2014'te İstanbul'da kurulan Karakutu, İstanbul’un hafıza mekanlarını keşfe çıkarmaya devam ediyor. Ekip geçtiğimiz günlerde, toplumsal cinsiyet temelli şiddetin yazılmayan tarihine dört duraklı bir yolculuk düzenledi.
Toplumun, özellikle gençlerin, resmi tarih yaklaşımı dışındaki tarihi duymasını mümkün kılmak için çalışan Karakutu gönüllüleri, geçmişle yüzleşme üzerine eğitim ve toplantılar düzenleyerek gençlerin katıldığı hafıza projeleri üretiyor. Ekibin projeleri arasında Hafıza Yürüyüşleri özel bir yere sahip.
Gençlerin dini, cinsiyete dayalı, etnik veya politik nedenlerle tarihsel olarak dışlanmış gruplara yapılan haksızlıkları keşfetmesini ve sorgulamasını amaçlayan Karakutu ekibi, bazılarımızın her gün önünden geçtiğimiz mekanların geçmişteki tanıklıklarına tercüman olmak için çalışmalar yapıyor.
27 Aralık Pazar sabahı düzenlenen ‘Sokağın Konuşulmayan Hafızası: Toplumsal Cinsiyet Temelli Şiddet Mekanlarında Hafıza Yürüyüşü'nde geçmişten günümüze kadınlara ve LGBTİ bireylere yönelik psikolojik, fiziksel ve idari şiddet biçimlerini hatırlamak için bir araya geldik.
Hafıza yürüyüşü etkinliklerinde dört durağa yer veren Karakutu ekibi, Bankalar Caddesi, Aras Yayıncılık, Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Harbiye Askeri Müzesi olmak üzere dört durağa uğrayarak, toplumsal cinsiyet temelli şiddeti ve baskıyı farklı açılardan gözler önüne seren hikayeler anlatıyor.
Bankalar Caddesi ve Elza Niyego
Kendimizi ne öğreneceğimizi bilmeden, Eski Bankalar caddesinde bulunan ve önceden Osmanlı Merkez Bankası olan Salt Galata'nın kapısına gitmek için Kamondo Merdivenleri'nden inerken buluyoruz. Karakutu gönüllülerinden biri bize bu caddede gerçekleşen trajik bir cinayeti anlatmak için bekliyor. Eski bir valinin oğlu ve II. Abdülhamid'in eski emir eri subayı olan Osman Ragıp'ın genç ve güzel bir Yahudi kadına, Elza Niyego'ya aşık olmasıyla başlayan bu trajediyi hafızalarımıza yeniden hatırlatmak için içeri giriyoruz.
Evli ve torun sahibi olan Osman Ragıp sigorta şirketinde çalışan Elza Niyego'ya aşık olur ve evlenme teklifi eder fakat Elza bu teklifi reddeder. Günümüzde yaşanan kadın cinayetlerinde de sıkça rastladığımız gibi Osman Ragıp genç kadını ölümle tehdit ederek taciz etmeye devam eder. Saygın bir ailenin kızı olan Elza bu olayı ailesine anlatır ve ailesinin şikayeti üzerine Osman Ragıp birkaç ayını cezaevinde geçirir. Bu sırada ailesi yaşadığı tedirginlikten ötürü Elza'yı Yahudi bir erkekle evlendirmeye karar verir ve nişan yapılır. Fakat bugün de olduğu gibi taciz suçu bir erkeği cezaevinde uzun süre tutmak için yeterli olmaz ve Osman Ragıp cezaevinden çıkar. Elza'nın nişanlanmış olmasına çok sinirlenir ve çalıştığı sigorta şirketinin önüne giderek çıkış saatinde sokak ortasında öldürür Elza'yı. Annesinin tüm ısrarlarına rağmen Elza'nın bedeni 3 saat boyunca hiç dokunulmadan sokak ortasında kalır.
Aras Yayıncılık ve Zabel Yesayan
Hafıza yolculuğunun bir başka durağı olan Aras Yayıncılık'ın önünde edebiyatta önemli bir yere sahip olan, yazılarında kadın ve kadın hakları üzerinde duran, sosyalist bir yazarı, Zabel Yeseyan'ı dinliyoruz. Karakutu ekibi, Yesayan’ın soykırımdan önce, soykırım sırasında ve soykırımdan sonra yaşadıklarını anlatıyor, tehcir kanunu, sürgünler sırasında devlet ve çeteler tarafından belirlenen ölüm noktaları, soykırımdan kurtulanlar, Ermeni aydınların akıbeti konuları Yesayan’ın hikayesiyle birlikte aktarıyor.
Kürtaj hakkı
Üçüncü duraksa Taksim Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin kapatılan binasının önü. Karakutu gönüllüleri burada kürtaj yasağı nedeniyle, istemedikleri halde anne olmaya zorlanan ve sağlıksız koşullar altında kürtaj olan kadınların haklarını konu ediyor.
Cinsiyet değişimi, sekiz yıl ve bir sandalye
Listedeki son mekan ise Harbiye Askeri Müzesi. Kenan Evren'in onayladığı ve cinsiyet değişimi ile ilgili olarak çıkarılan yasa ile cinsiyet değişim ameliyatı geçiren sanatçıların sahneye çıkması engellendi. Bu yasaya maruz kalanlardan birisi de Bülent Ersoy’du. Ersoy, yasa yüzünden sekiz yıl sahneye çıkamadı. Karakutu, burada cinsiyet değişimin ameliyatı yasağının neden olduğu hak ihlallerini anlatıyor.
Karakutu ekibi, neden bu dört durağı seçtiklerini açıklarken, şiddeti ve baskıyı geniş bir çerçevede, farklı kavramlar ve farklı dönemlerden hikayelerle ele almaya çalıştıklarını söylüyor. Gönüllüler, şiddet ve baskının yanında bunların karşısında geliştirilen mücadele pratiklerine de değinmenin önemine işaret ediyor. Toplumsal cinsiyet temelli şiddetin farklı yerlerde de pek çok yansıması olduğunu belirten Karakutu ekibi, başka durakları çalışmak isteyen gençlere kapılarını açık olduğunu belirtiyor.
Karakutu'nun geçmişten günümüze, toplumsal olaylara ilişkin düzenlediği ve düzenleyeceği programlar hakkında bilgi alabilmek için http://www.karakutu.org.tr/ adresini ziyaret edebilirsiniz.