SİNEMA
Kömürciyan’ın izinden ‘Ah Gözel İstanbul’
17. yüzyılda yaşayan seyyah Yeremya Çelebi Kömürciyan’ın ‘17. Asırda İstanbul Tarihi’ adlı eseri, film oldu. Yönetmenliğini Zeynep Dadak’ın, yapımcılığını Pınar Bağcı, Zeynep Ekmekçi ve Aslı Dadak’ın üstlendiği ‘kurmaca belgesel’in başrolünde Sezgi Mengi var. Zeynep Dadak’la, halen kurgu aşamasında olan ve bu yıl izleyiciyle buluşmayı hedefleyen film üzerine konuştuk.
Parajanov’un filmleri 17 Mart’a kadar Pera Müzesi’nde
Pera Film’in, ‘Parajanov, Sarkis ile’ sergisi kapsamında izleyiciyle buluşturduğu ‘İsyânkar İmgeler: Sergey Parajanov’ başlıklı film programı devam ediyor. Seçkide Parajanov’un. eserlerinin yanı sıra, ondan ilham alan sanatçıların tanıklıklarını içeren belgeseller de yer alıyor.
"Netflix, kaliteli içerik üretebilmeniz için gerekli ortamı sunuyor"
Netflix’in ilk Türkiye yapımı olma özelliğini taşıyan ‘Hakan: Muhafız’ dizisi, yayınlanmaya başladığı günden beri hem iyi, hem kötü eleştiriler alıyor. Geçmişle günümüz arasında gidip gelen dizide, Çağatay Ulusoy’un canlandırdığı Hakan karakterinin İstanbul’u ‘Ölümsüzler’den kurtarması anlatılıyor.
‘Muhafız’: Şehri benzetmelerden kurtarmak
Geçen hafta seyircilerle buluşan ‘Hakan: Muhafız’ dizisini heyecanla izledim. Dizinin görsel ve kurgusal başarısının yanı sıra söylemsel boyutu da ilgimi çekti. Özellikle İstanbul’un, birçok söylemsel pratiğin temel nesnesi haline getirilmiş olması, dizinin mekân kullanımında önemli bir başarıya imza attığını düşündürdü bana.
9. İnsan Hakları Belgesel Film Günleri başlıyor
Türkiye İnsan Hakları Vakfı tarafından düzenlenen, bu yıl dokuzununcu kez gerçekleşecek İnsan Hakları Belgesel Film Günleri 5-8 Aralık arasında Fransız Kültür Merkezi’nde izleyicilerini bekliyor olacak. Bu yıl, 70. yaşını kutlayan İnsan Hakları Beyannamesi’ni odağına alan festivalde film gösterimlerinin yanı sıra bazı filmlerin yönetmenleriyle söyleşiler de yapılacak.
“Hiçbir zaman istediğimiz kadar özgür olamıyoruz”
Bartu Küçükçağlayan’ın sesini ilk kez Büyük Ev Ablukada grubunun şarkılarını dinlerken duydum, yüzünü ise ilk olarak ‘Çoğunluk’, son olarak da ‘Kelebekler’ filminde gördüm. Oyunculuk ve müzisyenlik yapan Küçükçağlayan, şu sıralar, senaryosunu kendisinin kaleme aldığı ‘Bartu Ben’ adlı diziyle isminden sıkça söz ettiriyor. BluTV’de, her pazartesi ve perşembe yeni bölümleri yayınlanan dizide, başta sinema sektörü olmak üzere birçok alana ve kişiye eleştiriler yönelten, en çok da kendiyle dalga geçen, kendi tabiriyle bir ‘ünsüz ünlü’ olan Küçükçağlayan’la yeni dizisi vesilesiyle sohbet ettik.
‘Ága’: Yok olan bir yaşamın hikâyesi
Bosna’ya gidip Sarajevo Film Festivali’ne denk gelmek, üstelik de festivalin ‘En İyi Film Ödülü’nü kazanan filmi izleme fırsatı bulmak büyük bir şanstı benim için. Fakat o kadar hevesle girdiğim gösterişli tiyatro binasından büyülenmiş bir şekilde çıkacağımı işin doğrusu tahmin etmiyordum. Yönetmen Milko Lazarov’un dünyasıyla daha önce tanışmamış bir seyirci olarak, Yakutistan’da kendi geleneklerine uygun yaşayan yerli bir çiftin -aslında hepimizin hayatının da- hikâyesini anlatan ‘Ága’ filminin bu kadar etkileyici olacağı aklımdan geçmiyordu.
Genç kuşağın ilişki modelleri belgesel oldu
Ermenistan toplumunda kabul gören ilişki modellerini sorgulayan iki Ermenistanlı Hovhannes İşkhanyan ve Sona Simonyan kendi deneyimlerinden yola çıkarak ülkede şehirli gençlerin, ailelerinin ilişki modellerini reddetmelerine rağmen yeni model bulamadıkları için düştükleri boşluğu bir belgeselde anlattılar. ‘Öncekilerin Kronolojisi’nin yönetmenleri İşkhanyan ve Simonyan ile belgeseli ve bu konuya odaklanmalarının nedenlerini konuştuk.
Ahlat Ağacı: Taşradan çıkış var mı?
Nuri Bilge Ceylan’ın yeni filmi Ahlat Ağacı’nın vizyona girmesi, yönetmenin filmlerini tamamıyla olmasa bile bir yerinden sevenler ve önemseyenler açısından zaten başlı başına heyecan uyandırıcı. Yani illa o filmin Cannes’de ödül alması ya da dakikalarca alkışlanması gerekmiyor. Ve yine aynı grup, muhtemelen filmin 3 saat olmasını hiç kafaya takmaz, tam tersine “Bakalım bu kez ne anlatacak?” der.
Fotoğrafçının gözünden evsizler, yönetmenin gözünden fotoğrafçı
Agos gazetesi fotoğraf editörü Berge Arabian’ın uzun yıllardır yaşadığı Kanada’dan İstanbul’a dönüş yolculuğu, belgesel yönetmeni Zoran Maslic tarafından filmleştirildi. ‘Nobody Knows My Songs’ adlı filmde Arabian’ın evsizlerle ilgili projesinden yola çıkılarak, fotoğrafçının İstanbul’a taşınmasıyla birlikte köklerine dönüş yolculuğu ele alınıyor. Filmde, Arabian’ın, Toronto’nun işlek caddelerinden Queen Street’teki evsizlerle çalışmasını görüyoruz. Evsizlerden Sebastian Belec ile tanıştıktan kısa süre sonra neredeyse onunla yakın arkadaş olan Arabian, film boyunca Belec ve arkadaşlarıyla birlikte geçirdiği altı aylık süreci anlatıyor.