Agos insan haklarını doğrudan ilgilendiren konularda tutum almaya çalışan bir yayın organıdır. Avrupa Konsey'in kararındaki ilgili bölüm de bu açıdan dikkate değer bulunmuştur. "Kadınları hedef göstermek" gibi bir düşünceyle hareket etmemiz söz konusu olamaz.
Agos, kurulduğu ilk günden bu yana farklı kimliklerinden dolayı toplumda baskıya uğrayan, marjinalize edilen grupların sesini duyurmaya çalışan bir mecra olmuştur. Translar da kimliklerinden dolayı şiddete uğrayan bu gruplardan biridir. Dolayısıyla Agos, transların da seslerini duyurmaya, haklarını gündeme getirmeye çalışır.
4 Şubat 2022 tarihli sayımızda “Avrupa Konseyi TERF’lere ‘Dur’ dedi” başlıklı söyleşimiz aynı gün sosyal medyada paylaşıldıktan sonra gerek başlık gerek içerik açısından, çoğu zaman sertlik dozunu aşan ölçülerde eleştirildi. Bugüne dek eleştirilere açık tutum sergilemekten, hatalı olduğumuzu anladığımızda özeleştiri vermekten asla kaçınmadık. Söyleşinin başlığını “Avrupa Konseyi LGBTİ nefretine 'Dur!' dedi” şeklinde değiştirdik. Başlığı değiştirmemizdeki sebep, Avrupa Konseyi’nin söz konusu kararında her ne kadar TERF’leri de içine alan gruplardan bahsettiği anlaşılsa da, doğrudan TERF tabirini kullanmayışıydı.
Konsey’in kararının ilgili bölümünde şu ifadeler kullanılmıştır:
"5. Meclis, LGBTİ’lerin eşitliği için verilen mücadeleyi “toplumsal cinsiyet ideolojisi” veya “LGBTİ ideolojisi” olarak yanlış nitelendirdikleri şeye indirgeyen, son derece önyargılı toplumsal cinsiyet karşıtı, “Toplumsal Cinsiyet Karşıtları” (gender-critical) ve trans karşıtı anlatıları kınıyor. Bu tür anlatılar, LGBTİ’lerin varlığını inkar ediyor, onları insanlıktan çıkarıyor ve genellikle haklarını kadın ve çocuk haklarıyla veya genel olarak toplumsal ve aile değerleriyle çelişiyormuş gibi gösteriyor. Tüm bunlar LGBTİ bireyleri olumsuz etkilerken, kadın ve çocuk haklarına ve sosyal bütünleşmeye de zarar veriyor."
Metinde LGBTİ ve trans dışlayıcılardan bahsedildiği anlaşılmaktadır.
Agos insan haklarını doğrudan ilgilendiren konularda tutum almaya çalışan bir yayın organıdır. Konsey'in kararındaki ilgili bölüm de bu açıdan dikkate değer bulunmuştur. "Kadınları hedef göstermek" gibi bir düşünceyle hareket etmemiz söz konusu olamaz. Açıkçası, bunları da hakkaniyetli eleştiriler olarak göremiyoruz. Kaldı ki TERF ( Trans-Exclusionary Radical Feminist - Trans Dışlayıcı Radikal Feminist) tabirini, kadınlara teşmil etmek de zordur. Bugüne kadar kadın hakları mücadelesine elimizden geldiğince destek verdik, bugünden sonra da destek vermeyi sürdüreceğiz. Özgürlükleri genişletme odaklı tüm eleştirilere kapımızın her zaman açık olduğunu bir kez daha hatırlatır, bundan sonra da içeriklerimizde insan hakları ve hak mücadelesi değerlerinin esas alınacağını duyururuz.