Türkiye, 13 kurşunla hayatını kaybeden 12 yaşındaki Uğur ile 8 kurşunla hayatını kaybeden babası için, AİHM'ye savunma yaptı: 'Orantılı güç kullanıldı.' Kaymazların ilk ateşi açtığı iddiası 'barut izi'ne dayandırılırken, polislerin 'hızlı davrandığı' savunuldu. Oysaki Adli Tıp raporunda barut izinin 'kesin kanıt' sayılamayacağını belirtilmişti.
Türkiye, evlerinin önünde 2004’te polisin açtığı ateş ile yaşamını yitiren 12 yaşındaki Uğur Kaymaz ve babası Ahmet Kaymaz hakkında AİHM’ye savunmasını yaptı. Radikal'in haberine göre ilk ateşi baba ve oğlunun açtığının ileri sürüldüğü savunmada, “Ahmet Kaymaz 5, Uğur Kaymaz 8 kez ateş etti” denildi. Savunmada Uğur’un 13, babasının ise 8 kurşunla öldürülmesi de ‘orantılı güç kullanımı’ olarak değerlendirildi.
Barut izi kanıt sayıldı
Savunmada baba-oğulun silah kullandıklarının kanıtı olarak da ellerinde barut izinin bulunması gösterildi. Baba ve oğlunun polis güçlerine 13 kurşun attıklarının saptandığının ifade edildiği savunmada, yapılan araştırma sonucunda Uğur Kaymaz’ın silahından 8 kere: Ahmet Kaymaz’ın silahından ise 5 kere ateş açıldığının belirlendiği anlatıldı.
Adli tıp raporu hiçe sayıldı
Kaymaz davasında savunma avukatlarının delillerinin birçok şüphe taşıdığı aile avukatlarınca dile getirilmişti. Adli tıp raporu da delillerdeki çelişkileri ortaya çıkarmıştı:
- Henüz 12 yaşında olan Uğur’un otopsisinde yakın mesafeden sıralı 13 kurşunla öldürüldüğü tespit edildi.
- Savunma, Uğur Kaymaz’ın, 12 yaşında olmadığının kanıtı olarak bıyıklarını, koltuk altındaki tüyleri gösterdi. Ancak bu iddia adli tıp raporlarıyla yalanlandı.
- Adli tıp, babasının ardından sokağa terlikle çıkan Uğur’un Kalaşnikof taşıyamayacak kadar küçük olduğu yönünde rapor hazırladı.
- Adli tıp raporunda çatışma yaşanmış olsa bile sıralı biçimde sırtından 9 kurşun yiyen birisinin çatışmayı sürdüremeyeceğine dikkat çekildi.
- Adli tıp raporunda ellerde bulunan barut izlerinin kesinlikle silah kullanıldığına bir kanıt olamayacağı da vurgulandı.