DERKENAR

Derkenar'ın bu haftaki sayısında Nayat Karaköse, Kayıp Şehir dizisinden yola çıkarak 'öteki fetişizmine' dönüştürülüp içi boşaltılan kardeşlik mesajlarını konu ediyor. Bawer Çakır ise yazısında eşcinsel ve transeksüellere yönelik linç kültürüne varan ön yargıları ele alıyor. Derkenar, Fazıl Say'ın arabesk yorumlarını twitter'a taşırken Perihan Mağden'in yeni kitabının altı çiziliyor. 5'i bir yerde'nin konuğu ise oyuncu Cem Uslu.

Derkenar'da bu hafta Nayat Karaköse, tablet çağında nefret söyleminin nasıl devam ettiğine dikkat çekiyor. Orhan Gencebay'ın 60. sanat yılı için çıkarılan albüme yer veren Bawer Çakır'a, Balkan ve indie-rock müziklerini harmanlayan ABD'li Beirut grubunun İstanbul konserini aktaran Gögçe Gündüç katılıyor. '5'i bir yerde'nin konuğu ise başarılı oyuncu Sevinç Erbulak.

Balkan müziğiyle indie-rock’ı birleştiren ABD’li grup Beirut’u, 2007’de verdiği konserin ardından 21 Eylül Cuma akşamı Kuruçeşme Arena’da bir kez daha dinledik.

Orhan Gencebay’ın 60. sanat yılı şerefine hazırlanan ‘Orhan Gencebay ile Bir Ömür’ isimli albüm geçtiğimiz günlerde çıktı. 32 sanatçının bir araya geldiği ve listeye bakınca heyecanı katmerleyen isimlerin olduğu albümü hevesle bekliyordum. Ancak kursağımda kalan hevesim bir yana sayısız anıya fon müziği olmuş şarkıların yanlış ellerde rezil rüsva edilmesi kalbimi kırdı doğrusu.

Nefret hem öğrenilen hem de öğretilen bir duygu aslında. Nefret söylemli ve nefret suçlu zamanlardan geçiyoruz. Peki tam olarak nefret söylemi diye tanımlayamayacağımız ama gündelik hayatımızda bizi kıran, yazıklandıran söylemleri nereye oturtacağız?

Ortadoğu ve Kafkasya uzmanı, siyaset bilimci ve gazeteci Vicken Cheterian, Suriye’de yaşanan gelişmelerin perde arkasını anlattı: “Suriye muhalefetine ciddi bir dış destek yok. Dünya liderleri çok laf etti ama hiçbir muhalefete para veya silah vermedi.”

İzmirli 22 yaşındaki Selim Karakaya Konak’ta, Afrotürk bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelmiş. Ten rengi nedeniyle çocukluktan itibaren bazı sıkıntılar yaşamış: “Komşunun oğlu yaramazlık yapınca, ‘Hadi abisi, gel de korkut!’ derlerdi bana. Ağrıma giderdi, ben korkunç birisi değilim ki derdim.”