ARA

DOSYA Kayıp, karanlık ve dayanışmayla geçen beş gün

Sokakta, kamusal alanda Ermenice sloganlar atılması bizler için bir ilkti. Hayatımda ilk kez, 21 yaşımda sokaktaydım. O kalabalıkla bir şey paylaşıyor, karşı çıkıyor, bağırıyordum. O günden sonra uzunca bir süre, sokaklarda savunduğum şeyler için haykırmaya devam ettim. Adaletsizliğe karşı haykırmaya başladığım ilk gündü 19 Ocak 2007.
On sekiz sene

“Cinayeti kim işledi?” sorusuna gelecek olursak, deminden beri söylediğim sebeplerden dolayı bu soruya nokta atışı bir cevap vermek benim için zor. Fakat, bu soruya cevap vermek için sadece davalara değil cinayetten evvelki yıllara, Hrant Dink’i kimlerin hedef gösterdiğine de bakmak gerekir, zira öyle görünüyor ki insanlar o yılları unutma eğiliminde.
GENEL Hrant Dink'in fikir dünyası ve maruz kaldığı soruşturmalar

13-18 Ocak tarihleri arası 23,5 Hrant Dink Hafıza Mekânı'nda, Hrant Dink’in öldürülmesinin 18. yılında, onun gazeteciliği süresince yürüttüğü hakikat, adalet ve yüzleşme çabalarına odaklanan bir dizi söyleşi ve etkinlik gerçekleştiriliyor. 16 Ocak Perşembe günkü ‘Zamanın Ruhu’ başlıklı söyleşide Gazeteci Ali Bayramoğlu, Dink ailesi avukatlarından Hülya Deveci ve İstanbul Barosu Başkanı İbrahim Kaboğlu, 19 Ocak 2007’de Hrant Dink’in öldürülmesinden önceki süreci ve hedef gösterilme sürecindeki toplumsal gelişmeleri, sosyal ve siyasi iklimi, o dönemin ruhunu konuştu. Söyleşinin moderatörlüğünü Işın Eliçin üstlendi.
TOPLUM Siamanto’dan Hrant Dink’e

Siamanto, gerçek adıyla Adom Yarcanyan, hemen tüm şiirlerinde halkının acısını dillendirmiş, ancak umudu ve mücadele azmini hiçbir zaman elden bırakmamıştı. Haksızlıklara karşı koyma, adalet arayışı, intikam ve bağışlama duygusu, ışık ve güzellik ideallerini anlattığı şiirlerinde üslubu büyülü, simgeseldi. Mücadelesi, ondan yüz yıl sonra aynı değerler etrafında kavga verecek olan Hrant Dink’le ortaktı.
“Bu arşivi teslim etmek ve özgürleşmek istiyorum”

Kendi tercih ettiği şekliyle politik belgesel fotoğrafçı Ali Öz şu an bir yayın organı için çalışmıyor. Ama çok uzun zamandır onun Türkiye'nin toplumsal ve siyasi hayatını kaydetmesi için bir yerde sözleşmeli çalışması gerekmiyor. Ali Öz'ün fotoğraf arşivi neredeyse elli yıla yıla yayılan Türkiye tarihinde emeğin hikâyesini belgeleyen, ayın zamanda her nevi toplumsal eylemi kaydetmiş karelerle dolu. Gazeteciliği iş gibi değil de hayatının merkezindeki temel uğraş olarak gören Öz açısından daha ağır basan motivasyon hangisi acaba: Politik sorumluluk mu, mesleki bir iştah mı, belgeleme arzusu mu?
18. yıl mektubu

Hrant Ahparig, seneye belki daha güzel haberlerle bitiririm bu mektubu. Umut etmekten ve mücadeleden vazgeçmiyor seni sevenler.