Bu hafta Araçamard’ın ulaşabildiğimiz sayılarında yer alan Ermeni esirlere ait bilgiler son buluyor ve Azadamard gazetesinde yer alan bilgileri paylaşmaya başlıyoruz. Ancak Araçamard’ın ulaşamadığımız sayılarında esir listeleri varsa, elde ettikçe yayınlayacağımızı da belirtelim.
Azadamard (Özgürlük Mücadelesi) gazetesi 1909 yılında, öğretmen, gazete yazarı, Taşnaksutyun Partisi üyesi Rupen Zartaryan ve İstanbul Ermeni kültür hayatında faal olarak rol alan, aynı zamanda Taşnak Partisi üyesi olan Hagop Cololyan (Siruni) tarafından 1909-1914 ve 1918-1921 yılları arasında günlük gazete olarak yayınlandı. Birçok aydın katkıda bulundu.
Azadamard Taşnaksutyun Partisi’nin yayın organlarından biri oldu. Bu nedenle devletin, sansür kurulunun gözü hep üzerindeydi. Defalarca yasaklandı, kapatıldı. Ancak her seferinde Araçamard (Öncü mücadele), Pakin (Sunak), Pütania (Pithynia), Aztag (Etki), Meğu (Arı), Şant (Yıldırım), Cagadamard (Muharebe), Artaramard (Adil mücadele), Ariamard (Cesur mücadele) gibi yeni bir adla yayınlandı. 1915’te yazar kadrosunun tümüne yakını ilk tutuklananlar arasında yer aldı, sürgüne gönderildi ve katledildiler. Azadamard ancak 1918 yılında tekrar yayınlanabildi.Z.M.
Azadamard
Sayı 1042, 28 Ekim-10 Kasım 1912
ASKER EVLADI OLANLAR OKUSUN
BULGAR ORDUSUNDAKİ 70 ERMENİ ESİR VE ADLARI
Bükreş, 24 Kasım. Bugün Bulgaristan’dan (Stara-Zogara) tarafıma gönderilmiş bir mektubu Azadamard okuyucularının dikkatine sunuyoruz.
“Bizler burada yaklaşık 1000 kişiyiz. Büyük bir çatişmadan sonra Bulgarların eline esir düştük, yaralılar da var. On saat süren bir çatışmadan yorgun düşmüşken Bulgarlar sağanak halinde bizi topa tuttular. Bir kez daha yenilgi bayrağı çekildi. Her ne kadar hepimiz sağ ve sağlıklı olsak da Bulgar Ordusu’na daha uzun dayanamadığız için üzgünüz. Hristiyan olmayanlardan başlamak üzere herkese itimam gösteriyorlar.
Burada Ermeni olarak 70 kişiyiz. Ailelerimiz bizler hakkında kaygılanmasın ve umutsuzluğa kapılmasın. Adlarımız ve doğum yerlerimizi Azadamard muhabiri aracılığı ile bildiriyoruz.
Hampartzum Khaçigyan (Silivri), Hampartzum Şahbazyan (Geyve, Kıncılar), Nerses Seraydaryan (Kurtbelen), Onnig Boğosoğlu (Arslanbeg), Rısgo Şamo (Arab-Merdin), Boğos Hampartzumyan (Muş), Dikran Ohannesyan (Muş), Alilksan Melkoyan (Malazgirt), Mıkhitar Boğosyan (Malazgirt), Apraham Yeğia (Merdin [Mardin]), Mikayeloğlu Habib (Merdin), Hagop Bedrosyan (Merdin), Krikor Sarkisyan (Elmalı), Sarkis Köngelyan (Adapazar), Antranig Çemenyan (Adapazarı), Esayi Doğramacıyan (Adapazarı), Nerses Cebelyan (Adapazarı), Yeznig Yezegilelyan (Gelibolu), Oran Brahim, Arap (Şam), Ardavazt Mınagyan (Pera), Artin Sarkisyan (Bare... okunamadı), Yeğia Şemoyan (Kayseri), Hacı Garabed Krikoryan (Tekirdağ), Vahan Hagopyan (Bolu), Elias Nasri, Musevi (Merdin), Taniel Krikoryan (Dökmeci), Garabed Felesegciyan (Pera, Pangaltı), Andon Balıkçı, (Yenişehir),
Azadamard
Sayı 1045, 31-13 Kasım 1912
ERMENİ KIZIL HACI VE ERMENİ YARALILAR
Dün Ermeni Kızıl Hacı tarafından Taşkışla ve Alman Hastanesindeki yaralılar Dr. Babil Han ve Fransız Hastanesi İç hastalıkları doktoru H. Artinyan temsilciliğinde ziyaret edildi.
Alman Hastanesinde şimdiye kadar ikisi iyileşerek taburcu olan dört Ermeni asker tedavi edildi. Üçüncüsü Krikor Kaloyan Diyarbakır, Farkın kasabası [Silvan], Sur olarak adlandırılan bölgesinden olup Kırık Kilise çatışmasında başından yaralanmış, sekiz gün önce ameliyat edilmiş ve dün sabah saat onbirde ölmüştür. Geçen hafta Ermeni Kızıl Hacı’ndan bayan Azniv Madteosyan ve Dr. H. Artinyan tarafından ziyaret edilen bu zavallı genç, babası Ohan Kaloyan’ı ve yaralandığında yanında olan ve çalınan üç lirasını hatırlamaktadır.
Şu an Alman Hastanesinde kalan Levazım Subayı Krikor Moçigyan (Bandırmalı) kalçasından ağır olarak yaralanmış ve sekiz günde oldukça iyileşmiş gözükmektedir.
Taşkışla’da 1200 kadar yaralı bulunmakta ve aralarında Ermeniler de yer alamaktadır. Karyola bulabilen Ermenilerin adları şöyle: Kolundan yaralı Kevork Sarkis Papazyan (Afyonkarahisar), Hovhannes Sarkis Vıllıyan (Bandırma) başından yaralı, Minas Terziyan (Kıncılar yerlisi) başından yaralı. Bunlar dışında kayıt altına alınan ve düzensizlik nedeniyle ulaşılamayan Mardiros oğlu Kalmosi (Divriği), Hovhannes oğlu Artin (Sivas) bulunmaktadır.
Azadamard
Sayı 1047, 2-15 Kasım 1912
ERMENİ YARALILARIN ADLARI
Bir meslektaşımız farklı hastanelerde bulunan yaralı Ermeni askerlerden bir kısmının adını yayınladı, oradan alarak aktarıyoruz.
Pangaltı Askeri Okulu hastahanesinde Sarkis H. Balatyan (Malkara), Antranig Cermagyan (Şebinkarahisar), Armenag Donatosyan (Erzincan),
Şişli Kışlası’nda Apraham G. Belalyan (Kurtbelen),
Rus Hastanesinde, Apraham G. Belalyan (Kurtbelen),
Taşkışla Hastanesi, Kevork S. Papazyan (Afyon Karahisar), Khaçig H, Kostanyan (Yozgat), Minas A. Terziyan (Adapazar), Hovhannes S. Güleyan (Bandırma), Krikor P. Köseyan (Ankara), Hayg M. Karamanyan (Boğazlıyan), Vahan H, Kürkçüyan (Erzurum), Dırtad Tütüncüyan (Bandırma),
Krikor Yeremyan (Sonköy), Ardaşes Sıvacıyan (Yozgat), Hovhannes Basmacıyan M. (Diyarbakır), Manug S. Kuşluyan (Bursa), Vartan M. Avakyan (Bilecik), Movses S. Ğugasyan (Sölöz), Artin Sırabyan (İnebolu), Hovhannes Pekmezyan (Sivas), Mardiros G. Azaryan (Divriği), Hovagim M. Yardımyan (Yozgat), Hovhannes Tumanyan (Sinop).
Azadamard’ın çaycısı ile yolculuk
Nisan 2011 tarihinde Surp Haç Tıbrevank'tan Yetişenler Derneği Cezayir Restoran'da "Onlar da Gazeteciydi" başlıklı bir etkinlik düzenlemişti. Amacı gazeteci meslek örgütlerinin yayımladığı "Öldürülen Gazeteciler" listelerinde Ermeni gazetecilerin de yer alması için çağrıda bulunmaktı.
Toplantıya konuşmacı olarak Bülent Tellan, Rober Koptaş, Ragıp Zarakolu, Ali Bayramoğlu, Ahmet Abakay ve ben de katılmıştım. Etkinlik sonunda 24 Nisan 1915'te tutuklanan, sürgüne gönderilen ve katledilen Ermeni aydınlar arasında görmezlikten gelinen pek çok gazeteci olduğunu belirtip, Basın Müzesi’nde yer alan katledilen gazeteciler bölümünde, Ermeni kimlikli, başyazar, editör, köşe yazarı, muhabir ve basın emekçisi anısına bir köşe düzenlenmesi çağrısında bulunmuştuk.
Ragıp Zarakol yaptığı konuşmada Azadamard’ı, 24 Nisan’da en ağır kaybı veren gazete olarak belirtmiş, ölüm yolculuğuna çıkarılanlar arasında gazetenin çaycısının dahi olduğunu belirtmişti. Ragıp, o tarihte Teotig’in Huşartsan Abril 11’i ( 11 Nisan Anıtı) adlı önemli çalışmasını Türkçe’ye yeni kazandırmıştı. ‘Azadamard’ın çaycısı’ 11 Nisan Anıtı’nda iki üç satır olarak yer alıyordu.
Hampartsum Balasan, Taşnagtsagan Rusya Ermenisiydi. Ermeni-Tatar çatışmalarına katıldı. Bakü hapishanesinden sonra Sibirya’ya sürüldü, kaçarak İstanbul’a geldi. Azadamard’da çaycılık yaptı. 32 yaşında sürgüne gönderildi.
Kamuoyunun ‘Azadamard’ın çaycısı’ ile ilk tanışması böyle olmuştu. Ancak Balasan geçen hafta yayınladığımız 'Balkan esirleri arasında bir muhabir: Lev Troçki' adlı yazımızda yüzyılı aşkın bir süre sonra kendisini tekrar hatırlattı. Troçki Bulgaristan’da General Antranig’in gönüllüleri ile yaptığı röportajda Balasan’ı karşımıza çıkarttı ve onun bilmediğimiz bir yanına ışık tuttu:
“Beni tanımadınız mı?” diyor gönüllülerden biri, bir Ermeni gazeteciye. “İstanbul’da Azadamard'ın idarehanesinde size çay yapardım.”(Sarkis Srents)
Öyle anlaşılıyor ki Azadamard’ın çaycısı Bakü’den İstanbul’a gelmiş, Azadamard’da çaycılık yapmış, bir dönem Bulgaristan’a giderek Antranig’in gönüllüler alayı ile iç içe olmuş, tekrar İstanbul’a gelerek Azadamard’daki çaycılığına devam etmiş ve ardından da 1915’te sürgüne gönderilmişti.
Balasan ile ilgili ulaşabildiğimiz bilgiler oldukça sınırlı. İğneyle kuyu kazmak misali, iz sürerek onunla ilgili az da olsa bilgilere ulaşabildim. Bu nedenle bazı konularda ancak yorum yapabiliyorum. İhtimal ki Balasan Balkan Savaşı’nı yerinde izlemesi için Azadamard gazetesi tarafından görevlendirilmiş ya da General Antranig’in gizli olarak İstanbul’a geldiğinden, Rupen Zartaryan ve Taşnakasutyun ileri gelen yöneticileri ile yaptığı görüşmelerden haberi olmuş ve Antranig’in alayına bu vesile ile katılmıştı. Yayınladığımız esir Ermeni askerlerine ait listelerin hazırlanmasında ihtimal ki Balasan’ın da yoğun emeği olsa gerek.
Azadamard gazetesinin binası Beyoğlu’nda yer alıyordu ve Taşnaksutyun’un İstanbul merkezi sayılırdı. Binada gazete yazarları ve parti yöneticilerinin her birinin özel çalışma odası yanında zengin bir kütüphanesi vardı. Uzun bir süre parti üyelerinin lokali olarak da kullanılmış, fazla sayıda insanın girip çıktığı bir binaya dönüşmüştü. Binada her gece yazı işlerine bağlı muhabirler yanında dizgici, klişeci, telgrafçı gibi gece nöbetçileri kalırdı. Beklenmeyen bir saatte sansür kurulunun bir tebliği gelebilirdi. Bina aynı zamanda kapıcı, çaycı gibi iki üç çalışanın evi de sayılır, orada çalışırlar, orada yer içer ve orada yatarlardı. Balasan da onlardan biriydi.
İçime kurt düşmüştü. Acaba O karanlık gece, 23 Nisan’ı 24 Nisan’a bağlayan gece, ilk darbenin vurulduğu Azadamard yazıhanesinde neler yaşanmıştı, Balasan da orada mıydı? İmdadıma Cagadamard gazetesinin 1919 yılı Mart ayında başlayan ve 16 hafta boyunca tefrika edilen “Dzerug’in Hişadagnerı (İhtiyarın Hatıraları) yetişti. Dzerug Tekirdağlı, Taşnaksutyun Partisi üyesi, öğretmen Sarkis Hovhannes Kılıçyan’ın kullandığı bir mahlas. Sarkis İstanbul’a yerleştikten sonra Azadamard’da çalışmaya başladı. Azadamard binasında ilk sorguya çekilenlerden biri olmuş. Daha önceden tecrübesi vardı, sorgusunda “aptal” rolüne soyunmaya çalıştı ancak Ayaş’a götürülmekten kurtulamadı. Ayaş’ta adının Sarkis Kılıçyan olmadığı, Sarkis Srents olduğu iddiası ile yarattığı kargaşalıktan yararlanarak İstanbul’a kaçtı. Srents Kılıçyan’ın Ermenice karşılığıydı. Ana konumuzdan ayrılmamak amacıyla şunu hatırlatalım: isteyen okuyucularımız Srents’in geri kalan yaşamını Aras Yayıncılık tarafından yayınlanan “Ermeni Edebiyatı Numuneleri 1913” adlı eserinden okuyabilir.
Srents Cagadamar’da yayınlanan “İhtiyar”ın Anıları adlı tefrikasında o gece Azadamard’da yaşananları, ilk tutuklamaları, ardından Ayaş yolculuğunu detayları ile birinci ağızdan kaleme alan aydınlardan biri oldu. Srents’in hatıralarında elbette Azadamard’ın çaycısı eksik olmadı. Görevlilerin Azadamard’a girişinden itibaren, görünür olan kişilerden biri de Balasan’dı, o nedenle Srents onu adım adım anılarına yansıtarak, İstanbul’dan Ankara’ya kadar olan sürgün yolculuğunu, orada ölüme götürüldüğü ana kadar herşeyi bizlere aktardı.
Azadamard’ın çaycısı Balasan son olarak Aram Andonyan’ın “Gomidas Vartabed ile Çankırı Yollarında” adlı anılarında karşımıza çıkmakta ve bizlere veda etmektedir. Andonyan’dan dinleyelim.
“ ..... Ateş açıldıktan sonra, ölü, yaralı, sağ demeden 30 kişi, kazılmış dev bir hendeğe gömülmüştü. Ardzruni ve Sako’un dışında Mihırtad Haygazn, Haçig İdareciyan, Melkon Gürciyan (Hrant), Siamanto, Keğam Parseğyan, Şavarş Krisyan, Hampartsum Hampartsumyan, Yenovk Şahen, Krikor Torosyan, Dikran Çögüryan, Dr. Garbed Paşayan, Parunak Feruhan ve Taşnak sempatizanı, Azadamard gazetesinin kapıcısı ve kahvecisi Balasan da aralarındaydı. Aslında Balasan Müslüman olan İran asıllı biriydi, ama Ermenice konuşuyordu. Diğer 13 kişinin kimliklerini belirleyemedik.”