Hülagü: Ayrılığımın Ermeni meselesiyle bir ilgisi yok

Geçen hafta Agos’un manşetinde yer alan ‘TTK’ya ‘taziye’ ayarı’ haberi üzerine konuştuğumuz eski Türk Tarih Kurumu Başkanı Metin Hülagü, istifasının gerekçesinin hükümetin Ermeni politikasındaki değişikliğin bir yansıması olduğunu reddediyor.

EMRE CAN DAĞLIOĞLU
misakmanusyan@gmail.com

Geçen hafta Agos’un manşetinde yer alan ‘TTK’ya ‘taziye’ ayarı’ haberi üzerine konuştuğumuz eski Türk Tarih Kurumu Başkanı Metin Hülagü, Agos’ta ve sonrasında medyada yer alan haberin içeriğinin gerçekleri yansıtmadığını dile getirdi. Hülagü, istifasının gerekçesinin hükümetin Ermeni politikasındaki değişikliğin bir yansıması olduğunu reddederek, “Üst kurum olan Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’yla yaşadığı ihtilafın dışında hiçbir sebebin olmadığını ve bu konu üzerine yapılan diğer yorumların tamamıyla gerçek dışı olduğunu” dile getirdi.

Agos’un edindiği bilgiler arasında yer alan ‘Hülagü’nün görev süresinin uzatılmaması’ konusunda, elinde görev süresinin bir yıl daha uzatıldığına dair resmi yazı olduğunu söyleyen Hülagü, üst kurumla yaşadığı sorunlar çerçevesinde daha önce de kurumun bağlı bulunduğu Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a birkaç kez istifasını sunduğunu söyledi.

‘Hayvanlık yaptılar’

Hülagü, hükümetin ‘Ermeni politikası’ndaki değişimin kırılma noktası kabul edilen Başbakan Erdoğan’ın 23 Nisan’da açıkladığı ‘taziye’ mesajını olumlu karşıladığını ve desteklediğini ifade ederken, aynı dönemde ‘ipleri kopardığı’ söylenen ‘Biz hayvanlara bile acırız’ açıklaması için şu ifadeleri kullandı: “O konuşmamdaki ‘Biz hayvanlara bile acıyan bir milletiz’ söylemim çarpıtıldı. Bazı hayvanlar, orada hayvanlık yaptılar. Taziyeyi desteklediğimi, çünkü insanların ölmesine elbette ki acıdığımızı ve üzüldüğümüzü ifade ettim. Ondan sonra da hayvan vakıfları kurmuş ve hayvanlara eziyet edilmesi, onların öldürülmesine üzülen bir milletin, insanların ölmesine zaten üzüleceğini ifade ettim, fakat okuduğunu anlamayan bir hayvan, bu sözlerimi çarpıttı ve ‘Ermenilere hayvan dedi’ diye haber yaptı. Benim Ermenilerle bir sorunum yok, durup dururken neden hakaret edeyim ki onlara?”

Hükümetten başkanlığı döneminde ‘Ermeni meselesi’ konusunda herhangi bir talep veya baskı gelip gelmediği sorumuz üzerine Hülagü, ‘Hiç öyle bir durum yaşamadık’ dedi ve ekledi: “Ben Başbakanımızı da, Cumhurbaşkanımızı da, Bakanımızı da çok severim ve kendileriyle aram çok iyidir. Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Başbakanımıza desteklerinden ve yardımlarından ötürü çok teşekkür ederim.”

2015’te hükümetin politikasının ne olacağı konusunda, Hülagü, Ermenilere yönelik gelebilecek bir özre şaşırmayacağını, ancak böyle bir adım atılmadan önce önerilen komisyonun kurulmasının ve oradan akademik açıdan bir karar çıkmasının beklenmesi gerektiğini ifade etti. “Ortada özür dilenecek bir hata varsa, elbette ki özür dilenir” diyen Hülagü, önemli olanın bu hata üzerinde belgelerle tartışılarak uzlaşılması olduğunu söyledi.

‘Ermeni meselesi başımıza ağrıtacak’ demiş

TTK’da yaşananları sormak için ‘Ermeni Masası’nda çalışan akademisyenlerden Prof. Mustafa Çolak, Prof. Taha Niyazi Karaca, Prof. Musa Şaşmaz ve Doç. Recep Karacakaya’ya ulaşma çabalarımız sonuçsuz kalırken, kurumun Bilim Kurulu’nda yer alan ve ‘Ermeni meselesi’ üzerine çalışmalarını sürdüren Çanakkale 18 Mart Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Halil Ersin Avcı’yla, Hülagü’nün istifası, ‘Ermeni masası’ndaki akademisyenlerin istifa edeceği iddialarını ve hükümetin ‘Ermeni politikası’nı konuştuk.

Asıl gerekçe

Avcı, Hülagü’nün, TTK başkanlığından istifasıyla ilgili öne sürdüğü ‘üst kurumla ihtilaf’ gerekçesinin esas sebep olduğunu söyleyerek, Hülagü’nün tamamen haklı olduğu noktalar varken, üst kurumun da kısmen haklı olduğu meseleler olduğunu, Hülagü’nün hızlı ve üst kurumdan habersiz iş yapma alışkanlığının yetkilileri rahatsız ettiğini ve durumun istifa noktasına geldiğini ifade etti. Ayrıca Avcı, Mayıs ayında Bilim Kurulu’nda görüştüğü Hülagü’nün ‘Ermeni meselesinden dolayı başımız ağrıyacak’ diyerek, yaşanan ihtilafın sebeplerinden biri olarak bunu gösterdiğini de sözlerine ekledi. Fakat bunun istifanın asıl sebebi olacak kadar büyük bir mesele olmasına ihtimal vermediğini söyleyen Avcı, yine de “Ermeni masasında çalışan akademisyenlerin istifasının söz konusu olmasının bu anlamda bir siyaset değişikliğinin sonucu olabileceğini” dile getirdi.

Kuruma şimdiye kadar politika değişikliğiyle ilgili ulaşan bir bilgi olup olmadığını sorduğumuzda, Avcı, “Hükümetin ‘Ermeni politikası’nın değiştiğine dair verilen sözler dışında bir emare yok. Bizim gündemdeki çalışmalarımız aynen devam ediyor. Eğer hükümet, TTK dışında başka bir merkezde başka uzmanlarla bu tür çalışmalar yapıyorsa bilemem. Böyle yapılıyorsa, bu çok yanlıştır. Türk tarihiyle ilgili çalışmaları TTK’nın yapması gerekir” dedi.

Şimdiye kadar 10 cildi yayımlanan ve 30 cilde ulaşması beklenen ‘Tarihte Türkler-Ermeniler’ isimli projenin rafa kaldırılacağı söylentileri konusunda ise Avcı şunları söyledi: ‘Bu yayının tüm izinleri zaten alındı. Eğer bu proje rafa kalktıysa da, bize ulaşan böyle bir haber yok. Zaten bu proje TTK’nın değil, Sakarya Üniversitesi’nden Enis Şahin ve Mustafa Demir’in projesidir. 2009’da basılması için makalelerin toplandığı külliyatta, benim de altı makalem var. 2011’de Halk Bankası tarafından basılması beklenen bu kitaba, banka hiçbir gerekçe göstermeden destek vermekten vazgeçmişti. Daha sonra bu kitabı TBMM’nin basmasına karar verildi, fakat o da gerçekleşmedi. En sonunda, TTK, bu kitabı 470 bin TL telif ödeyerek yayınevinden satın aldı. Bu sefer de telif ücreti almadan kitaba makale veren akademisyenler, bu miktarı öğrenince hukuki yollara başvurmaya karar verdiler. Bu hukuki girişimlerden dolayı külliyatın basımının gecikmesi dışında başka bir ihtimal hakkında bilgim yok.’

Başbakan’ın ‘taziye’ açıklaması hakkında ise kendisi açısından şaşırtıcı olduğunu ve bu konuda çalışan akademisyenlere ve kurumlara danışmadan böyle bir adım atılmasının kırgınlık yarattığını söyleyen Avcı, yine de bu adımı desteklediğini söyledi. Dilenebilecek özür konusunda ise Ermenilerle bir araya gelip karşılıklı hataların tespiti yapılmadan dilenecek bir özrün ‘Öptüm, geçti’ tavrından farksız olacağını ifade eden Avcı, bazı konularda özür dilenmesi gerektiğini, fakat bunun ancak karşılıklı müzakereler sonrasında yapılmasıyla Türkler ile Ermeniler arasında kalıcı bir barış sağlanabileceğini dile getirdi.

Kategoriler

Güncel Türkiye Gündem