Ünlü piyanist Şahan Ardzruni, Kalan Müzik etiketiyle çıkan son albümünün tanıtımı için İstanbul’a geldi. Çalışmalarını ABD’de sürdüren sanatçı, geçtiğimiz yıllarda, Kültür Bakanlığı’nın çağrısıyla Van’da ve New York’ta konserler vermişti. Ünlü piyanistle son albümü hakkında konuştuk.
Fotoğraf: Berge Arabian
Son albümünüzü diğerlerinden ayıran en önemli özellik nedir?
Önceki repertuvarlarımda Gomidas ve onun ardılları olan Aram Haçaduryan ile Arno Babacanyan gibi sanatçıların eserlerine yer vermiştim. Bu kez, Gomidas öncesi klasik müzik repertuarımızdan, nispeten daha az bilinen ancak çok önemli eserler üretmiş olan bestecilere ağırlık veriyorum. Bilindiği gibi, Gomidas aynı zamanda bir etnomüzikologdu ve eserlerinde özgün Ermeni Müziği’ni ortaya koymaya çalışmıştı. Bu çaba ondan sonraki bestecilerde de gözlemlenebilir. Gomidas öncesi besteciler ise daha çok Avrupa ekolünden etkilenmişlerdir. Türkiye’de operanın kurucusu olarak kabul edilen Dikran Çuhacıyan, bu açıdan iyi bir örnektir; son albümümde onun eserlerine de yer verdim.
Albümde başka hangi bestecilerin eserleri yer alıyor?
Ünlü eğitimci Hrant Asadur’un oğlu olan, döneminin önemli müzisyenlerinden Hagop Asadur var. 1904’te öldüğünü ve Balıklı Mezarlığı’na gömülü olduğunu biliyoruz fakat mezarını bulamadık, kayıtlarda yok. İstanbul’da sadece Ermenilerin değil, Türklerin de tanıdığı, Heybeliada’daki deniz okulunda bando bölüğünün yöneticisi olmuş Harutyun Sinanyan’dan; bugün hâlâ devam eden öğrenci resitalleri geleneğinin kurucusu olan Istepan Papelyan’dan; İstiklal Marşı’nın bestelenişinde önemli katkıları olan ve çok sesli orkestrasyonunu yapan Edgar Manas’tan da birer eser yorumladım. Ayrıca, Tiflis’te doğup büyümüş, Rus müziğinin etkisinde besteler yapmış, Aleksandr Spentiaryan ve Magar Yegmalyan gibi sanatçıların da bazı eserlerini albümüme taşıdım.
Bu isimler Ermeni müziği için ne ifade ediyor?
Ben bu projeyi iki boyutta ele aldım. Batı Ermeni kültürü için İstanbul’a odaklanan bestecilere yoğunlaşırken, Doğu Ermeni kültürü için Tiflis’i merkeze alarak çalıştım. Eserlerini seslendirdiğim sanatçıların hemen hepsi 19. yüzyılda doğmuş ve eserler üretmiş. Ermeni kültür tarihinde, 19. yüzyıl bir dönüm noktası teşkil eder. Yüzyılların kültürel birikimi bu dönemde bir sıçrama yaşamıştır. Edebiyatta, resimde ve müzikte dahi olarak adlandırılabilecek pek çok simaya rastladığımız bu yüzyılda, modernleşme ve buna bağlı olarak da uluslaşma, sanata yepyeni bir ivme kazandırmıştır.
Şahan Ardzruni 1943’te İstanbul’da doğdu. Esayan ve Getronagan okullarını bitirdi. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda müzik eğitimi aldı; burada, ünlü piyanistler Ferdi Statzer ve Raşit Abed’le birlikte çalıştı. 1964’te New York’taki Juilliard School of Music’te (Juilliard Müzik Okulu) eğitimine devam etti; burada da Sascha Gorodnitzki’den piyano, Felix Galimir’den oda müziği, Joseph Bloch’tan da piyano literatürü dersleri aldı. Bugüne dek 13 albümü yayımlandı.
Şahan Ardzruni kimdir?