İngiltere’nin 1915 politikası değişiyor

İngiltere’nin önde gelen hukukçularından Geoffrey Robertson, ‘Uygunsuz Bir Soykırım: Bugün Ermenileri Kim Hatırlıyor?’ başlıklı kitabında, Birleşik Krallık’ın inkârcı yaklaşımının zaman içinde nasıl Ermeni Soykırımı’nı tanıyan bir pozisyona dönüştüğünü gösteren bir tablo sunuyor.

FATİH GÖKHAN DİLER
fgdiler@agos.com.tr

İngiltere’nin Ermeni Soykırımı’na yönelik tutumunun değiştiğini gösteren iki gelişme yaşandı. Ülkenin önde gelen hukukçularından, insan hakları avukatı Geoffrey Robertson, ‘Uygunsuz Bir Soykırım: Bugün Ermenileri Kim Hatırlıyor?’ (An Inconvenient Genocide: Who Now Remembers the Armenians) başlıklı bir kitap yayımladı. Robertson, elde ettiği resmi belge ve yazışmaları kullanarak yazdığı kitapta, Birleşik Krallık’ın inkârcı yaklaşımının zaman içinde nasıl Ermeni Soykırımı’nı tanıyan bir pozisyona dönüştüğünü gösteren bir tablo sunuyor. Belgelerde, İngiltere’nin geçmişte Türkiye’yle arasındaki sıkı siyasi ve ekonomik ilişkileri zedelememek amacıyla Soykırım’ı inkâr eden bir tutum içindeyken, artık 2015’e yönelik sivil toplum çalışmalarını finanse ettiği görülüyor.

2009’dan bu yana

Öte yandan, Dışişleri Bakanlığı ve İngiliz Milletler Topluluğu Ofisi, 2009-2014 yıllarına ait, ‘Ermeni Katliamları ve Birleşik Krallık Dış Politikası’ üzerine tüm resmi yazışma ve belgeleri, “devletin değişen tutumunu göstermek amacıyla” 54 sayfalık bir kitapçık halinde yayımladı.

Robertson, 2009’da, Dışişleri Bakanlığı ve İngiliz Milletler Topluluğu Ofisi’nin inkârcı tutumunun arka planını gösteren bir rapor yayımlamıştı. ‘Bir Ermeni Soykırımı Var Mıydı?’ başlıklı 40 sayfalık rapor, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kullanılarak elde edilmiş belgelere dayanıyor. O dönem Türkiye’de de haber konusu olan raporda, Birleşik Krallık Dışişleri Ofisi’nin Türkiye’yle iyi geçinmek için Soykırım’ı inkâr ettiği ve Parlamento’yu da bu şekilde yönlendirdiği görülüyor.

Gizli belgeler

Robertson’un son dönemde elde ettiği gizli belgeler, Britanya hükümetinin 2009’dan bu yana Soykırım’a karşı yaklaşımını değiştirdiğini gösteriyor. Dışişleri Ofisi de 2009’dan sonraki değişime, Robertson’un raporunun da etkisi olduğunu kabul ediyor.

Robertson’un yeni kitabında bulunan, Britanya hükümeti iç yazışmalarından 1999 yılına ait gizli bir belge, yaklaşımı şöyle açıklıyor:

“Konunun ahlaki boyutları tartışmaya açıktır. Ancak Türkiye’yle (politik, stratejik ve ticari) ilişkilerin önemi dikkate alınırsa, 1915’i tanımak pratik anlamda ne Birleşik Krallık’a ne de Ermenistan-Türkiye arasındaki normalleşmeye katkı sağlayacaktır. Bu konuda izlenen mevcut çizgi tek makul seçenektir.”

2010’a ait bir iç yazışmaysa, Britanya hükümetinin Robertson’un raporundan sonra pozisyon değiştirdiğinin sinyallerini veriyor: “Robertson’un raporunun çektiği ilgiden sonra, kamuoyuna açık görüşümüzde değişikliğe gittik. Hükümet, Ermeni katliamlarının soykırım teşkil edip etmediğine dair bir yargıya varmanın kendi meselesi olmadığına inanıyor.”

Britanya hükümetinin, Ermeni Soykırımı’nın yüzüncü yılına yönelik çalışmalarının da olacağı belgelerde yer alıyor. 2013 yılında Lübnan’daki Britanya Büyükelçisi, Beyrut’taki 24 Nisan anması konusunda Londra’dan tavsiye istiyor, Dışişleri Ofisi’yse katılması yönünde telkinde bulunuyor, şu notu düşerek: “1915’te olanları inkâr ediyormuşuz gibi bir izlenim yaratma. Biz hâlâ olanları (katliam ve tehcir) gerçek anlamda korkunç buluyor ve anılması gerektiğini düşünüyoruz.”

Son olarak, Birleşik Krallık Dışişleri Bakanlığı ve İngiliz Milletler Topluluğu Ofisi’nin katkılarıyla, ‘100 yıl… Gerçek Hikâyeler’ başlığı altında, yakınları soykırımdan Türkler tarafından kurtarılan 50 ailenin torunlarından ve yaşlılarından kurtarılma öyküleri dinlenerek bir kitap hazırlandı.


Geoffrey Robertson kimdir?

Geoffrey Robertson, dünyanın önde gelen insan hakları avukatlarından biri ve bir Birleşmiş Milletler savaş suçları yargıcı. Hastings Banda ve General Pinoşe gibi yüksek profilli davaları yönetmiş olan Robertson, aynı zamanda ‘İnsanlığa Karşı Suç’ gibi literatürde önemli yeri olan pek çok kitabın da yazarıdır. Londra Üniversitesi, Queen Mary College’da ders veren ünlü insan hakları savunucusu, WikiLeaks davasıyla gündeme gelen Julian Assange’ın da avukatlığını yapmıştı.