Emekli olduğundan bu yana babası Zaven Biberyan'ın anısını yaşatmaya odaklanan Tilda Mangasar, bir yandan babasıyla olan anılarını kaleme alırken diğer yandan da Zaven Biberyan’ın yaklaşık 1000 sayfalık Fransızca tuttuğu hatıratının da çevrilmekte olduğunun müjdesini paylaşıyor bizlerle. Anılara daldığında kendisine çok düşkün bir baba hatırlıyor.
Zamanının önünde giden pek çok yazar gibi Zaven Biberyan da ölümünden sonra giderek artan bir ilgiyle karşılandı. Sağlığında bugün kült romanı sayılan ‘Karıncaların Günbatımı’nın Ermenice baskını ancak ölüm döşeğinde görebilen ve 62 yaşından aramızdan ayrılan Biberyan’ın külliyatı Aras Yayıncılık tarafından Türkçe ve Ermenice olarak okurla buluşurken, çevirileri de Yordam Yayınları tarafından basılıyor. Biberyan’ın ‘Yalnızlar’ romanı, geçtiğimiz ay 4. baskısını yaptı. Bir diğer önemli eseri ‘Angudi Siraharner’ (Meteliksiz Aşıklar) romanı da 45 yıl sonra okurla buluştu. Bu yayınlara en çok sevinenlerin başında yazarın biricik kızı Tilda Mangasar geliyor. Emekli olduğundan bu yana babasının anısını yaşatmaya odaklanan Mangasar, bir yandan babasıyla olan anılarını kaleme alırken diğer yandan da Zaven Biberyan’ın yaklaşık 1000 sayfalık Fransızca tuttuğu hatıratının da çevrilmekte olduğunun müjdesini paylaşıyor bizlerle. Anılara daldığında kendisine çok düşkün bir baba hatırlıyor. Genç kızlık döneminde kimi zaman bu koruma iç güdüsünden dolayı zorlandığı zamanları artık gülümseyerek anlatıyor, zira o korkunun arka planında siyasi mücadelede sözünü hiçbir zaman sakınmamış bir aydının hayal kırıkları ve kendi sevdiklerini sakınma çabasını okuyor. Tilda Mangasar’la birlikte yazar ve baba Zaven Biberyan’ı konuşuyoruz.
Babanızla ilgili anılarınızdan söz edelim.
Babamla anılarımı Facebook’ta Ermenice olarak yazdım. Türkçeye çevirmeyi de düşünüyorum. Babam bana çok düşkündü. Ailesi açısından korktuğu çok şey vardı. Ben evlenene kadar babam beni sıkı bir kontrol altında tuttu. Şöyle şeyler hatırlıyorum: Bir gün karakoldan gelip babamı sormuşlardı. Bizim evimizde telefon defteri yoktu, babam hiç kayıt tutulmasını istememişti. Bir dönem bazı sol literatür kitaplarla birlikte kendi çevirdiği kitapları da yakmış olmalı ki bugün sahaflarda olan bazı çevirilerinin evde kopyası yok. Bana yönelik hassasiyeti de tüm bunlarla ilgiliydi diye düşünüyorum.
SÖYLEŞİNİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN