Yaklaşık yirmi senedir, ABD’nin Nevada Çölü’nde sadece bir haftalığına 60 bin kişilik bir şehir yaratılıyor. Bu şehir bir önceki hafta nasıl kurulduysa, Eylül’ün ilk Pazartesisi geride hiçbir iz bırakmayacak şekilde toplanıyor ve dağılıyor. Ve böylelikle Burning Man Festivali, bir haftalığına Nevada eyaletinin en büyük üçüncü şehri oluyor
DUYGU BAŞARAN – ÇINAR ŞAHİN
duygubasaran@gmail.com
Festival adını, Black Rock City’de geçirilen bir haftanın sonunda, tahtadan yapılma kocaman bir adam heykelinin yanmasından alıyor. Festivalin çoğunluğu Kaliforniya eyaletinden gelen katılımcılardan oluşuyor ama yine de her ülkeden insan görmek mümkün. Avrupa’dan çok sayıda İngiliz, Fransız ve Alman geliyor. Göreceli yakınlığı nedeniyle festivale Kanada’nın batısından gelenler de oldukça fazla. Genelde çadırda ya da karavanda kalınıyor. Tüm hafta kalanlar olduğu gibi sadece birkaç günlüğüne gelenler de var. Ama nasıl kalırsanız kalın, hayatta kalmaktan siz sorumlusunuz. Black Rock City’de ne yemek, ne de su satılıyor. Burası paranın geçmediği, yaşamak için ne gerekiyorsa yanınızda getirdiğiniz bir haftalık bir şehire dönüşüyor.
Burning Man, on ilkeye dayalı bir topluluk. Bu ilkelerin çoğunda İngilizce “radical” kelimesi geçiyor. Bu kelimenin kattığı anlam, ilkelerin istisnasız oluşu. Birinci ilke “radical” kapsama, yani Burning Man topluluğunun kapısı herkese tümüyle açık. İkincisi hediye verme, üçüncüsü anti-metalaştırma. Bu festivalde aldığınız ve verdiğiniz her şey, karşılığı beklenmeyen bir armağan. Reklam yapmak, parayla bir şey alıp satmak veya takas yapmak yasak. Bir sonraki ilke, herkesin içsel kaynaklarını keşfetmesi ve bunlarla kendi kendine yetmesi. En göze çarpan ilkelerden biri, kendini ifade etmenin en güzel hediye olması ve hediyeyi alana olan saygı. Her şeyin yoktan var edildiği bu toplulukta, müşterek çaba ve işbirliği ve bu işbirliğini mümkün kılan tüm araçların (sanat projeleri, kamusal alanlar, sosyal ağlar gibi) önemi, en temel ilkelerden biri. Bunun kardeş ilkesi, bir topluluğun üyesi olmanın verdiği yurttaşlık sorumluluğu. Yedinci ilke, çevreye olan saygıdan dolayı geride hiçbir iz bırakmama. Son iki ilke, bu topluluğu birbirine bağlayan katılım ve yakınlık ilkeleri. Bu ilkeler her katılımcının topluluğa dahil olmasını ve toplulukla kişisel bağ kurmasını hedefliyor.