HDP, milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasının ardından iç hukuk yollarının tükenmesi üzerine AİHM’e başvuruyor.
HDP, milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasının ardından iç hukuk yollarının tükenmesi üzerine AİHM’e başvurdu.
55 milletvekili hakkında 511 dosyanın bulunduğu HDP, haziran ayı içerisinde düzenlemenin iptali ve yürütmenin durdurulması amacıyla Anayasa Mahkemesine başvurmuştu. AYM’ye yapılan başvuruda kısa süre içerisinde ret kararı çıkmasının ardından HDP’deki AİHM süreci çalışmaları hızlandı.
Bu kapsamda dokunulmazlıkları kaldırılan tüm milletvekilleri için ayrı ayrı başvurular hazırlandı. Başta HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ olmak üzere hazırlanan başvuru dosyaları önceki gün Strasburg’a gönderilmeye başlandı.
Başvuru dilekçesinde dokunulmazlıkların kaldırılması sürecinin tamamen hukuka aykırı olduğuna yer verilerek, “Bu konuda Anayasa’da öngörülen yöntemin izlenmesi yerine Cumhurbaşkan’nın talimatıyla bir anayasa değişikliğine gidilmiş, yine Türkiye’nin dört bir yanında Cumhurbaşkanının sözlerini emir telakki eden savcılıklar başta HDP’li vekiller olmak üzere muhalefet vekilleri hakkında hummalı bir iddianame hazırlığına girişmiştir” denildi. Dokunulmazlıkların kaldırılması sürecinde yaşananlara ayrıntılı bir şekilde yer verilen dilekçelerde, HDP’li milletvekilleri hakkında dokunulmazlıklara konu edilen “suçların” tamamının Türkiye’nin AİHM önünde defalarca mahkum olduğu ifade özgürlüğü, örgütlenme özgürlüğü, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kısıtlayan kanun hükümlerine ilişkin olduğu vurgusu yapıldı. Dilekçelerde, dokunulmazlık süreciyle HDP’nin tüm faaliyetlerine pranga vurmak ve işleyemez hale getirilmek istendiği de kaydedildi.
Türkiye’nin içerisinden geçtiği sürece ve “yargının bağımsızlığı” konusundaki tartışmalarının da hatırlatıldığı başvuru dilekçesinde, “cumhuriyet savcılıkları ve diğer adli makamlar, milletvekilleri arasında eşitliği gözetmemiş, adil bir süreç işletilmemiştir. Türkiye’nin içinde bulunduğu koşullar altında bu mümkün de değildir. Türkiye’de son yıllarda yargının siyasi etki altına girdiğine dair çok sayıda bağımsız gözlem raporu vardır” denildi. Başvuru dosyalarına milletvekilleri fezlekeleri, AYM’nin ret kararı, iddianameler, ifade çağrı tutanakları, zorla getirme içeren çağrı tutanakları da eklenerek, AİHM’ye gönderildi.