Haftasonu Sivriada'ya çıkarma yapan Hayvan Partisi üyeleri 1910’da İttihat ve Terakki Hükümeti’nin icraatıyla katledilen 80 bin köpek anısına adaya anıt taşı dikti ve insanlık adına köpeklerden özür diledi. Hayvan Partisi sözcüsü Neslihan Demir, 'O sesleri duyuyoruz ve insanlıktan gelen kibrimizi bir tarafa bırakıp bütün köpeklerden ve bütün hayvanlardan 1910 köpek katliamı için özür diliyoruz' dedi.
İttihat ve Terakki zihniyetinin 'topla, öldür ve kurtul' politikası bundan 102 yıl önce insanları değil bu kez köpekleri hedef almıştı.
1910 yılında şehri batılı modern şehirlere benzetmek isteyen İttihat Terakki iktidarının İstanbul sokaklarından toplayıp Sivriada’ya ölüme terk ettiği 80 bin köpek için Hayvan Partisi üyeleri adada dün bir anma düzenledi ve katledilen köpekler için bir de anıt taşı dikti.
Türkiye'de faili meçhul cinayetlerin araştırılması, 1915 Ermeni Soykırımı'nın konuşulmaya başlanması, Türkiye'nin farklı şehirlerinde son birkaç yıldır düzenlenen 24 Nisan anmaları ve 1938 Dersim katliamıyla ilgili resmi belgelerin açıklanması, ardından Başbakan Erdoğan'ın özür dilemesiyle birlikte Türkiye tarihiyle yüzleşme sürecine girdi. İttihat ve Terakki hükümetinin insanlara yönelik canice politikalarını hayata geçirmeden önceki, bu insanlık dışı icraatının Hayvan Partisi'nin düzenlediği anmayla kınanması bu yüzleşme sürecine yeni bir halka ekledi. Zira köpekleri toplayıp Sivriada'da ölüme terk eden zihniyet çok değil 5 yıl sonra bu kez kurtulmak istediği insanları, yani Ermenileri, Türkiye'nin dört bir yanından toplayarak Suriye'nin Der Zor çöllerinde ölüme terk etmişti.
80 bin köpek Sivriada'da ölüme terk edildi
Taraf gazetesinde yer alan haberde ise o dönemde yaşanılan süreci şöyle özetleniyor;
'Seyyah anılarında İstanbul’un alamet-i farikası olarak gösterilen sokak köpekleri 19 yüzyılın ikinci yarısından itibaren modernleşen kentin yöneticilerinin gözüne batmaya başlamıştı.
Sokak köpeklerini toplayıp Sivriada’ya gönderen ilk isim Osmanlı’nın modern padişahlarından II. Mahmud. Ama halktan yükselen “köpeklere eziyet etmek uğursuzluk getirir” sesleri yüzünden padişah kararından vazgeçmiş ve sağ kalan köpekler adadan tekrar alınıp şehrin sokaklarına bırakılmış.
1910 yılında iktidarda olan İttihat ve Terakki Partisi’nin “Şehremini’’ yani Belediye Başkanı Suphi Bey ise şehri köpeklerden kurtarmakta kararlıdır. 5 haziran günü başlayan toplama işlemleriyle 80 bin sokak köpeği alınıp Sivriada’ya gönderilir. Hava sıcaktır ve ada kuraktır. Köpeklerin bir kısmı açlıktan, bir kısmı son bir çare olarak atladıkları denizde boğularak, bir kısmı ise birbirini parçalayarak ölür.
Adadan günlerce uluyan köpeklerin seslerini duyar İstanbullular, ada yakınlarından kokudan geçilemez.'
Aynı zihniyet şimdi de ormana sürüyor
80 bin köpeğin can vermesiyle sonuçlanan 1910. yılındaki katliamın 102. yıldönümünde Hayvan Partisi öncülüğündeki yüz kişilik bir grup, tekneyle Sivriada’ya gitti ve adaya katliamın anısına bir anıt dikerek köpeklerden özür diledi.
Hayvan Partisi, halkın ismini Hayırsızada olarak değiştirdiği Sivriada'ya giderek, 1910 yılında oraya gönderilerek ölüme terk edilen onbinlerce köpek için anıt taşı dikti. Partinin sitesinden yaptığı duyuruda, '3 Haziran Pazar günü tekneyle Hayırsızada’ya gittik ve orada ölmüş olan tüm köpeklerin anısına bir anı taşı diktik.102 yıl önceki soykırım boyutuna ulaşmış bu köpek katliamıyla yüzleşmediğimiz için bugün aynı zihniyet bu kez köpekleri gözden uzaklaştırmak için ormanlara ölüme gönderiyor' dendi.
Parti sözcülerinden Neslihan Demir çiçekler bırakılmış anıtın önünde yaptığı konuşmada “102 yıl sonra hatırlamak ve utanmak için buradayız. O sesleri duyuyoruz ve insanlıktan gelen kibrimizi bir tarafa bırakıp bütün köpeklerden ve bütün hayvanlardan 1910 köpek katliamı için özür diliyoruz” dedi ve köpek katliamını yapan zihniyetin şimdi de köpekleri gözden uzaklaştırmak için ormanlara ölüme gönderdiğini anlattı. Demirayrıca Anayasa’ya köpeklerle ilgili bir madde konulmasını talep etti.
'Anayasaya kuyruk lazım'
Hayvan Partisi, köpek katliamını anarak, köpekleri adaya veya ormana sürüp ölüme terk eden zihniyetin değişmesi için anayasal güvence talep etti. Partinin yaptığı duyuruda, 'Hayvan Partisi, bu zihniyetin değişmesine öncülük etmesi için yeni anayasaya hayvanların refahı ve korunması ile ilgili bir cümle girmesini istiyor. Bunun için “Anayasaya kuyruk lazım” adında bir kampanya başlatıyoruz. Bizimle birlikte Hayırsızada’ya köpek katliamını anmaya gelen tüm hayvanseverlere teşekkürler' ifadeleri yer aldı.
İnsan merkezli dünya algısı
Yeni kurulan Hayvan Partisi internet sitelerinden amaçlarını, 'Biz hayvanları sevelim, sevdirelim amacıyla toplanmış bir grup değiliz. Amacımız, insan merkezli işleyen dünyada unuttuğumuz, görmezden geldiğimiz, zarar verdiğimiz diğer canlıları gündeme taşımak' olarak özetliyor.
Parti sözcüsü Neslihan Demir, birçok farklı kesimin desteğini aldıklarını belirterek, dünyada pek çok ülkede de Hayvan Partisi oluşumlarının yer aldığını ve bu oluşumlarla ortak hareket etmemekle birlikte onlardan esinlendiklerini kaydetti.
'Vicdani siyasetin bir parçası'
Demir, partinin hedeflerini açıkladığı konuşmasında şunları söyledi: 'Hollanda'da mecliste Hayvan Partisi'nden iki milletvekili var. Bizim meclise girmek gibi bir hedefimiz yok ama yeni anayasa ile ilgili çalışma yürüteceğiz. Biz vicdani siyasetin bir parçası olarak Hayvan Partisi'ni kurduk.'
Hayvan Partisi'nin temel çıkış noktasının 'hayvanların eşya olarak algılanması' olduğunun altını çizen Demir, ilgili yasa maddelerinde sahipli hayvana zarar verildiğinde 'mala zarar vermekten' dava açıldığını, sahipsiz hayvana yapılan kötü muamelenin ise Kabahatler Kanunu kapsamında çok düşük para cezalarıyla karşılık bulduğunu hatırlatıyor ve bunun düzeltilmesi yönündeki çabalara dikkat çekiyor.
'Hayvanları sevme mecburiyetiniz yok'
Parti, 'İnsan dünyanın dilidir. Tabiat, insanı sözcüsü olarak seçti' diyerek, hayvanlar için de politika yapmanın zamanının geldiğini belirtiyor ve hayvan hakları konusundaki duruşunu şöyle açıklıyor:
-
Tek istediğimiz, hepimizin dünyaya fırlatılmış varlıklar olduğumuzu ve biçimlerimizin varlığımızın önemini ya da değerini belirlemediğini herkese hatırlatmak.
-
Kendimiz için istemediğimizi bir başka varlık için de istemiyoruz ve uğradıkları kötü muameleye, haksızlığa karşı seslerini herhangi bir insan dilinde ifade edemeyenlerin adına diğer insanlarla yaşam kontratları yapmaya yelteniyoruz.
-
'Dikkat geyik çıkabilir' (Yani yolunuza geyik çıkabilir. Siz de çarpıp kaza yapabilirsiniz. Bu, size ve arabanıza zarar verebilir) tabelalarını söküp yerlerine 'Dikkat Geyiklerin yaşam alanından geçiyorsunuz' (Yani bu yol geyiklerin yurdunun ortasından geçiyor. Dikkatli olun ve hiçbirine zarar vermeyin) tabelaları asmak istiyoruz.
-
Hayvan Partisi'ne üye olmak için, evinizde bir hayvanla yaşıyor olmak zorunda değilsiniz. Sokakta gördüğünüz kedilerin gıdısını, köpeklerin göbeğini okşamak durumunda da değilsiniz. Hatta genel olarak hayvanları hiç de o kadar çok sevme mecburiyetiniz yok.
- Hayvan Partisi'nin sizden beklediği tek şey, insan odaklı gözlüklerinizi çöpe atıp dünyayı sadece sizin türünüz için değil tüm türler için adaletin olması gereken bir yer olarak algılamanız.
(vE/BK)