Yetim kalmış bir yetimhane, sessiz kalan 206 oda

Galata Rum Okulu, bugünlerde Büyükada’daki Rum Yetimhanesi’ni konu alan bir sergiye ev sahipliği yapıyor. ‘206 Odalı Sessizlik’ adını taşıyan sergide Hera Büyüktaşçıyan, Ali Kazma, Dilek Winchester ve Murat Germen’in eserleri sergileniyor. Büyüktaşıyan, serginin küratörlüğünü de üstleniyor.

‘206 Odalı Sessizlik’in en etkileyici özelliklerinden biri, uzun zamandır işlevini sürdüremeyen bir Rum yetimhanesinin, yine uzun süredir devletin elinde olan ancak 2012’de Rum toplumuna iade edilen ve o günden bu yana kültürel etkinliklere ev sahipliği yapan bir Rum okulunda sergilenmesi. Binanın ilk katında, yetimhanenin eski fotoğrafları, okulda kullanılan bir kazan ve iki kepçe, okulun 1977 yılına ait bazı belgeleri sergileniyor. Bu belgeler, okul sıralarının ve masaların üzerine yerleştirilmiş.

Serginin ikinci katında yetimhanenin tarihi, kronolojik olarak, fotoğraflarla birlikte anlatılıyor; 6-7 Eylül 1955 Pogromu, 1964 Kıbrıs Olayları gibi badirelerin okulu nasıl etkilediğine dair metinler yer alıyor. Üçüncü katta ise bir video enstalasyonuyla yetimhanenin sessizliğine tanıklık ediyoruz. Ali Kazma’nın fotoğraflarıyla yıkımı görüyor, videolarıyla kapı gıcırtıları ve kuş sesleri eşliğinde yetimhanenin yetim kalmışlığını işitiyoruz. Bu ürpertici görüntülerin ardından, bir üst katta Hera Büyüktaşçıyan’ın işi olan asimetrik, ahşap basamaklarla karşılaşıyoruz.

10 Kasım’a dek ziyarete açık olan sergi, Ali Kazma’nın ifadesiyle, “yetim kalmış bir yetimhane”yi neredeyse tüm ayrıntılarıyla izleyiciye sunuyor.

Yetimhanenin kuruluşu

Patrik IV. Yermanos’un çabalarıyla açılan İstanbul’daki ilk Rum yetimhanesi, Balıklı Rum Hastanesi’nin çatısı altında kurulmuş. 1894’te meydana gelen depremde binanın ağır hasar almasıyla yetimler, hastanenin arkasında yer alan ve kötü koşulları nedeniyle ‘Ton Psillon’ [Perilerin Yeri] olarak adlandırılan eski bir binaya nakledilmiş. Dönemin Rum toplumunun önde gelen isimlerinden Andrea Signos, çocukların mağduriyetini gidermek için yeni bir yetimhane inşa etmek istemiş ama ani ölümü bu isteğini hayata geçirmesine engel olmuş. Vefatından önce yetimhane inşası için yüklü bir meblağ bırakan Signos’un tek şartı, binanın hastaneden mümkün olduğunca uzakta inşa edilmesi olmuş.

6-7 Eylül Pogromu

Okul, yetimhane mezunlarından Vaso Kokkof’un anlattıklarına göre 6-7 Eylül Pogromu’nu ucuz atlatmış. Kalabalık bir grup ellerinde meşalelerle okula yaklaşmış, bunu gören 13 yaşındaki Hurmuzis Tzimulakis adlı öğrencii eline bir Türk bayrağı alıp grubun önüne geçmiş. Güruh, bayrağı görünce geri çekilmiş ve okul, 6-7 Eylül’ü kazasız atlatmış.

1964 Kıbrıs Olayları

Sergide, yetimhanenin 1964’teki olaylardan nasıl etkilendiği şu sözlerle özetlenmiş: “Cemaati saran tehlikenin yetimhaneye ulaşması uzun sürmez. 20 Nisan 1964 tarihinde resmî makamlarca gönderilen bir talimat ile ‘çamlık bölgede yangına sebep olabileceği’ öne sürülerek binanın iki gün içerisinde tahliye edilmesi istenir. Yapılan itirazlar, okulu yıkıp taş bir bina inşa etme yönündeki öneriler sonucu değiştirmez ve (kaynaklara göre 1903 ila 1956’ya kadar 5744 çocuğun barındığı) yetimhanenin kapısına kilit vurulur. Bu iki gün ise okulda çalışanlar ve öğrenciler için büyük bir seferberliğe dönüşür; resmî yazışmalardan mutfak teşekkülüne kadar her şey büyük bir gayretle tasfiye edilir. Mevcut 177 öğrenciden kızlar Hristos Manastırı’na, erkekler de Ayios Nikolaos Manastırı’na nakledilirken derslerin Büyükada Rum İlkokulu’nda yapılmasına karar verilir.”

Mülkün gaspı ve iadesi

1997’de Vakıflar Genel Müdürlüğü, Yetimhane Vakfı’nı, artık yardım amaçlı bir faaliyette bulunmadığı için mazbut vakıf ilan eder, vakfın yönetim kurulunun görevden alınmasına ve yönetimin Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devredilmesine karar verir. Asliye mahkemelerine ve Yargıtay’a yapılan iptal başvuruları ve itirazlar reddedilir.

19 Nisan 2005’te Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, mülkün iadesi için başvuruda bulunur. AİHM, yetkili makamlarca, davacının mülkiyet hakkına müdahalede bulunurken yasallık prensibine uyulmadığına, kamu yararı kapsamı dışına çıkıldığı ve orantılılık ilkesinin aşıldığı gerekçesiyle mülkiyetin iadesinin hükmedilmesi gerektiğine dikkat çeker. Bunun üzerine 2009’da Adalar Asliye Hukuk Mahkemesi’nde yargılamanın yenilenmesi davası açılır ve 2010’da mahkeme, yetimhanenin İstanbul Fener Rum Patrikhanesi adına tapuya tesciline karar verir.

Dünyanın ikinci, Avrupa’nın en büyük ahşap yapısı olma özelliği taşıyan Büyükada Rum Yetimhanesi, Europa Nostra ile Avrupa Yatırım Bankası Enstitüsü tarafından hazırlanan ‘Avrupa’nın Tehlike Altındaki 12 Kültürel Mirası’ listesinde yer alıyor.


Kategoriler

Genel Kültür Sanat Sergi



Yazar Hakkında

1990 İstanbul doğumlu. Kültür sanat, müzik, insan hakları ve güncel politika haberleri yapıyor.