‘Mühürlü Kapı’nın geleceği tartışılacak

Hrant Dink Vakfı, ‘Mühürlü Kapı: Türkiye-Ermenistan Sınırının Geleceği Konferansı’ ile kapalı sınır politikasını, siyasi, ekonomik, sosyal, çevresel, insani ve bölgesel yönleriyle etraflıca ele alarak, Kafkasya’da barışı inşa etmenin olanaklarını tartışmaya açıyor. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü’nün desteğiyle düzenlenen konferans, 22-23 Kasım tarihlerinde Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü’nde yapılacak.

Fotoğraf: Erhan Arık

Türkiye, Ermenistan’ın bağımsızlığını ilk tanıyan ülkelerden biri olmasına rağmen, iki ülke arasındaki sınır, 20 yılı aşkın süredir kapalı. Türkiye, 1993’te, Azerbaycan’la Ermenistan arasında yaşanan Karabağ Savaşı’na tepki olarak sınırı tamamen ve tek taraflı olarak kapatarak, Kars-Gümrü tren seferlerini durdurdu. O günden beri, iki ülke arasında doğrudan ticaret yapılamıyor ve bölge halkının sınır ötesi faaliyetleri engelleniyor. Türkiye’nin kapalı sınır politikası, günümüzde de devam ediyor.

Hrant Dink Vakfı, ‘Mühürlü Kapı: Türkiye-Ermenistan Sınırının Geleceği Konferansı’ ile kapalı sınır politikasını, siyasi, ekonomik, sosyal, çevresel, insani ve bölgesel yönleriyle etraflıca ele alarak, Kafkasya’da barışı inşa etmenin olanaklarını tartışmaya açıyor. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi İktisat Bölümü’nün desteğiyle düzenlenen ‘Mühürlü Kapı: Türkiye-Ermenistan Sınırının Geleceği Konferansı’, 22-23 Kasım tarihlerinde Ankara Üniversitesi Cebeci Kampüsü’nde yapılacak ve konferansta sunulacak çalışmalar, daha sonra, Hrant Dink Vakfı Yayınları tarafından konferans tebliğleri olarak yayımlanacak.

Siyasi gündeme ve hükümet politikalarına etki arayışı
Organizasyon Komitesi’nden Cengiz Aktar

Hrant Dink Vakfı’nın TÜSİAD ve İstanbul Politikalar Merkezi’nin desteği ile BETAM ve SAM’a ısmarladığı “Türkiye-Ermenistan sınırının kapalı kalmasının bölge üzerindeki ekonomik ve sosyal etkileri araştırması” bu konferansla tanıtılacak. Sınırın doğu yakasında kapalı kapının Ermenistan üzerindeki etkilerini inceleyen araştırmalara rağmen, batı yakasında, bilhassa Doğu Anadolu’nun “serhat” kentlerindeki etkisi üzerine çalışmalar kısıtlı kaldı. Bu tespitten hareketle ve iki ülke arasında ticaret hacmi, potansiyeli hesabı dışındaki sosyo-ekonomik faktörleri dikkate alan çalışmalara duyulan ihtiyaca cevap vermek amacıyla, bu araştırmaya başlandı. Araştırmanın bu konferans ile daha geniş bir kitleye ulaşması amaçlanıyor. Araştırmanın hedeflerinden biri de, konferansta dile getirilen görüş ve önerilerin, siyasi gündemde ve hükümetin politikalarında yankı bulabilmesi.


PROGRAMDAN SEÇMELER

Hrant Dink Vakfı adına Rakel Dink ile Cengiz Aktar ve Ankara Üniversitesi adına Onur Özsoy’un yapacağı açılış konuşmalarıyla başlayacak olan ‘Mühürlü Kapı: Türkiye-Ermenistan Sınırının Geleceği Konferansı’, sekiz ana başlıkta yapılacak. Konferans programında öne çıkanlar şu şekilde:

• Kapalı Sınırlara Genel Bir Bakış

Sezai Yapıcı, “Açılıştan Kapanışa Bir Sınırın Öyküsü”

• Kapalı Sınır Hikâyeleri

Sayat Tekir, “Ermenistan Sınırından Türkiye’ye Bakmak”

• Kapalı Sınır ve Komşular

Ulvi İsmail, “Azerbaycan’da Türkiye-Ermenistan Sınırının Açılmasına Destek Verenler ve Karşı Çıkanlar”

• Kapalı Sınır ve Küresel Bağlam

Thomas de Waal, “Karabağ: Savaşa Barıştan Daha mı Yakın?”

• Açık Sınırlar İçin Nasıl Bir Gelecek?

James Derounian, “Sınır Ötesi Potansiyeli Hayata Geçirecek Anahtar: Yerel Kalkınma”

• Açık Sınırlar, Açık Zihinler

Özlem Şendeniz, “Sınırda Anlatılar: Iğdır Halklarının Belleğindeki Ermeni ve Ermenistan”

Stefan Williamson Fa & Ben Wheeler, “Dillerin Dağları: Kafkasya’nın Farklı Müzikal Lehçeleri”

• Açık Sınırlar, Açık Pazarlar

Zümrüt İmamoğlu, “Hrant Dink Vakfı Araştırması: Kapalı Sınırın Bölge Üzerindeki Sosyo-Ekonomik Etkiler”

• Sınırları Aşanlar

Milena Abrahamyan, “Sınır Tanımayan Kadınlar: Hikâyelerimizi Buluşturmak”