Adıyaman’ın ‘öteki’ tarihi

Araştırmacı, yazar Muzaffer İris’in yayına hazırladığı, Su Yayınları’ndan çıkan ‘Adıyaman Süryanilerinin Tarihi, Soğan Kabukları’ kitabında, İris’in Adıyamanlı Süryani ve Ermenilerle yaptığı sözlü tarih mülakatları da yer alıyor. Muzaffer İris’le kitabından yola çıkarak Adıyaman’ın ve Adıyamanlı Süryanilerin ve Ermenilerin tarihine uzanan bir söyleşi yaptık.

Gerşünice çok bilinen bir dil değil. Kitabın girişinde söz ediyorsunuz ama biraz daha bilgi verir misiniz?

Evet, gerçekten Gerşunice çok bilinen bir dil değil. Şu anda nerede kaç kişinin kullandığı kesin olarak bilinmiyor. Bu konuyla ilgili herhangi bir araştırmanın yapılıp yapılmadığını da bilmiyoruz. Süryanice’yi konuşan ve yazan insanların sayısını düşündüğümüzde Gerşunice’nin Türkiye’de ya da dünyanın herhangi bir yerinde şimdilik hiç konuşulmadığı ve yazılmadığı kanaatine varıyoruz. Düşünebiliyor musunuz bu gün Süryanice’yi konuşanların sayısı Türkiye’de yüzde bir, yazanların sayısı ise daha az iken Gerşunice’yi okuyup yazan insanların olabileceğini hiç düşünmüyoruz. Süryanice kiliselerde hâlâ ibadetlerde kullanılıyor. Kilise medresesine giden çocuklara yazı öğretiliyor ama maalesef burada da istenilen bir başarı elde edilemiyor. Yani Süryanice her gün kan kaybediyor. Zaten ölü diller arasında yer almaya başladı. Gerşunice’ye dönecek olursak kitapta da söz ettiğimiz gibi klasik  Süryanice harflerle yazılıyor. Ancak Mezopotamya’da kullanılan her dilden kelimelere rastlamak mümkün. Arapça, Türkçe, Farsça, Ermenice ,Kürtçe. Bu konudaki tek tanıdığım isim Benjamin Trigona–Harany ve o da zaten yurtdışında yaşıyor ve kitabın birinci bölümünün çevirisini de o yaptı. Bunun dışında bu dil hakkında fazla bir bilgiye sahip değiliz.

SÖYLEŞİNİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN. 



Yazar Hakkında

1967 İstanbul doğumlu. Agos yazı işleri müdürü ve kitap eki Kirk'in editörü; güncel politika, dini akımlar, tarihle ilgili güncel tartışmalar ve yeni çıkan kitaplar hakkında haberler yapıyor.