18 Şubat Salı günü düzenlenen HDK (Halkların Oemokratik Kongresi) operasyonunda ev baskınlarında gözaltına alınan 35 kişi tutuklama talebiyle, 13 kişi ev hapsi istemiyle mahkemeye sevk edildi. Mahkemeye sevkedilen 30 kişi tutuklandı, 13 kişiye ev hapsi, 7 kişi için de adli kontrol kararı verildi. Tutuklananlar arasında gazeteciler Elif Akgül, Ercüment Akdeniz, Yıldız Tar ile EMEP İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros var. Partilerden ve meslek kuruluşlarından operasyona tepki geldi.
DEM Parti "Yargı iktidar adına siyasal faaliyet yürütüyor" başlığıyla şu açıklamayı yaptı:
"HDK’ye yönelik gerçekleştirilen ve aralarında MYK üyelerimiz Semiha Şahin, Mehmet Saltoğlu, önceki dönem MYK üyelerimiz, HDK önceki dönem Eş Sözcüsü Esengül Demir’in de bulunduğu 50 kişinin gözaltına alındığı ve 30 kişinin tutuklandığı operasyon tam bir hukuk felaketidir. Bu operasyon sonucunda 13 kişi hakkında ev hapsi kararı verilmiş, 7 kişi de adli kontrol kararı ile serbest bırakılmıştır.
Bu operasyonla yargı, iktidar adına siyasal faaliyet yürüttüğünü ve hukukun hiçbir ilkesini takmadığını bir kez daha ilan etmiştir. Gözaltı gerekçeleri, hem adli kontrol ve ev hapsi hem de tutuklama gerekçeleri hukuk metinleri değil, iktidarın muhalifleri tasfiyesine yönelik siyasal kumpas metinleridir.
Bu yargılama büyük bir kumpastır. Suçlama konusu yapılan ortam dinlemelerinin, tape kayıtlarının çoğu 2011, 2012, 2013 yıllarında, yani çözüm sürecini boşa çıkarmaya çalışan ve iktidarın FETÖcü olarak nitelendirdiği yapının yargısı ve kolluğu tarafından oluşturulmuştur. Bunlar hukuk dışı elde edilmiştir. AKP iktidarı, o dönemdeki ortağının yarım bıraktığı kumpası bugün kendi yargısıyla tamamlamak istemektedir.
Bu kumpas, toplumsal birlikteliği, siyasal ortaklığı kapsayan “Kent Uzlaşısı”na karşı kurulan bozguncu bir anlayışa dayanmaktadır. Üstelik HDK’nin seçimlerde “Kent Uzlaşısı” kararı verdiği de açık bir yalandır. Bir kez daha söyleyelim ki, “Kent Uzlaşısı”nı suçlama konusu yapmak, “iktidara karşı bir araya gelmeyin, ortak mücadele yürütmeyin, ortak hareket etmeyin” demektir. Kürt-Türk birlikteliğini dinamitleme anlayışıdır. Bölücü ve ayrıştırıcı bir zihniyetin ürünüdür.
“Kent Uzlaşısı” kararını partimiz vermiştir ve onurla da bu kararın arkasında durmuştur. Bu karar pek çok yerde yerel yönetimlerin el değiştirmesini sağlamıştır. İşte bu operasyon bu nedenle bir intikam operasyonudur. Bu zihniyetle oluşturulan iddialar HDK’yi değil eşit, özgür ve bir arada yaşama hedefine karşı açık ve aleni bir saldırıdır. "
Türkiye İşçi Partisi de "Memlekette sorun çözmek yerine sorun yaratan, emekçiye söyleyecek sözü kalmayan Saray Rejimi, aparat haline getirdiği yargıyla halkı sindirmeye çalışıyor. HDK’ye, sosyalistlere, gazeteci ve sanatçılara dönük operasyonlar ve tutuklamalar Türkiye’de gerçek bir barış, özgürlük ve kardeşlik ortamı oluşmasını baltalamaktan başka sonuç vermeyecektir. Siyasi, toplumsal ve hukuki meşruiyeti olmayan bu iktidarı derhal değiştirmek ve hukuksuzluklara son vermek için mücadeleyi yükselteceğiz. Tutuklanan arkadaşlarımız mutlaka özgürlüğüne kavuşacak." açıklamasını yaptı.
RSF ve DİSK Basın İş'ten tepki
Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, gazeteciler Elif Akgül ile Yıldız Tar'ın tutuklanması, Ender İmrek'in ''ev hapsi almasına'' tepki gösterdi. Önderoğlu, ''Gazetecilik faaliyetlerine yönelik açık bir saldırıdır; serbest bırakılmalılar'' dedi.
RSF Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu, gazetecilere yönelik başlatılan soruşturmalara ilişkin yaptığı açıklamada, ''Elif Akgül ve Yıldız Tar'ın 14 yıl öncesine ait kamuoyuna açık inkar etmedikleri politik temasları gerekçe yapılarak tutuklanması, Ender İmrek’in de ev hapsine alınması haksızlıktır ve onca yıllık gazetecilik faaliyetlerine yönelik açık bir saldırıdır, serbest bırakılmalılar'' ifadelerini kullandı.
DİSK Basın İş'den yapılan açıklamada da şöyle dendi:
"Üyelerimiz Elif Akgül ve Ercüment Akdeniz ile gazeteci Yıldız Tar’ın da aralarında bulunduğu 30 kişi tutuklandı!
Bu operasyon, toplumsal muhalefeti baskı altına alma ve susturma çabalarının bir parçasıdır. Halkın haber alma hakkını savunan gazeteciler ve örgütlenme haklarını kullanan yurttaşlar yargı sopasıyla tehdit ediliyor, boyun eğmediğinde ise hapse atılıyor.
İktidarın baskı politikalarına boyun eğmeyeceğiz. Adalet ve özgürlük talebimizi yükseltmeye, mücadeleyi büyütmeye devam edeceğiz.
Tutuklanan arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalıdır!"