Aile kökleri Antep’in Cibin köyüne dayanan ve 1971'den beri Kuveyt’te yaşayan iş adamı Giragos Kuyumjian, bir Diaspora Ermenisi olarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘taziye’ açıklamasından sonra yeni bir dönemin eşiğine gelen Türk-Ermeni ilişkilerinde, yeni seçilecek olan cumhurbaşkanından neler beklediğini Agos için yazdı.
GİRAGOS KUYUMJIAN – KUVEYT
1971’den bu yana Kuveyt’te yaşayan iş adamı Giragos Kuyumjian, ülkesinin yanı sıra Suudi Arabistan ve Lübnan gazetelerinde yayımlanan Arapça makaleleriyle de tanınan bir entelektüel. Aile kökleri Antep’in Cibin köyüne dayanan Kuyumjian, bir Diaspora Ermenisi olarak, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘taziye’ açıklamasından sonra yeni bir dönemin eşiğine gelen Türk-Ermeni ilişkilerinde, yeni seçilecek olan cumhurbaşkanından neler beklediğini Agos için yazdı. Kuyumjian, “Yeni cumhurbaşkanından cesaretli bir duruş bekliyoruz: O kişi eğer Erdoğan olacaksa, Osmanlı Devleti’nin son döneminde, İttihat ve Terakki hükümetinin Ermenilere karşı yaptıklarını soykırım olarak anmalı” diyor.
Bu Pazar, Türkiye’de cumhurbaşkanı seçimi var. Bu seçim, Türkiye halklarını olduğu kadar, biz, Ermenileri de yakından ilgilendiriyor. 2015’te, yani soykırımın yüzüncü yıldönümünde, Türkiye cumhurbaşkanının kim olacağı çok önemli. Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan, 24 Nisan 2014’te, daha önce görülmemiş net bir duruş sergilemişti. Sayın Erdoğan en güçlü cumhurbaşkanı adayı olduğu için şimdiden söyleyelim, ondan beklediklerimiz merhamet sözlerinden, taziyeden daha fazlasıdır.
Türk, Ermeni ve tüm dünya medyası Başbakan’ın mektubunu sütunlarına, haberlerine, ekranlarına taşıtı. Sayın Erdoğan mektubunda 1915 olaylarıyla ilgili şunları söylemişti: “Her din ve milletten milyonlarca insanın hayatını kaybettiği I. Dünya Savaşı esnasında, tehcir gibi gayr-ı insani sonuçlar doğuran hadiselerin yaşanmış olması, Türkler ile Ermeniler arasında duygudaşlık kurulmasına ve karşılıklı insani tutum ve davranışlar sergilenmesine engel olmamalıdır.”
Acaba yeni seçilecek cumhurbaşkanı elli yıllık bir rutine dönüşen kelimelerinin dışına çıkabilecek mi? Eski sayfayı kapatarak, Türk-Ermeni ilişkilerinde yeni bir sayfa açabilecek mi?
Başbakan iki halk arasında geçmişte yaşananların yeni çağa uygun bir şekilde araştırılması gerektiğini söylüyor. Zaten gelecekteki cumhurbaşkanından bizim istediğimiz tam da bu. Modern bir kişilik olsun, yeni çağa uygun olsun ve buna göre hareket etsin. Başbakan’ın mektubu, meselenin tarihçilere bırakılması gerektiğini söylüyordu. Mesela bu duruş eskimiş ve hiç de modern değil. Çünkü hepimiz iyi biliyoruz ki mesele tarih meselesi değil, daha çok siyasi ve aktüel bir sorun. Ama mesela Ermenilere 24 Nisan’ı tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de anma daveti çok çağdaş bir duruş.
Ama asıl mesele şu: Mektubun son bölümünde, Başbakan 1,5 milyon Ermeni kurbanı, Osmanlı Devleti’nin diğer kurbanlarına benzeterek, değişik koşullarda ölen insanları birbirine eşitliyor. Oysa Ermenilerin ölüm sebepleri, diğer kurbanların ölüm sebeplerinden başkadır. Osmanlı Devleti’nin diğer vatandaşları savaş meydanında kurban oldular. Çok acı günler yaşanmıştır ve biz de merhametle yaklaşıyoruz bu kayıplara. Ama Ermenilerin yaşadıkları farklıydı. Silahsız Ermeniler zorlu tehcire maruz bırakıldılar. Anadolu’dan Mezopotamya ve Suriye çöllerine doğru yürüyüşe çıkarıldılar. Ermenilerin kaderindeki en büyük fark, onların başına gelenin, vatandaşı oldukları devletin hükümeti tarafından planlanmış bir suç olmasıdır.
Türkiye Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu, bizden taziye açıklamasından sonra bir karşı adım beklediklerini açıkladı. Ermeniler her zaman samimi adımlara karşılık vermeye hazır. Biz elimizi her zaman uzatarak, çözüme hazırız. Ama bu çözüm bizim gururumuzu ve haklarımızı çiğnememeli; kurbanlarımızın ruhuna huzur vermeli. Ayrıca, hiçbir adıma da hak ettiği ahlaki değerden fazlasını vermek niyetinde değiliz; çünkü bu konuda çok acı tecrübelere sahibiz.
Biz, bugün, Ermeni Soykırımı’nı kurbanlarını yüzüncü kez anmanın arifesindeyiz. Önümüzdeki yıl, Türkiye’nin yeni cumhurbaşkanının bu konuda güçlü ve kararlı olacağını umuyoruz. Yeni cumhurbaşkanından cesaretli bir duruş bekliyoruz: O kişi eğer Erdoğan olacaksa, Osmanlı Devleti’nin son döneminde, İttihat ve Terakki hükümetinin Ermenilere karşı yaptıklarını soykırım olarak anmalı.
Yeni cumhurbaşkanından, Ermenilere karşı işlenen haksızlıkların, hırsızlıkların, cinayetlerin, tanınmasını bekliyoruz. İnsani, maddi ve manevi kayıpların iadesine ya da tazminine doğru adımlar atmasını bekliyoruz. Kısacası, tarihi gerçeklerden kaçınmamasını ve inkârcı politikalardan vazgeçmesini bekliyoruz. O zaman iki komşu ve sınırdaş halk arasında yepyeni bir sayfa açılacaktır.