TATYOS BEBEK
Bilindiği gibi yeni anayasa çalışmaları devam ediyor. TBMM’de temsil edilen partilerden üçer üyenin katılımıyla “Anayasa Uzlaşma Komisyonu” kuruldu. Komisyon olabildiğince katılımın sağlandığı bir anayasa yapmak istiyor. Bu bağlamda Komisyon Başkanı Cemil Çiçek Ermeni vakıflarına da mesaj göndererek görüş oluşturmalarını istedi.
Anayasalar toplumsal mutabakat metinleridir. 1876 Kanun-i Esasi’den başlayarak bugüne kadar yapılan 1921,1924, 1961 ve 1982 Anayasalarının inşa sürecinde toplum hiçbir zaman söz sahibi olmadı. Toplumsal mutabakat sağlanamadı. Devlet aygıtı anayasaları bildiği gibi yaparak toplumu yukarıdan değiştirmeye, şekillendirmeye kalktı. 1921 Anayasası yapısı itibariyle bunların dışında tutulabilir. 1921 dışında diğer tüm Anayasalar vesayetçi kurumlara dayanan yapılarıyla resmi ideolojilerini topluma dayatmaya çalıştılar. Anayasaların muhatabı olan topluma fikrini soran olmadı bile. Toplum da her defasında bu duruma uymak zorunda kaldı. Ama artık farklı bir durum söz konusu. Toplumdaki değişim isteği siyasi partileri zorluyor. Yapılan araştırmalarda toplumun yaklaşık dörtte üçü yeni anayasa yapılmasını istiyor. Partiler de bunu kabullenmiş durumdalar. İlk kez toplumun taleplerinin içinde yer alacağı bir anayasa yapım süreci yaşıyoruz. Temel hak ve özgürlüklerin alanını genişleten, insan merkezli, evrensel hukuku dikkate alan, çoğulcu, katılımcı ve tabii ki anayasal vatandaşlığı benimseyen demokratik bir anayasa inşasında rol alabiliriz. Ermeni toplumu olarak buna destek vermek zorundayız.
Son zamanlarda Ermeni toplumunda da anayasa ile ilgili kimi çalışmaların yapıldığı duyumlarını alıyoruz. Eğer doğruysa kapalı kapılar ardında birileri bizim yerimize karar verecek gibi görülüyor. Bu yöntemin geçerli olduğunu sanmıyorum. Bundan böyle çalışmalar şeffaf olmalı ve toplum kesimlerinin, bireylerin sürece katılması sağlanmalı. Biz yaptık oldu mantığıyla üç, beş kişinin hazırladığı metinler topluma mal edilmemeli. Cemil Çiçek de yazısında “...yeni anayasa yapım sürecini aktif olarak takip edip gelişmeleri mümkün olduğunca üyelerinizle paylaşmanız...” diye belirtmiş.
Bu doğrultuda şöyle yapabiliriz diye düşünüyorum. Vakıflarımız ve derneklerimiz kendi üyelerinden görüş toplayabilirler. İstanbul’un üç bölgesinde topluma açık toplantılar düzenlenebilir. Bu toplantılarda konuşmacılar anayasa ile ilgili ufuk açıcı kısa konuşmalar yapabilirler. Toplantılarda aslolan, katılımcıların görüşlerini özgürce belirtmeleridir. Tüm görüşler toplanır, tasnif edilir. Talepler genel olarak ortaya çıkmış olur. En sonunda hukukçulardan, uzmanlardan ve deneyimi olan insanlardan oluşan belli sayıda katılımcıyla bir çalışma grubu oluşturulur. Çalışma grubu talepleri değerlendirip önerileri hazırlar ve Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na sunarlar. Böylece Ermeni Toplumu’nun geniş katılımıyla bir öneri paketi hazırlanmış olur. Bu artık eğrisiyle doğrusuyla hepimizin sahiplendiği bir çalışmadır. Dolayısıyla meşruiyeti tartışılmaz.
Yukarıda belirttiğim çalışma için tek handikap önerilerin 31 Aralık tarihine kadar sunulacak olmasıdır. Önümüzde yaklaşık üç haftalık bir zaman var. Eğer kişisel çekişmeleri gözardı edip toplumun çıkarlarını dikkate alır ve iyi organize olabilirsek yetiştirebiliriz. Yeter ki daha demokratik bir toplum ve toplumsal barış için katkı sunmaya karar verelim.
Bu arada, 15 Aralık’ta Feriköy Kilisesi Nazar Şirinoğlu Salonunda yapılacak Anayasa toplantısı da bir fırsat olarak değerlendirilebilir.
“YENİ ANAYASAYA DOĞRU” TOPLANTISI
Konuşmacılar: Etyen Mahçupyan, Prof. Dr. Arus Yumul, Bejan Matur, Doç. Dr. Yücel Sayman
15 Aralık, saat 19.30 - Feriköy Nazar Şirinoğlu Salonu