12 Ekim'de başlayacak olan Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali'ni, festivalin yönetmeni Petra Holzer Özgüven ve koordinatörü Ethem Özgüven’le konuştuk.
Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali (BIFED) 12-16 Ekim arasında yapılacak. Bu yıl üçüncüsü düzenlenen, festivalin ana yarışma bölümünde16 film yer alıyor. Festival boyunca, Bozcaada’da, 58 ülkenin yönetmenlerinden gelen 280 belgesel arasından seçilen iddialı yapımlarla, gezegenimizin ekolojik gerçeklikleriyle ilgili çarpıcı yapımlar ücretsiz olarak izlenecek. Festivalde yer alacak belgesellerde, ‘çöp’ başta olmak üzere, ‘kömür madenleri ve enerji santralleri’, ‘köye dönüş’, ‘küresel ısınma’ ve ‘yerli halkların yok oluşu’ gibi konular öne çıkıyor. Festivalin yönetmeni Petra Holzer Özgüven ve koordinatörü Ethem Özgüven’le, festivalin üç yıllık seyrini ve bu yılki programını konuştuk.
BIFED üçüncü yılına girdi. Festival yapma fikrinden ve geride bıraktığınız süreçten bahseder misiniz?
Ethem Özgüven: Festival fikri aklımızda hep vardı. Daha önce çok uzun sürmeyen, farklı festival deneyimlerimiz oldu. BIFED’in olgunlaşması için herhalde 20 yıl gerekti. Hayatımız da bir anlamda, Güney’den Kuzey’e doğru bir kaçış. Bozcaada bu kaçışın son noktalarından biri. ‘Kültürlü’ diyebileceğimiz, çevreye duyarlılığı olan insanlar var Bozcaada’da. Burada böyle bir festival yapabilir miyiz dedik üç yıl önce; Belediye Başkanı da ne dediğimizi anladı.
Bu festivalin başlangıcından beri en memnuniyet verici tarafı salonlar. Sürekli dolu salonlara oynuyor filmler; getirdiğimiz filmlerin çok özel olduğunu anlayabilen bir kitle var. Çok ağır ve zalim bir önseçim yapıyoruz, en iyileri seçmeye çalışıyoruz. Geride bıraktığımız üç yıl içindeki gelişmenin en önemli göstergesi, festival katılımcıların ve filmlerin geldiği ülkelerin her yıl artan sayısı. Festival gittikçe büyüyor. Bu sene 58 ülkeden, 280 civarı film başvurusu aldık. Bizim standartlarımızda sadece ekolojiyle ilgili bir festivale 200-300 gibi bir başvuru olması gerçekten önemli. Bugüne kadar çok kıymetli filmler ve yönetmenler konuk oldu festivalimize. Kendi öykülerini yapan insanları getirmeye çalışıyoruz. Önceki yıllarda Mark Achbar, Yeşim Ustaoğlu, Özcan Alper, Mano Khalil ve Liz Miller gibi önemli isimlerle bir araya geldik.
Çok önemsediğimiz, yeşil festivaller topluluğu Green Film Network daha ilk yılımızda bizi bu ağa üye yaptı. Festivalin en büyük destekçisi ise Bozcaada Belediyesi. Yerel halktan da çok destek görüyoruz. Kimi maddi destekte bulunuyor, kimi otelinde oda veriyor... Birçok meseleyi halkla birlikte çözüyoruz.
Bu sene 50’den fazla film göstereceksiniz. Seyirciyi nasıl bir program bekliyor?
Petra Holzer Özgüven: Türkiye’den ve dünyadan 16 ana yarışma filmi yer alıyor. ‘Gaia Ödülü’ için yarışacak 10 öğrenci filmi, yarışma dışı gösterilecek 32 tane de panorama filmimiz var. Çok hassas bir ön öleme sürecinden geçiriyoruz tüm filmleri. Açılış filmimiz ‘Lampedusa’da Kış’ olacak. Bunun yanı sıra üç mülteci filmi daha var programda. Bu bizim için çok önemli bir mesele.
Kömür etrafında şekillenen meseleleri merkezine alan filmler de var. Türkiye’den ‘Soluk’, ‘Kara Atlas’ ve ‘Ölmez Ağaç: Yırca Direnişi’ni göstereceğiz. Nepal ve ABD’deki çöp sorunlarına değinen İtalyan yapımı ‘Çöp Mandala’ ve ABD yapımı ‘Sıfıra Doğru’ filmleri de seyirciyle buluşacak. Brezilya yapımı ‘Eğer Bu Kasaba Benim Olmasaydı’, olimpiyat köyü için yok edilen mahalleleri konu alıyor. Tayland’dan katılan ‘Endişe İçin Kelime Yok’, yerel halkların yaşama alanlarının ve kültürlerinin yok edilişini anlatıyor. Programımızda dünyanın her yerinden filmlerin olmasına özen gösteriyoruz
Ada halkının festivale ilgisi nasıl?
P.H.Ö.: Çok yoğun... Dışardan da çok sayıda insan gelmek istiyor festivale. Geçen sene 3500 kişi burada gösterilen filmleri seyretmiş. Bu, festivalimiz için önemli bir sayı. Organizasyonuluslararası bilinirlik de kazanıyor. Green Network’ün de bunda payı var. Hâlâ festivalin sürdürülebilir hale gelmesi için çalışıyoruz. Türkiye’de festival yapmak, sponsor bulmak zaten çok zor.
Bu sene festivalde izlenmesini tavsiye ettiğiniz filmler hangileri?
P.H.Ö.: Tüm filmler bizim için çok iyi ve güçlü ama beni çok etkileyen bazı filmler var. Örneğin ‘Her Şeyim’ belgeseli... Film, 1995 yılından beri her gün yemek yapıp, bu yemekleri Amerika’ya yol almakta olan bir yük treninin tepesine tünemiş halde yolculuk eden göçmenlere fırlatan, ‘Azizeler’ (Las Patronas) adlı bir grup Meksikalı kadına yakından bakıyor. ‘Endişe’ye Mahal Yok’, ‘Gölün Kızı’ ve ‘Şeker Blues’ filmlerini de önerebilirim.
Bozcaada dışında yaşayıp BIFED’e gelmek isteyen konuklar ne yapmalı?
E.Ö.: Festivalimizin halkla ilişkiler sorumlusu Berna Yurdusev’e ulaşıp, konaklama ve ulaşım konusunda bilgi alabilirler. Anlaşmalı otellerde, festivale özel, kişi başı 50 TL’ye odalarımız ve 15 TL’ye yemek yeme imkânı sunan restoranlarımız olacak. Festivalde tüm film gösterimleri ücretsiz ve salonlarımız çok büyük. İzdiham olursa filmleri ikinci kez gösteririz. Festivalimize herkesi bekliyoruz.