Havaların ısınmasından çok şikâyet edenlerden olabilirsiniz ama bu havalar roze şarap içmek için iyi bir bahane yaratıyor.
Roze içmek, genellikle insanların aklına sıcak havalarda gelse de, bu şaraplar düşük tanenli olmaları ve asitli yapıları sayesinde birçok yemekle iyi uyum sağlar.
Tanınmış İngiliz şarap yazarı Oz Clarke, Fransa’nın saygın bağcılık bölgelerinden Provence’ta iken, bölgenin sıcak havasının ve güzel şaraplarının rehavetine kapılıp şöyle demiş: “Gölgede kendimi tembelliğe bırakırım tamamen. Önümde safranlı, güzel bir balık, meşhur Provence sarımsaklısı, hafif bir kırmızı ya da buz gibi bir rozeyle, ışıldayan denizi seyrederim. Öyle mutlu olurum ki, bu manzara karşısında eleştiri mantığımı kaybederim.”
Isınan havalarla birlikte Oz Clarke’ın keyfine katılmamak mümkün değil. Yaz geliyor, şimdi tam roze zamanı. Buz gibi bir roze ve biraz deniz gören bir yer bulduk mu, Provence’ta olmaya gerek yok...
Roze şaraplarda, kırmızı şaraplara burukluğunu ve dayanıklılığını veren ‘tanen’ maddesinin oranı düşüktür.
Kırmızı şarap üretiminin en önemli aşamalarından biri, üzümleri çatlatıp kabukları ve çekirdekleriyle beraber bekletme yani ‘maserasyon’ işlemidir. Bu işlemin kısa tutulmasıyla (8-12 saat), düşük tanenli, canlı ve aromatik şaraplar elde ediliyor.
2009 yılında, şarap konusundaki tutuculuğuyla ünlü Fransa’da bile, kırmızı ile beyazı karıştırarak roze şarap üretimine kısıtlı da olsa serbestlik gelse de, bu şekilde üretilen şarapların kaliteli olması ve böyle algılanması çok zor görünüyor.
Tabii, bir de, son yıllarda çok popülerleşen ‘blush’ şaraplar var ki, ayrı bir dünya. Beyaz şarap gibi, kabukla hiç temas edilmeden üretilen, çok asitli ve çok açık renkli, k olay içimli olan bu şaraplar, günün her saati için çok iyi bir serinletici tercihi olabilir. Bu zarif ve canlı şaraplar, özellikle yaz aylarında zevkle tüketiliyor.
Eski Dünya’da, özellikle Güney Fransa - Provence’ta, düşük alkollü, rahat içimli rozeler üretiliyor. Roze dendiğinde adını anmadan geçemeyeceğimiz ‘tavel’ şarapları da yine Fransa’dan ama başka bir yöreden, Rhone’dan geliyor. Bu şaraplar, ‘blush’ların aksine, çok yapılı, gövdeli ve yemeklerle çok uyumlu. Yeni Dünya’da ise Şiraz ve Cabernet gibi üzümlerden daha gövdeli, yapılı örnekleri raflarda yerini alıyor.
Dünyada değişen ve popülerleşen mutfak akımları da son zamanlarda roze şarapların sevilmesinde önemli bir rol oynuyor. Özellikle bol baharatlı Uzakdoğu mutfağı, roze şaraplarla mükemmel bir uyum sağlıyor.
Ülkemizin en iyi ressamlarından İbrahim Çallı’yı yetiştiren, Denizli’nin Çal ilçesinin Çal Karası üzümleriyle, olağanüstü roze şaraplar üretiliyor. Ufak taneli, koyu renkli bir üzüm olan Çal Karası, asitli yapısı ve dengeli gövdesiyle ilgi çekiyor.
Yazın, deniz kıyısında, sıcak bir öğleden sonra biraz serinlemek ve lezzetli bir şeyler tüketmek istiyorsanız, sizi roze şarap kadar tatmin edecek bir lezzet bulmanız zor...
Afiyet olsun.