Öcalan’la görüşen DEM Parti İmralı Heyeti temaslarını sürdürüyor, DEM Parti yönetimi Öcalan’ın “tarihî” bir açıklama yapacağını vurguluyor ama bir yandan da memlekette gözaltına alınmayan, hakkında soruşturma açılmayan kimse kalmadı, son aylarda.
Hatırlayalım; MHP Genel Başkanı Bahçeli’nin “Öcalan gelsin Meclis’te konuşsun, örgütün lağvedildiğini açıklasın, umut hakkından faydalansın” açıklamasıyla başlayan ve iktidarın “süreç” demekten özenle kaçındığı gelişmelerde, bu adımlar nihayete varırsa ‘Türk-Kürt kardeşliği’nin tesis edileceği, bilhassa iktidar ve Erdoğan tarafından vurgulanmaktaydı.
Öcalan’la görüşen DEM Parti İmralı Heyeti temaslarını sürdürüyor, DEM Parti yönetimi Öcalan’ın “tarihî” bir açıklama yapacağını vurguluyor ama bir yandan da memlekette gözaltına alınmayan, hakkında soruşturma açılmayan kimse kalmadı, son aylarda.
CHP’li belediyeler ve İBB Başkanı İmamoğlu’na yönelik soruşturmalar biliniyor. Son olarak Van Belediyesi’ne de kayyım atandı. 12 yıl önceki Gezi Direnişi gerekçe gösterilerek gözaltına alınan ve tutuklanan menajer Ayşe Barım hakkında, üst mahkeme tahliye kararı verdi ama savcılık itiraz edince Barım tahliye edilmeden cezaevinde kaldı.
HDK operasyonunda ise 60 kişi için gözaltı kararı alındı, 52 kişi gözaltına alındı. “Nereden çıktı şimdi bu operasyon?”, gayet haklı bir soru. Yıllardır legal alanda faaliyet gösteren bir kurum, HDK. Çok sayıda toplantı düzenledi, bildiriler yayımladı, toplantılarında farklı kesimlerden pek çok insanı bir araya getirdi.
Gözaltına alınanlara baktığımızda, ne amaçlandığını anlamak daha da güçleşiyor. Gazeteciler, siyasetçiler, sanatçılar, sosyalist kesimden politikacılar, ressamlar...
Aralarında 2015’te HDP listesinden milletvekili adayı olan, 65 yaşındaki Samatyalı terzi Filor Uluku Benli de var, Barış Vakfı’ndaki çalışmalarını bildiğimiz Nurcan Kaya da. Gazeteciler Yıldız Tar ve Elif Akgül, haber çalışmalarını yakından bildiğimiz isimler. DSİP Eş Genel Başkanı Şenol Karakaş aynı zamanda Hrant’ın Arkadaşları İnisiyatifi’nde ve uzun yıllardır hem Dink Cinayeti Davası’nı takip ediyor hem de Hrant Dink için yapılan 19 Ocak anmalarını tertip eden heyette yük üstleniyor.
Bir bakıyoruz, TÜSİAD yöneticileri de bu baskı dalgasından nasibini alıyor.
TÜSİAD’ın 13 Şubat’ta toplanan genel kurulunda derneğin Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Ömer Aras ve Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan, teğmenlerin ihracı, Ayşe Barım’ın gözaltına alınması gibi gelişmelere de değinmiş ve hükümeti eleştirmişti.
Bu sözler üzerine konuşmalar hakkında soruşturma açıldı ve bu yazı yazılırken, Aras ve Turan, ifadeleri alınmak üzere polis eşliğinde adliyeye götürülüyordu.
AKP’nin TÜSİAD’a ayrı bir alerjisi olduğu biliniyor. Bu yüzden yıllar boyu TÜSİAD baskı altına alındı ve dernek de bir süre ‘düşük profilli’ bir tutum sergiledi, bu tutuma uygun başkanlar seçildi. Ancak hiç soruşturma açılmamıştı. Şimdi işin yargı boyutuna taşınması, bitmek bilmeyen yeni bir evreye girdiğimiz gösteriyor.
Velhasıl, Kürt’ü, solcusu, gazetecisi, sanatçısı, siyasetçisi, milliyetçisi, sanayicisi, eğer AKP-MHP ile aynı frekansta değilse, yargı tehdidiyle ve bunun sonuçlarıyla yaşıyor.
Bu durumda insan sormadan edemiyor, bu ‘kardeşlik’ kimi kapsıyor?