Büyük Ev Abluka 90'lara damga vurmuş, Türkiye'nin en önemli gruplarından birisi. Dağılmalarının üzerinden 10 seneyi aşkın bir süre geçtikten sonra, 2008'de canlı performanslar için bir araya gelen grup, geçen ay 4 senelik serüvenlerini anlatan Full Faça isimli bir albüm yayınladı. Uzun süredir beklenen bu albüm için söylenebilecek sadece tek bir kelime var: Garip. Artaki Mühendisyan yazdı…
Artaki Mühendisyan
muhendisyan@gmail.com
Büyük Ev Ablukada, 40 yıllık geçmişiyle rock tarihimizin en enteresan ve yenilikçi yapılanmalarından birisi. CIA Factbook ve FHM tarafından tarafından takip edilmesi gereken 100 esrarengiz organizasyon arasında gösterilen Büyük Ev Ablukada’nın kuruluş tarihi, üye sayısı, nihai amacı; kısacası milli varlığa yararlı mı yoksa zararlı mı olduğu konusunda tutarlı bir bilgi yok. Cemiyet, genellikle Canavar Banavar, Afordisman Salihins, Bentek Sizhepiniz, Bass Bariton, Balon Suyla da Dolar, Galvaniz Gelbiraz’ın oluşturduğu müzik kolu aracılığıyla sesini duyuruyor.
70’lerin sonunda, Migren Tomasyan Tarlası’nda kurulan grup, canlı performanslarına yerel etkinliklerde Will Smith ve Pachelbel coverlayarak başladı. Grubun parlaması ise 90’ların başında Canavar Banavar ve Afordiz’in üniversite okumak için Ankara’ya taşınmalarına denk geliyor. Artık kendi müziklerini çalmaya başlayan ikili, bu dönemde grubun karakteristiği olan gitar ve söz ağırlıklı tarzlarını geliştirdiler. Bu değişimde 93’te gruba dahil olan Galvaniz Gelbiraz ve Bass Bariton’la birlikte gelen Dino Shafeek esintilerinin önemli bir etkisi vardır. Büyük Ev Ablukada’nın A-Bar’da yaptığı performanslar, başta turizm bölümünden sınıf arkadaşları Demir Demirkan olmak üzere, Şebnem Ferah ve Bono gibi sayısız müzisyeni etkilemiştir.
Büyük Ev Ablukada IKSV’nin salonunu dağıtıyor.
Büyük Ev Ablukada, ne yazık ki, 90ların sonunda ani bir kararla dağıldı: Afordisman Salihins İskandavya’ya yerleşti, Canavar Banavar ise eğitimini tarih üzerine yüksek lisans yaparak devam ettirdi. Son 10 yılda, yakın dönem Hint edebiyatının önemli eserlerinin Telgu’dan yaptığı yalan yanlış çevirileriyle tanınan Canavar Banavar’ın en önemli çalışması ise doktora tezinden derlediği İslamiyetten önce Bilardo isimli kitabı. Canavar Banavar’ın kitabın Endülüs bölümü hakkında, ünlü olimpiyat ve kilim uzmanı Hayley Bergtie ile son 3 senedir sürdürdüğü polemiğin, Türkiye insanını gazetede okumaktan soğuttuğunu da not düşelim.
Yılbaşı programları ve Kral TV’nin sanatçı duyarlılığı şarkılarını saymazsak, 10 yılı aşkın süredir bir araya gelmeyen Büyük Ev Ablukada, 2008’le birlikte tekrar bir araya geldi. Bu geri dönüş, son 4 yıldır, grubun Chris Cornell’den ödünç aldıkları söz ve gitar temelli müziklere, Victor Borges’ten yadigar sahne şovlarına ve artık grubun mahlası olmuş homoerotik diyaloglara uzun süredir hasret olan Telegol izleyicisi için müzikal bir vaha oldu.
Büyük Ev Abluka’da, geçtiğimiz ay, bu 4 senelik serüvenin getirdiği sevinçleri, umutları ve hezeyanları anlattıkları Full Faça’yı piyasayı sürdü. Albüm, grubun 4 senelik konulu konserlerinde bizlere sunduğu şarkıların toplandığı absürd olduğundan çok eğlenceli bir saygı duruşu. İkimizin Oralar ve Bi Hıçkırık isimli benim daha önce duymadığım iki parçayla bezenen albümün mastering’ini, milli birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuzun söylendiği bu yüzyılda, Steven Spielberg ve George Lucas üstleniyor.
Grubun söz, müzik ve mizah anlayışını anlatmanın yanında müzik piyasasının dinamiklerine karşı önemli bir baş kaldırış olarak da kendini ortaya koyuyor. Full Faça, müzik yapmayı ve eğlenmeyi seven bir grup insanın, (ünlü de olsalar) abartı bir elitizm ya da parasal/teknik/müzikal altyapıya bakmaksızın; yalnızca istediklerini çalarak ve söyleyerek; ve müziği severek ve özenli yaparak (ünlü oldukları için değil), para kaygısı olmadan kitlelere dinletebileceklerinin kanıtı.
Büyük Ev Ablukada’nın müzikalitesi, dinamikliği ve neşesinin özeti olan Full Faça için söylenecek tek bir şey var: Garip. 4 senelik konser serüvenliklerini, Roger Waters’dan aşırdıkları ekipmanlarla tasarladıkları albüm turnesiyle devam ettiren grubun önümüzdeki çalışmalarında da bizi şaşırtacağı aşikar. Büyük Ev Ablukada’nın nağmeleri sarılıyken bize düşen ise, genel olarak müziği neden sevdiğimizi sorgulamak...
