Babası Ahmet Kaymaz'la birlikte polis tarafından öldürülen Uğur Kaymaz'ın davasında, AİHM'in Türkiye'yi mahkûmiyetinin ardından "yargılanmanın yenilenmesi" talebiyle yapılan başvuru, gerekçe gösterilmeden reddedildi.
Mardin'in Kızıltepe ilçesinde 21 Kasım 2004 tarihinde evinin önünde polisler tarafından 13 kurşunla öldürülen Uğur Kaymaz ile babası Ahmet Kaymaz davası ile ilgili "yeniden yargılama" talebi gerekçe gösterilmeden reddedildi.
AİHM'in Şubat 2014'te Uğur Kaymaz ve babasının katledilmesine ilişkin verdiği, "Yaşam haklarının ihlal edildiği" yönündeki kararının ardından İHD Mardin Şubesi'ne bağlı avukatlar, yargılanmanın yenilenmesi talebiyle Eskişehir 1. Ağır Ceza Mahkemesi'ne başvuruda bulunmuştu. Başvuruyu değerlendiren mahkeme hiçbir gerekçe göstermeden talebi reddetti.
“Devlet failleri hala koruyor”
Karara ilişkin yazılı açıklama yapan İHD Mardin Şubesi, "Türkiye kamuoyunun vicdanında cezalandırılmış olan sanıkların yargısal makamlar tarafından hala korunması, yargısal makamların Türkiyelileşmediğinin açık kanıtı olduğu gibi kamu görevlilerinin yargılandıkları dosyalarda uygulanan 'cezasızlık' politikasının sistematik olarak uygulandığını ortaya koymaktadır. Devlet failleri hala korumakta, kollamaktadır" diyerek tepki gösterdi.
Türkiye savunmasında ‘orantılı güç’ demişti
12 yaşındaki Uğur ile babası Ahmet Kaymaz, 21 Kasım 2004’te evlerinin önünde açılan ateş sonucu hayatını kaybetti. 12 yaşındaki Uğur’a 13 kurşun, baba Ahmet Kaymaz’a ise 8 kurşun isabet etti. Olayla ilgili dört polis hakkında dava açıldı. Mahkeme “meşru müdafaada bulunduğu” gerekçesiyle polislerin beraatına karar verdi. Kararın temyiz incelemesi de Yargıtay 1. Ceza Dairesi’nde yapıldı. Daire, yerel mahkemenin kararını oybirliğiyle onadı. Böylece Kaymaz ailesi açısından iç hukuk yolları tükendi. Kaymaz ailesi AİHM’ye başvurdu. Davayı kabul eden AİHM 2. Dairesi, Ahmet ve oğlu Uğur Kaymaz’ın öldürülmesinden başka çare bulunup bulunmadığını Türkiye’ye sordu. Türkiye savunmasını tamamlayarak AİHM’ye gönderdi. Türkiye, 'orantılı güç' kullanıldığını savundu. (DİHA)