BURCU KARAKAŞ
Cesedi yakılan Afgan işçi için adalet arayışı: “Emsal karar çıkması istenmiyor”
Vezir Mohammad Nourtani, Afgan göçmen bir işçi idi. Ailesiyle Van’dan Zonguldak’a gelen Nourtani, günübirlik işlerde çalıştıktan bir süre sonra kaçak bir maden ocağında çalışmaya başladı. Üç çocuk babası Afgan işçinin cansız bedeni 10 Kasım 2023 tarihinde ormanda bulundu. Cesedinin benzin yakılarak yakıldığı tespit edildi. Soruşturma kapsamında aralarında kaçak maden ocağı sahiplerinin de olduğu gözaltına alınan altı kişinin üçü tutuklandı. Savcılık, Nourtani’nin vücudundaki kırıklar ile kan izlerinin “vagon çarpması” sonucu olduğunu belirterek ölümüne “iş kazası” diyor. Ancak geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan yeni görüntüler olayın seyrini değiştirecek nitelikteydi. Bu görüntülerde, Nourtani'nin eşyalarının yakıldığı ve kaçak maden ocağının sahiplerinin benzin aldığı ortaya çıktı. Gelecek duruşma, 11 Nisan’da görülecek. Davada bugüne kadar yaşananları avukat Kerim Bahadır Şeker ile konuştuk.
Sivas’a “insanlığa karşı suç” denseydi duvardan bir tuğla çekilirdi
Sivas Katliamı’nda yaşamını yitiren şair-doktor Behçet Aysan’ın kızı Eren Aysan ile 24 Şubat’ta düzenlenen Türk Tabipleri Birliği Behçet Aysan Şiir Ödülü Töreni’nde bir aradaydık. Eren Aysan, tören sonrası oturduğumuz masada Dr. Okan Toygar’ın sahafta bulduğu dergide babasının bir şiirine ilk kez rastladığında çocuk yaşına döndü. Şiiri okuyan Eren Aysan’ı, yine Sivas Katliamı’nda yitirdiğimiz Metin Altıok’un kızı Zeynep Altıok Akatlı kayda alıyordu. Bir yanda şaşkınlık bir yanda hüzün vardı. Bu geceden iki gün sonra, Sivas davası sanıklarından 17’sinin tahliye edildiği haberi geldi. Katliamı ve yargılamayı konuşmak için Eren Aysan’la buluştuk.
“Uygulamalar ‘düşman ceza hukuku’ kavramının sınırlarını aşıyor”
Türkiye son dönemde hemen her güne yeni bir soruşturma ya da gözaltı dalgası ile uyanıyor. Muhalefetin topyekûn zapturapt altına alınmaya çalışıldığı bu günlerde, kimileri hukuksuzca elde edilen on üç yıllık tapeler, kimileri ise meşru siyasi faaliyetler gerekçe gösterilerek özgürlüğünden mahrum bırakılıyor. Son olarak aralarında gazetecilerin de olduğu 30 kişi, HDK soruşturması kapsamında tutuklandı. Yaşanan sürecin hukuki röntgenini çekmek için İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza ve Ceza Muhakemesi Anabilim Dalı'ndan Dr. Öznur Sevdiren’in kapısını çaldık.
Serra Bucak: Kayyım uygulamalarıyla kent bileşenlerinin katılım hakkı ellerinden alınıyor
Van Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Abdullah Zeydan’a verilen 3 yıl 9 ay hapis cezasının ardından DEM Partili bir belediyeye daha kayyım atandı. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi de 2016 ve 2019 yıllarında iki kere kayyım ataması ile karşı karşıya kalmıştı. Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanı Serra Bucak ile Zeydan’ın hapis cezasına çarptırılması sonrası kayyım uygulamalarının yarattığı toplumsal ve siyasi sonuçları konuştuk. Bucak, kayyım atamalarıyla ilgili olarak, “İktidar ısrarla, inatla demokrasi dışı yöntemlerden ders çıkarmasa da halk her defasında ‘Siz ne yaparsanız yapın, biz haklı mücadelenin yanındayız’ dedi ve diyecek. İktidar artık halkın iradesini hazmetmeli, kabul etmeli ve bu anti-demokratik uygulamalardan vazgeçmeli” diyor.
"Ermeni kimliği uzun bir gölge gibi her yerde takip ediyor"
Gazeteci-yazar Avedis Hadjian’ın Anadolu’daki Ermenilerin izini sürerek kaleme aldığı “A Secret Nation: The Hidden Armenians of Turkey” başlıklı kitabı, “Türkiye’nin Gizli Ermenileri” ismiyle Türkçeye çevrildi. İletişim Yayınları’ndan çıkan kitap, Ermeni kökenleriyle barışanlardan kimliğini inkâr edenlere, geniş bir yelpazede insan hikâyeleri üzerinden kimlik tanımı ve aidiyetine dair tartışmalara yeni bir soluk getirirken, soykırım sonrası yüzleşilmeyen karanlık tarihe de ışık tutuyor. Hadjian ile Anadolu'da çıktığı uzun yolculuğu ve bu yolculuktaki tanıklıklarını konuştuk.
Kavala: Anlaşılan hâlâ komplo teorilerine ihtiyaç duyuluyor
Sivil toplum alanında çalışmalarıyla bilinen iş insanı Osman Kavala, 1 Kasım 2017’den bu yana Silivri Cezaevi’nde. Bu yedi yılı aşkın süreçte, akla, hukuka, vicdana aykırı yargısal ve toplumsal bir sürecin aktörü haline getirildi. Yeri geldi isnat edilen suçlamalardan beraat etti, yeri geldi tahliye edildiği dosyadan bir kez daha tutuklandı. Ancak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin bağlayıcı ihlal kararlarına rağmen halen özgürlüğüne kavuşamadı. Hukuk fakültelerinde ders niyetine okutulası bu Kafkaesk dava süreci, eşi Prof. Ayşe Buğra ve Anadolu Kültür Direktörü Asena Günal tarafından “Bir Dava Hikâyesi: Osman Kavala'nın Yedi Yılı” (İletişim Yayınları, Ocak 2025) ismiyle kitaplaştırıldı.