Yeniden doğuş öyküsü…

Uruguay’ın ünlü yazar ve gazetecisi Eduardo Galeano, bu defa kalemini çocuklar için gezdirmiş bembeyaz sayfanın üzerinde. Belki de herkesi derinden etkileyebilecek kısacık bir öykü yazdığının farkında olmadan. Antonio Santos ise öyküden benim kadar etkilenmiş olmalı ki böyle duru, sade resimlerle anlatımı güçlendirmiş.

EZGİ BERK 

Küllerinden yeniden doğan kuş metaforu ruhumuzu besler. Hani o tam her şey bitti dediğimiz anda, işte karşımızdadır az önce yanan can! Derin acının yok oluşu, gülümseme ve bedenimizden taşan sevinç vücudumuzu altüst eder; ama mutluyuzdur. Her şey bitti dediğimiz andaki çaresizlik, o korkunç yokluk hissi geldiği gibi yok olmuştur. İşte tam bunlar yaşanırken sessiz ve derinden bir duygu kemirmeye başlar beynimizi. Yoklukla nasıl mücadele etmeli? İşte, ‘Papağanın Diriliş Öyküsü’ böyle başladı.

Yazarından öykünün ana karakteri papağana, capcanlı renklerden nefes alan ahşabın hâkimiyetine ve çömlekçiden yeniden papağana kadar süzdüm bu kitabı. Hani derinine inmek istediğimiz insanları önce bir süzeriz, sonra çarpılır; ardından her bir ayrıntısını dikkatle inceleriz ya, ben de öyle okudum bu kitabı. Sözcük sözcük, satır satır içime işledi.

Uruguay’ın ünlü yazar ve gazetecisi Eduardo Galeano, bu defa kalemini çocuklar için gezdirmiş bembeyaz sayfanın üzerinde. Belki de herkesi derinden etkileyebilecek kısacık bir öykü yazdığının farkında olmadan. Antonio Santos ise öyküden benim kadar etkilenmiş olmalı ki böyle duru, sade resimlerle anlatımı güçlendirmiş.

İç içe geçen bir öyküsü var Galeano’nun papağanının. Tıpkı, yaşam gibi. Kulpuna tünediği çorba kazanına düşerek yok olan papağan, ona üzülen kız çocuğunun gözyaşlarından, kız çocuğuna üzülen portakaldan, kazanın altındaki ateşin kızılından, bahçedeki ağacın yeşilinden, gökyüzünde esen yelden, dili tutulan adamdan bir toprak ustasına, çömlekçiye varıyor. Çömlekçi maharetli elleriyle topladığı bunca acıyı harmanlayıp bu acıların renginde bir papağanın doğmasını sağlıyor. Bu güzeller güzeli papağan, rüzgâra kapılıp uçuyor ve bütün acılar papağanda hayat buluyor. Ateşin kızılından başı, portakalın turuncusuyla devam edip gökyüzünün mavisiyle sonlanan kanatları, toprağın en sade yaşam belirtisi olan yeşilinden ayaklarıyla hayranlık uyandıran papağan, uzun uzun seyrettiriyor kendisini son sayfada.

Aklım, günleri geri sarıyor bu son sayfada. Çok değil, bundan bir yıl önce, grinin ortasında, acıların üzerinde filizlenen yeşili korumak için böylesi bir dayanışma yaşamamış mıydık? Binlerce insan bir araya gelmiş, gülüp eğlenmiş, zalimliklerin ortasında nefes almıştık. Ölmüştük bazı bazı, yeniden doğmuştuk rengârenk. Belki bu yüzdendir papağanın öyküsünün beni kalbimden vurması. Resimlerin ahşaptan yapılmış renkli figürlerin fotoğrafları olması, nefes alan, eğilip bükülen ama kırılmayan esneklik daha da yakınlaştırmıştı beni yeniden doğan papağana. Esnemişti, zehir solumuştu ama ölmemişti Gezi Parkı. Hâla yeşil ve cömertçe sunuyor kendisini bizlere.

Bir papağanın diriliş öyküsünü okuduğumda çok kalın bir kitabı bitirmişim gibi hissettim. Yazmak ve yazarak hatırlamak istedim. Bu kuvvetli arzunun kaynağı, sözcük sözcük örülen güçlü metaforlarda, “portakal sıyrıldı kabuğundan ve avunsun diye kendini sundu.” deyişinde. Tam da burada çeviriyi yapan Ayşe Nihal Akbulut’u anmanın tam sırası. Şiirsel bir dille yazıldığı belli olan öyküyü aynı şiirsellikle Türkçeye çevirmiş. Anlam kaybolmalarına izin vermeden bizim de öykünün gücünü keşfetmemize ön ayak olmuş.

Nesin Yayınları, Çocuk Cenneti Kitaplığı adını verdiği bu dizisinde, adına yaraşır olmak için dünyanın dört bir yanından en güzel çocuk öykülerini seçip tercüme ediyor. Benim gönlümde ‘Papağanın Diriliş Öyküsü’ ayrı bir yere sahip olsa da hepsi birbirinden güzel öyküler yenileri için heyecanımızı besliyor.

İşte kitabın bütün öyküsünü anlattım sizlere. Ama bence bir defa da Eduardo Galeano’dan dinleyin, bana hak vereceksiniz. Yaşamın zor bir anında, dayanışmanın gücüyle yeniden doğan papağanı hatırlayın ve unutmayın ki “O yaz bütün sevgililer birbirine gaz maskeleri hediye etti.”

Kategoriler

Kitap ԳԻՐՔ