Hrant Dink Vakfı tarafından yürütülen ‘Medyada Nefret Söyleminin İzlenmesi’ çalışması kapsamında, 2014 yılı Eylül-Aralık aylarını kapsayan medya izleme raporu, iki bölüm halinde yayımlandı.
Hrant Dink Vakfı'nın hazırladığı Medyada Nefret Söylemi ve Ayrımcı Dil Eylül-Aralık 2014 Raporu, "Yerel Ve Ulusal Basında Suriyeli Mültecilere Yönelik Ayrımcı Söylem" dosya konusuyla birlikte yayımlandı.
İki bölümden oluşan raporun ilk kısmını akademisyen İdil Engindeniz hazırladı. Engindeniz 2014’ün Eylül ve Aralık aylarında yazılı basında yer alan nefret söylemini analiz etti.
Hakan Ataman tarafından hazırlanan ikinci bölümde ise Suriyeli mültecilere yönelik basında ayrımcı, dışlayıcı ve ötekileştirici söylemler ele alındı.
2014’ün son dört ayını içeren rapora göre, nefret söylemi içeren haber ve köşe yazılarının sayısında dikkat çekici bir artış var. Bir önceki dönem nefret söylemi içeren içeriklerin sayısı 249 olarak gözlemlenirken, bu dönem aynı sayı 313’e çıkıyor.
Nefret söyleminin en çok yöneldiği gruplarda 143 içerikle Yahudiler ve 115 içerikle Hıristiyanlar başı çekerken, bu grupları 60 içerikle Ermeniler ve 59 içerikle Kürtler takip ediyor. Bu gruplara yönelik nefret söyleminin en çok rastlandığı gazeteler arasında ilk sırada Milli Gazete (37 yayın, yüzde 19,8) yer alırken, bu gazeteyi 32’şer yayınla Yeni Akit ve Yeni Mesaj ile 15 yayınla Takvim gazetesi takip ediyor.
Suriyeli mültecileri konu edinen haber ve köşe yazılarında ayrımcı, dışlayıcı ve ötekileştirici söylemlere yer veren raporun ikinci bölümünde; Suriyeli mültecilerin en çok yaşadığı illerden olan Antep’te yayımlanan yerel gazeteler Olay, Gaziantep Güneş ve Gaziantep 27 yayınları ile ulusal yayınlardan Hürriyet ve Sabah gazetelerini incelendi.
12 Ağustos 2014’te Suriyeli bir mültecinin ev sahibi ile yaşadığı tartışma sırasında, ev sahibini bıçaklayarak öldürmesi üzerine Gaziantep’te yaşanan linç girişimlerinin yaşandığı haftaki yayınlar taranarak analiz edildi.
Ek olarak, 6-7 Ekim Kobane protestolarını kapsayan iki haftalık dönemde yerel gazetelerin taramasına dâhil edildi.
Suriyeli mültecilerle ilgili olarak doğrudan veya dolaylı bir ayrımcı söylem içeren köşe yazıları ve haberlere dair üç temel bulgu tespit eden rapor özetle şöyle:
* Yapılan incelemede Suriyeli mültecilerle ilgili köşe yazılarının ve haberlerin mültecileri hak sahibi özneler olarak görmeyen bir bakış açısıyla üretilmiş olduğu görüldü.
* Suriyeli mültecilerle ilgili olarak biri Hürriyet gazetesi, diğeri ikisi ise Gaziantep Güneş gazetesinde yer alan toplam üç köşe yazısı hariç, köşe yazılarının tamamı hak temelli bakış açısından yoksun.
* Suriyeli kadın mülteciler hakkında yapılan haber sayısı da neredeyse yok denecek kadar az.
* Medyada yer alan haber ve köşe yazılarında hem Suriyeli mültecileri hem de yerel halkı yakından ilgilendiren barınma, çalışma, eğitim ve sağlık hakları ile ilgili sorunlarda, güvenliğin insani boyutunu temel alan bir bakış açısı söz konusu değil. Bu anlayış, ekonomik ve sosyal hakları son aşamada polisiye ve askeri bir güvenlik sorununa indirgiyor. Suriyeli mülteciler bir güvenlik sorunu olarak görülüyor.
* Haberlerin önemli bir bölümünde görüşlerine yer verilen kişiler öncelikli olarak siyasi figürler ve iş dünyasının önde gelen isimleri. Yaşanan olaylar karşısında Suriyeli mültecilerin neler hissettiğine birinci ağızdan yer veren ise sadece üç haber mevcut.
* Suriyeliler bizim “misafirimiz”, “kardeşimiz” olarak yansıtılıp, tutum pozitif gibi görünüyor. Bazı istenmeyen olayların yaşanması durumunda da Suriyeli mültecilere “sağduyu”, “sabır” ve “hoşgörü” ile yaklaşılması telkin ediliyor.
* Raporda bu söylemlerle ilgili “İlk etapta olumlu görünen, ancak hak temelli bakış açısından yoksun olan bu tür söylemler, “biz” ve “onlar” ayrımını daimi kılmaktadır” tespiti yer alıyor.