Güney Kafkasya'nın kemikleşmiş meselesi Karabağ'da hiçbir zaman tam bir ateşkes sağlanamasa da bir süredir sessiz olan sınır hattı, neden son haftalarda böylesi bir şiddete sahne oluyor ve bundan sonra ne olacak? Bu sorunun kesin bir cevabı olmamakla birlikte, uzmanların bazı tahminleri var.
Bazıları çatışma hattına 100 metre uzaklıkta olan Ermeni köylerinin boşaltılıp sivillerin güvenli bölgelere taşınması konuşuluyor. Azerbaycan'ın sınır hattındaki 'Çıraklı' köyü ise yıllar boyu devam eden savaşta boşaltılmıştı. (Fotoğraf: AA)
GÖZDE KAZAZ
gozdekazaz@agos.com.tr
Güney Kafkasya’nın kemikleşmiş meselesi haline gelen Karabağ’da, ateşkesin sağlandığı 1994 yılından beri görülmemiş büyüklükte bir gerilim yaşanıyor. Ermenistan kaynaklarının verdiği bilgiye göre Ermenistan’dan 5 asker, Azerbeycan’dan ise 25 asker hayatını kaybetti. Azerbaycan resmi kaynakları ise 13 Azeri askerinin hayatını kaybettiğini kayda geçirirken, General Rovshan Akbarov 70 Ermeni askerin hayatını kaybettiğini savunuyor.
Taraf ülkelerin ‘sır gibi sakladıkları’ çatışma gerçekleri bir yana, hafta boyunca devam eden Karabağ gerilimiyle ilgili farklı uluslararası kesimlerden gelen tepkilerin ortak noktası, ‘ateşkes anlaşmasının ihlal edildiği’ydi. Bölgenin ateşkes sürecinde rol oynayan AGİT Minsk grubu ve Avrupa Birliği Dışişleri Yüksek Temsilciliği’nin ‘sorunu barışçıl yollardan çözme’ çağrısına Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban-Ki Moon da katıldı.
Ermenistan resmi kaynakları ve Rusya Dış İlişkiler Bakanlığı’nda gelen açıklamaya göreyse, Serj Sarkisyan ve İlham Aliyev hafta sonu Soçi’ye gidiyor. Vladimir Putin’in ayrı ayrı görüşeceği iki liderin bir araya gelip gelmeyeceği ise henüz belli değil.
Peki hiçbir zaman tam bir ateşkes sağlanamasa da bir süredir sessiz olan sınır hattı, neden son haftalarda böylesi bir şiddete sahne oluyor ve bundan sonra ne olacak? Bu sorunun kesin bir cevabı olmamakla birlikte, uzmanların bazı tahminleri var.
De Waal: Tıkanıklık çatışma getiriyor
Carnegie Uluslararası Barış Vakfı’nın Rusya ve Avrasya programının yöneticilerinden olan Güney Kafkasya uzmanı Thomas de Waal, Carnegie’nin internet sitesinde 5 Ağustos’ta yayımlanan yazısında gerilimin artmasının nedenini hem barış sürecinin artık tıkanmış olmasına, hem de Rusya tarafından iki ülkeye de pompalanan silahlanma yarışına bağlıyor. De Waal’e göre Ermenistan, Avrasya Birliği’ne girme süreciyle müttefiki Rusya’nın artan desteğine güveniyor ve bu yüzden Azerbaycan’la olası bir çatışma ortamında artık daha ‘güvenli’.
De Waal, aylardır bölgede devam eden gelişigüzel ateşkes ihlalinin, sınırdaki keskin nişancılarını uluslararası baskıya rağmen çekmeyen Azerbaycan tarafından gerçekleştirildiği görüşünde ve artık ayyuka çıkan gerilim de Ermenistan’ın bu sınır ihlallerine karşı giriştiği büyük bir karşı operasyon olarak okunabilir.
Badalyan: Savaş ihtimali yok
Bölgedeki güç savaşının farklı yüzlerinin sergilendiği son çatışmayla ilgili Agos’a konuşan, Ermenistan’daki Shant TV’nin siyaset yorumcusu Armen Badalyan ise yine de Ermenistan ve Azerbaycan arasında uzun soluklu bir savaş ihtimalinin devre dışı olduğu görüşünde: “Çünkü Azerbaycan ekonomik olarak doğalgaz ve petrol ihracına bağımlı ve rezervlerin çoğu da Ermenistan’ın kuzeydoğu sınırına 200 kilometre uzaklıkta, yani Karabağ bölgesinin yakınında bulunuyor. Eğer bir savaş başlarsa Ermenistan’ın ilerleyeceği ilk yer orası olur ve Azerbaycan bunu göze alamaz.”
Ermenistan Savunma Bakanı Seyran Ohanyan’ın 6 Ağustos’taki açıklaması, Ermenistan tarafının da uzun soluklu bir savaşı istemediğini gösteriyor. Ohanyan, yaptığı açıklamada, “Karabağ çatışma alanında geniş çaplı bir savaş ihtimalinin düşük olduğunu, askeri olarak hazırlıklı olmalarına rağmen çatışmaların ölçeğinin büyümeyeceğini” belirtmişti.
Armen Badalyan, çatışmaların neden bugünlerde şiddetlendiği sorusunun yanıtını ise Ermenistan’ın Avrasya Ekonomik Birliği’ne üye olma sürecinde görüyor: “Ermenistan’ın 1 Ocak 2015’te Birliğ’e dahil olacağı tahmin ediliyor. Bu süreçte Karabağ sorunuyla ilgili pek çok bilinmezlik var. Ermenistan’ın müttefiki olarak görülen Rusya, şu anda Ukrayna’daki sorunlarla ilgili olduğu için Azerbaycan güç boşluğundan yararlanıp harekete geçmiş olabilir.”
Salhani: Üçlü taktik oyunu
Azernews sitesinde bir yazısı yayımlanan gazeteci Claude Salhani ise son çatışmanın Azerbaycan, Rusya ve Ermenistan arasında oynanan bir ‘taktik oyunu’ olduğu görüşünde. Rusya’nın Ermenistan’la birlikte Azerbaycan’ı da Avrasya Ekonomik Birliği’ne dahil etme çabasında olduğunu belirten Salhani, Bakü’nün bu süreçte Karabağ meselesini masaya koyduğunu; Ermenistan’ın ise Azerbaycan’ın da birliğe dahil olmasının Rusya’dan gelecek desteği azaltacağı endişesi yaşadığını savunuyor.
Hafta sonu Putin’in çağrısıyla iki liderin Soçi’ye gidecek olmasının önemine dikkat çeken Salhani, “Belki de Putin iki Kafkasya ülkesiyle barış görüşmeleri konusunda arabuluculuk etmesinin bölgede yıldızını yine parlatacağını düşünüyordur” diyerek, gerilimin bir taktik oyunu olabileceğini savunuyor.
Köylüler bıçak sırtında
Sınır hattındaki çatışmalardan en çok etkilenenler ise elbette sınır köylerinde yaşayan siviller. Karabağ-Azerbaycan sınırında bulunan Ermeni köyleri Çinari, Moskevan, Aygebar ve Nerkin Garmrağpür, CivilNet’ten yazar Tatul Hagopyan’ın aktardığına göre Azerbaycan tarafından gelen ‘uyarı ateşleri’ nedeniyle zaten birkaç aydır tehlike altında yaşıyordu. Temmuz ayında bölgeye giden Hagopyan, bu köylerin zaten 20 yıldır huzur nedir bilmediğini, fakat son aylarda yaşananların savaştan farksız olduğunu aktarıyor. Köylerin Ermenistan medyasının propaganda haberlerinden rahatsız olduğunu aktaran yazar, “İnsanlar endişeli ve çatışmalar çocuklar başta olmak üzere herkesin ruh sağlığını bozmuş durumda” diyor. Ermenistan hükümetiyse sınır köylerindeki sivillerin Ermenistan’ın daha güvenli bölgelerine taşınabileceği konusunda açıklamalar yapmıştı.
İnsan hakları savunucuları Leyla ve Arif Yunus cezaevinde
Azerbaycan, gittikçe kabaran insan hakları ihlalleri nedeniyle uluslararası arenada daha güvensiz ve daha agresif bir durumda. 30 Temmuz’da insan hakkı savunucuları Leyla Yunus ve Arif Yunus’un tutuklanması bu kötü karneye eklenen son kırık not oldu. Bakü’deki ‘Barış ve Demokrasi Enstitüsü’nün kurucusu, Ermenistan’daki insan hakkı aktivistleriyle diyalog içinde olan Leyla Yunus ve eşi Arif Yunus, casusluk ve vatana ihanet dahil olmak üzere pek çok suçtan yargılanıyor.
Hak savunucularının tutuklanma gerekçesi, “Azerbaycan’ın mevcut sosyo-politik durumuyla ve savunma sanayiiyle ilgili bilgiler toplama ve Karabağ’ın bağımsızlığının tanınması için kampanya yapma” olarak açıklandı.
Diyabet hastası olan Leyla Yunus’un salıverilmesi için ülkedeki sivil toplum örgütleri kampanya başlattı. Öte yandan, muhalif Müsavat Partisi Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı Ferec Kerimov’un tutuklanması, “Azatlık” gazetesinin yayınının durdurulması, Müsavat Partisi yetkilisi Yadigar Sadıgov’un tutuklu bulunduğu cezaevinden gizli şekilde daha ağır şartlar altındaki başka bir cezaevine nakledilmesi gibi gelişmeler, son dönemlerde Azerbaycan muhalefetinin gündemini meşgul ediyor.