8 soruda torba yasa: Rant politikasında ‘dikensiz gül bahçesi’ dönemi

Sekiz sorda torba yasanın getireceklerini, çevre hakkı avukatı Yakup Okumuşoğlu, CHP İstanbul milletvekili, mimar Gülay Yedekçi ile Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi Eş Sözcüsü Eylem Tuncaelli cevapladı.

Tam ismi ‘Türkiye Varlık Fonu Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’ olan torba yasa Meclis’ten alelacele geçirildi. 75 maddeli yasa, ‘ekonomik ve ekolojik yıkım’a neden olacağı gerekçesiyle çevre örgütleri, kent hakkı savunucuları ve meslek odaları tarafından eleştiriliyor. İşte sekiz soruda torba yasanın içeriği ve getirecekleri…

1) Torba yasa neleri değiştirecek? 

İlk olarak, Başbakanlık’a bağlı olarak kurulacak Türkiye Varlık Fonu’yla gündeme gelen yasa, sonrasında farklı düzenlemeleri de içine alarak genişledi. Kabul edilen torba yasanın gerekçesinde, “Varlık Fonu’nun kurulmasının yanı sıra vergi, enerji, kamulaştırma ve yatırımların teşviki gibi alanlarda düzenleme yapılacağı” belirtiliyor.

Yasa sayesinde projelere kurumlar vergisi, gümrük vergisi muafiyeti, gelir vergisi stopajı teşviki tanınacak. Hazine arazilerinin 49 yıllığına bedelsiz tahsisinin yanı sıra, yatırımın tamamlanması ve 5 yıllık istihdamın sağlanması halinde arazinin bedelsiz devri sağlanacak. 10 yıla kadar tüketilen enerjinin yüzde 50'si kamu bütçesinden karşılanacak, sabit yatırım tutarının finansmanında kullanılacak krediler için 10 yıla kadar faiz veya kâr payı desteği ya da hibe desteği sağlanacak. Üretilecek ürünler için devlet alım garantisi verilecek. Diğer kanunlarda yer alan izin, tahsis, ruhsat, lisans, çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) olumlu belgesi ve tesciller ile diğer kısıtlayıcı hükümler için istisna, kolaylıklar tanınabilecek. 

2) 75. madde neden bu kadar tartışılıyor?

Yasanın en çok tartışılan maddesi olan 75. maddeye göre, kanunda yer alan hükümleri Bakanlar Kurulu yürütecek. Yani yasa kapsamına giren projeler tüm yargı denetiminden muaf tutulabilecek. 

3) Torba yasa, yasal mı?

Yakup Okumuşoğlu’na göre, torba yasadaki 75. madde Anayasa’nın pek çok maddesini uygulanamaz hale getiriyor. Temel hak ve hürriyetlere müdahale, yasama yetkisinin devrinin yanı sıra, sınırsız ve kontrolsüz şirket faaliyetleriyle toplumun diğer kesimleri arasında menfaat dengesini bozulmuş olması da Anayasa’ya aykırılık teşkil ediyor. Ayrıca kıyıların kullanımı, toprak mülkiyeti, tarım ve hayvancılık ile çevre hakkının düzenlendiği maddelere de aykırı bir düzenleme. Bu aynı zamanda, Kıyı Kanunu ve Mera Kanunu gibi kanunlara da aykırı olduğu anlamına geliyor. Belki de en çok tartışılacak aykırılık ise idare denetiminin saf dışı bırakılması. Anayasa’da yer alan ‘idarenin her türlü işlemine yargı yolu açıktır’ düzenlemesi, Bakanlar Kurulu kararlarıyla kullanılamaz olacak. 

4) Varlık Fonu ve torba yasadaki diğer düzenlemeler sadece 3. Köprü, Kanal İstanbul, nükleer santral gibi ‘çılgın projeler’ için mi geçerli olacak? 

Gerekçede bu projeler de sayılarak ‘ve diğer büyük altyapı projelerine kamu kesimi borcu arttırılmadan finansman sağlanması’ deniyor. Dolayısıyla Bakanlar Kurulu kararı bu büyük projeler için geçerli olacak. Yine de Okumuşoğlu’na göre, daha küçük ölçekli projelerin de fondan katkı almasının önünde bir engel yok. Örneğin, varlık fonunun kullanma önkoşulu olan 50 milyonluk yatırım miktarı olmasa da, yatırımcı projenin bir kısmını Hazine desteğiyle yaptırabilir ve yine de torba yasa kapsamına sokup Bakanlar Kurulu kararıyla projeyi başlatabilir. 

Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Eylem Tuncaelli de bu maddenin Hükümet tarafından ‘stratejik’ olarak yorumlanan her proje için geçerli olduğunu belirtiyor: “Altın madenleri, HES’ler…. AKP, ekonomik sürdürülebilirlik peşinde. Dış fon bulamayınca içe yöneldi. Bu kanunla doğal ve kültürel varlıklarımız, emek, sağlıklı bir çevrede güvenceli yaşam hakkımız, tamamı fon girdisi olarak görülüyor. Kendi plan, proje ve politikalarının uygulanmasında dikensiz gül bahçesi yaratıyorlar.”

5) Yasa, tabiat varlıklarını koruma üzerindeki denetimi nasıl kaldırıyor?

Eylem Tuncaelli, özellikle 16, 17, 18 ve 20. maddelerle kamusal denetim yetkisinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devredildiğini belirtiyor: “Zira bu maddelerle 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu’nda değişiklikler yapılıyor. Ayrıca Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurullarında görev yapan başkan, danışma kurulu üyeleri ile eş güdüm ve denetleme kurulu üyelerinin görevleri sona eriyor, yerlerine Bakanlıkça 6 ay içinde atama yapılması sağlanıyor. Koruma kurullarından çıkabilecek aykırı sesler de bu yolla kesiliyor.” 

6) Kentsel dönüşüm rantı bu yasadan pay alacak mı?

CHP İstanbul milletvekili ve mimar Gülay Yedekçi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın geçtiğimiz günlerde söylediği, “Dünyanın her yerinde çevre korunarak yatırıma izin verilir. Biz put haline getirmişiz çevreyi” sözünü hatırlatarak “Put yapılan sermayedir, çevre talanına izin vermeyeceğiz” diyor. Yedekçiye göre, yasada yer alan pek çok sorunun yanında kapalı bir imar affı da geliyor: “Örneğin sizin tarihi yarımadada, surların üzerinde bir oteliniz var. Yasadaki 23. maddede yapılan yeni düzenlemeyle, ‘doğal sit alanlarına yapılaşmaya altı aydan 3 yıla kadar hapis cezası verilir’ maddesinin yanına ‘veya idari para cezası verilir’ eklendi. Bu kapalı bir imar affıdır. Doğa talanı projelerini yapacak firmalar bedelsiz hazine arazisi sahibi olabilecek. Üstlenici firma vergiden muaf tutulacak. Devlet bu firmalar doğayı yağmalasın diye üstüne para verecek. Firmaların işçi ücreti dahil bir sürü masrafları devlet tarafından ödenecek. Devlet ödemesi dediğimiz de bizim paramız olacak.”

7) Torba yasa, şimdiye kadar açılmış ve halen yürütülmekte olan çevreye ilgili davaları etkiler mi?

Okumuşoğlu’na göre bu sorunun cevabı uygulamada yatıyor: “Devam eden davalar devam edecektir ama mahkemeler bir noktada bu düzenlemeyi dikkate alabilecekler. Biz çevreciler dava açıp, projeyi iptal ettirip kazanmış olsak bile, bu sefer Bakanlar Kurulu’nun kararıyla yatırıma devam edebilecek. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan iptal edilen bir proje Bakanlar Kurulu’ndan geçebileceği için çifte yetki durumu oluşacak.”

8) Yasanın Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesi sorunu çözer mi?

CHP, torba yasanın meclisten geçmesi üzerine yasayı Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) taşıyacaklarını açıklamıştı. AYM’ye bireysel başvuru yolunun da açık olduğunu hatırlatan Okumuşloğlu, yasanın muhtemelen AYM’de iptal edileceğini düşünüyor. Fakat yasa, Resmi Gazete’de yayımlandıktan sonra Mahkeme tarafından değerlendirilene kadar geçen sürede pek çok proje ÇED kararı, Koruma Kurulu kararı alınmaksızın Bakanlar Kurulu kararıyla başlayabilecek. 

Kategoriler

Güncel Türkiye Yaşam



Yazar Hakkında

1987 İstanbul doğumlu. Agos web sitesinin editörü; insan hakları, ifade özgürlüğü, çevre hareketleri, güncel politika ve yaşam haberleri yapıyor.