Ekrem İmamoğlu'nun basın toplantısında bahsettiği bilirkişi ile yapılan telefon görüşmesi kaydının yayınlandığı gerekçesiyle gözaltına alınan Halk TV gazetecileri Serhan Asker ve Seda Selek adli kontrolle serbest bırakıldı. Barış Pehlivan ile Halk TV yöneticileri Kürşad Oğuz ve Suat Toktaş ise savcılığın tutuklama talebiyle mahkemeye sevkedildi. Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş tutuklanırken, Barış Pehlivan ve Kürşad Oğuz adli kontrolle serbest bırakıldı. Pek çok gazeteci sosyal medyada #GazetecilikSuçDeğildir etiketiyle tutuklamaya tepki gösterdi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında "Turpun Büyüğü" adı verilen basın toplantısında söylediği sözler nedeniyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatılmıştı.
Ayrıca yazılı ve görsel medyada bu yönde söylemlerde bulunanlar için gerekli tespitin yapılarak soruşturma başlatılması için İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne talimat verilmişti.
Konuyla ilgili Halk TV yayınında İmamoğlu'nun bahsettiği bilirkişi ile yapılan telefon görüşmesinin izinsiz olarak kayda alıp yayınladığı ve bilirkişinin isminin hedef gösterilecek şekilde açıklayarak yargılamanın seyrini etkilemeye yönelik sözler sarf ettiği iddiasıyla, Barış Pehlivan ve Halk TV'nin ilgili sunucusu ve yetkilileri hakkında "Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması ve Bilirkişiyi Etkilemeye Teşebbüs" suçlarından soruşturma başlatıldı.
Soruşturmanın ardından 'Kayda Geçsin' programı nedeniyle Halk TV'ye gelen Barış Pehlivan, binadan polis ekipleri tarafından gözaltına alındı. Barış Pehlivan'ın ardından Halk TV Sorumlu Müdürü Serhan Asker de gözaltına alındı.
Daha sonra Halk TV sunucusu Seda Selek de gözaltına alındı. 29 Ocak Çarşamba sabahı ise Halk TV yöneticileri Kürşad Oğuz ve Suat Toktaş da ifadeye götürüldü. Seda Selek ve Serhan Asker 29 Ocak Çarşamba günü öğle saatlerinde adli kontrolle serbest bırakıldı. Barış Pehlivan, Kürşad Oğuz ve Suat Toktaş'ın tutuklanması talep edildi.
Üç gazetecinin adliyedeki sorgusu gece saatlerine kadar sürdü. çok sayıda gazeteci ve siyasi parti Çağlayan Adliyesi önünde ve içinde gazetecilere destek vermek için geceyarısına kadar bekledi.
Geceyarısı açıklanan kararla Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş tutuklanırken, Barış Pehlivan ve Kürşad Oğuz adli kontrolle serbest bırakıldı.
Halk TV yöneticisi Cafer Mahiroğlu tutuklama kararı sonrası sosyal medyadan şu açıklamayı yaptı:
"Halk TV'yi aldığım günden bu yana birlikte kardeşlik hukuku içinde yol yürüdüğümüz kader yoldaşım Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat'ın tutuklandığı haberi geldi.
Adresi, işi belli, kaçma şüphesi olmayan bir gazeteci, delil karartma şüphesi bulunmayan bir soruşturmada neden tutuklu yargılanıyor? Tutuklama bizim hukuk sistemimizde bir tedbir değil midir? Bu neyin tedbiri? Dünyanın neresinde böyle bir soruşturma tutuklama kararı getirir?
Ne diyeceğimi bilemiyorum, artık sözün bittiği yerdeyiz.
Halk TV olarak bugüne kadar sadece gerçeğe nasıl sadık kaldıysak aynı sadakatle yolumuza devam edeceğiz. Arkadaşımızın hakkı, hukuku için mücadele etmekten geri durmayacağız."
Pek çok gazeteci sosyal medyada #GazetecilikSuçDeğildir etiketiyle tutuklamaya tepki gösterdi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan gözaltılara ilişkin yapılan açıklamada, şöyle denilmişti:
"Cumhuriyet Başsavcılığımızca yürütülmekte olan bir kısım soruşturmalarda ve mahkemeler nezdindeki kamu davalarında bilirkişi olarak görevlendirilen şahıslardan birinin 27/01/2025 tarihindeki Halk TV yayınında kendisiyle yapılan telefon görüşmesinin izinsiz olarak kayda alıp yayınlanmak suretiyle ifşa edilmesi, ayrıca bilirkişinin isminin hedef gösterilecek şekilde açıklanarak yargılananın seyrini etkilemeye yönelik sözler sarf edilmesi eylemlerine iştirak eden Barış Pehlivan, sunucu Seda Selek ve kanal sorumlu müdürü Serhan Asker hakkında Kişiler Arasındaki Konuşmaların Dinlenmesi ve Kayda Alınması (TCK md. 133/3) '_Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve dörtbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur_' ve Bilirkişiyi Etkilemeye Teşebbüs (TCK md.277) 'Görülmekte olan bir davada gerçeğin ortaya çıkmasını engellemek veya bir haksızlık oluşturmak amacıyla, davanın taraflarından birinin, sanığın, katılanın veya mağdurun lehine veya aleyhine sonuç doğuracak bir karar vermesi veya bir işlem tesis etmesi ya da beyanda bulunması için, yargı görevi yapanı, bilirkişiyi veya tanığı hukuka aykırı olarak etkilemeye teşebbüs eden kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır' suçlarından başlanılan soruşturma kapsamında şüpheliler yakalanarak gözaltına alınmıştır."
İmamoğlu'ndan tepki
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ilk gözaltılardan sonra X hesabından şu açıklamayı yaptı:
"Türkiye yeni bir “Dokunan Yanar” dönemine girmiştir. Hukuktan gelen gücün çok aleni istismar edildiğini ve toplumun her kesimine korku salınmaya çalışıldığını görüyoruz. Korkmayacağız ve susmayacağız. Korkmayın ve Susmayın!
Gazeteci Barış Pehlivan’ın ve Serhan Asker’in gözaltına alınması utanç verici bir uygulamadır. Adaletsizliğin sıradan bir iktidar pratiği haline geldiği, aparat bilirkişinin inceleme konusu bile olmadığı buna karşın haksızlığı, hukuksuzluğu haber yapmanın suça dönüştüğü bir garabetin içindeyiz.
Sandık gelecek, hepsi bitecek."
DEM Parti: Halkın haber alma hakkına saldırı
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
"Halk TV Sorumlu Müdürü Serhan Asker’in, gazeteci Barış Pehlivan’ın ve Halk TV sunucusu Seda Selek’in gözaltına alınması kabul edilemez! Hakikati açığa çıkarmak gazetecilerin birincil sorumluluğudur.
Gazetecilik faaliyetinden suç unsuru yaratmaya çalışmak halkın haber alma hakkına saldırıdır. Serhan Asker, Barış Pehlivan ve Seda Selek derhal serbest bırakılmalıdır."
Halk TV'den açıklama
Suat Toktaş ve Kürşad Oğuz'un gözaltına alınması öncesinde Halk TV'den şöyle bir açıklama yapıldı:
"Kamuoyuna açıklama,
Türkiye, pazartesi gününden bu yana bir gazetecilik faaliyetinin, yargı sopasıyla kriminalleştirilmesini konuşuyor.
Gazetecilik yaptık, cevap hakkı kullandırdık, şimdi gazeteciliğe, Halk TV’ye bedel ödetilmeye çalışılıyor. Yapılmak istenenin farkındayız.
Buna rağmen izleyicilerimize ve bize güvenen dostlarımıza, açıklama yapmayı sorumluluğumuzun gereği olarak gördük.
Peki o gün ne oldu?
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu’nun basın toplantısında dile getirdiği bilirkişiye, yerinde bir gazetecilik refleksi göstererek Halk TV ulaştı. Yani her gazetecinin, basın organının yapması gereken şeyi ilk ve o an sadece Halk TV yapmıştır. İmamoğlu’nun canlı yayınlanan açıklamasından sonra alenileşmiş dosyalar üzerinden suçlanan kişiye söz hakkı vermek, iddialara cevabını sormak ne zamandan beri suç oldu?
Barış Pehlivan, zikredilen isme ulaşarak iddiaları sordu. Kendisini tanıtarak Halk TV’den aradığını söyledi, iddialara ne cevap vereceğini öğrenmek istedi. Halk TV’de yayına da davet etti. Nerede yaşadığını sordu, buluşmak istediğini belirtti. Konuşmanın ilerleyen bölümlerinde söz konusu isme yaşını sordu, haber kaynağı espriyle cevap verdi. Yani ortada zorla alınmış, yaratılmak istenen algının aksine gizli kapaklı yapılmış bir söyleşi yok. Tekrar edelim; tek amaç, kendisine suçlamalar yöneltilen bir isme cevap hakkı kullandırmak, gazetecilik deyimiyle “haberi ilerletmek”ti.
Söz konusu kişi suçlamaları kabul etmediğini, Ekrem İmamoğlu’nun doğru söylemediğini ifade etti. Bu bölümler de eksiksiz bir şekilde ekrana verildi. Amaç gazetecilik dışında bir şey olsaydı, bu bölümler rahatlıkla kesilip ekrana yansıtılmayabilirdi.
Üst üste sorular sorulmuş, haber kaynağı tamamına cevap vermiş, telefonu kapatmamış, “bunları yayınlamayın” dememiş. Arayanın bir gazeteci olduğu, üstelik kamuoyunda hayli tanınan bir gazeteci olduğu ortada. Barış Pehlivan’ın, hiç tanımadığı birini sohbet etmek için aramadığı ortada.
Bu görüşmeyi kaydeden Barış Pehlivan değil. O sırada birlikte bulunduğu Halk TV Program Koordinatörü Kürşad Oğuz’dur. O da bir gazetecilik refleksiyle kaynağın açıklamalarını kayıt altına almıştır. Bu, planlanarak yapılmış bir kayıt değildir. Haber kaynağı arandığında, aranan kişinin doğru isim olduğu anlaşıldığında gazetecilik refleksi gereği kayıt başlatılmıştır.
Görüşmenin hemen ardından yine gazetecilik refleksiyle açıklamalar, yayına verilmiştir. Yayınlanmasına karar veren Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş’tır.
Gazetecilik saikiyle, cevap hakkı çerçevesinde bir yayın yapılmıştır. Haber çarpıtılmamıştır. Kaynağın sözleri kesilip biçilmemiş, söyledikleri olduğu gibi aktarılmıştır.
Pek çok televizyon kanalının canlı yayınında ismi defalarca zikredilen kişinin artık kendisi haberdir, haber değeri vardır. Nitekim Halk TV yayınının başka yayın organlarınca alınıp kullanılması bunun bir göstergesidir.
Yeni Şafak Gazetesi de haber değeri görmüş olmalı ki, aynı kişiyle konuşup ertesi gün basılı gazetede açıklamalarına yer vermiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi kararlarına aykırı olarak canlı yayında yapılan açıklamalara bile soruşturma açılan bir hukuksuzluk ortamında, hukuk konuşmadığımızın farkındayız. Burada sorgulanacaksa cevap hakkı çerçevesinde yapılmış gazetecilik faaliyeti değil, hukuk zorlanarak Halk TV’ye ve programcılarına açılan soruşturmalar sorgulanmalıdır.
Bu kaydı yayınlanmak suçsa, Halk TV’ye linç kampanyası başlatmak ve yürütmek için Melih Gökçek ve AK Parti Tanıtım ve Medya Başkanı Hamza Dağ’ın aynı kaydı yayınladığını ve hala silmediklerini hatırlatmak isteriz. Aynı kayıt aynı gün Beyaz TV’de de yayınlanmış, üzerine yorumlar yapılmıştır. Bu kaydı yayınlamak Halk TV için suçsa Beyaz TV için suç olmayacak mıdır? Bize yasak olan, onlara yasal mıdır?
Bu vesileyle Barış Pehlivan, Serhan Asker ve Seda Selek’in gözaltına alınmaları üzerine destek için arayan, mesaj atan, yayına katılan, akşamın bir saatinde soğuk havaya rağmen dayanışma göstermek için kanalına koşan izleyicilerimize minnettarlığımızı ifade etmek isteriz."