hafıza-kırım’(mémoricide) olduğu gerçekliğine varıyoruz.”
Diyarbakırlı Ermeniler Surp Giragos’un özleminde
Kendi kültürünü yaşatmaya çalışan Stepan Yepremyan’ın uğradığı ayrımcılıklar, Hangül Özbey’in başta Ermeni, sonra Kürt kimliği dolayısıyla maruz kaldığı işkenceler Diyarbakırlı Ermeni olmanın dramını gözler önüne seriyor.
Memleketlerine dönen ‘yeni İmrozlular’
Son iki senede Selanik’ten, Atina’dan, Girit’ten 15 aile, eski toprakları İmroz’a temelli yerleşti. Çocukları yeni açılan Rum okullarına giden, kendileri de yeni bir hayat kurmak için canla başla uğraşan ‘Yeni İmrozlular’la tanıştık.