Türk Tarih Kurumu Başkanı Metin Hülagü’nün görev süresinin uzatılmamasının arka planında, 2015 öncesinde hükümetin Ermeni meselesinde belirlediği yeni yaklaşım üzerindeki anlaşmazlık var ve TTK’da yeni bir yapılanma kapıda. Hülagü’nün sonunu getiren olay ise Başbakan’ın ‘taziye’ beyanının hemen ertesi günü Van’da yaptığı açıklama oldu.
ROBER KOPTAŞ
rober.koptas@agos.com.tr
Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Metin Hülagü’nün istifası ve kurumdaki ‘Ermeni Masası’nda görev yapan akademisyenlerin de istifa edebilecekleri söylentisi, son günlerin dikkat çekici gelişmelerinden biri oldu. 2012 yılında TTK başkanlığına atanan Profesör Hülagü, TTK’nın bağlı olduğu “Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’yla ihtilafa düştüğünü” açıklayarak istifa etmişti. Daha sonra ise, söz konusu ihtilaf nedeniyle, kurumda görev yapan ve Ermeni meselesinde milliyetçi tezlerin savunucusu olarak bilinen profesörler Mustafa Çolak, Taha Niyazi Karaca, Musa Şaşmaz ile Doç. Dr. Recep Karacakaya’nın da istifa dilekçelerini ceplerinde taşıdığı basına yansımıştı. Agos, olayın perde arkasıyla ilgili olarak ilginç bilgilere ulaştı. İstifanın arka planında, 2015 öncesinde hükümetin Ermeni meselesinde belirlediği yeni yaklaşım üzerindeki anlaşmazlık var ve TTK’da yeni bir yapılanma kapıda.
Agos’un edindiği bilgilere göre, Prof. Metin Hülagü ile TTK’nın bağlı bulunduğu üst kurum olan Atatürk Kültür Dil ve Tarih Yüksek Kurumu’nun başındaki Prof. Derya Örs arasındaki ihtilaf yeni değil. Bir süredir devam eden sorunlar, son dönemde giderek artsa da, mesele iki kurumun başındaki kişilerin anlaşamamasından ibaret değil. Madalyonun görünen yüzünde iki bürokrat arasındaki sorun var, ancak, asıl mesele, AK Parti iktidarının Ermeni meselesinde yeni bir tutum arayışından ileri geliyor. İktidar, özellikle Başbakan Erdoğan’ın “taziye” beyanıyla bu yeni tutumun net açılımını sergilerken, “eski kafalı” olarak nitelendirilen mevcut TTK yönetimiyle çalışmak istemediğini, Metin Hülagü ve bazı profesörlerin görev sürelerini uzatmayarak gösterdi. Bu mesajı alan Hülagü ise istifasını sundu.
Hülagü, istifasının ardından Milliyet’e yaptığı açıklamada, doğrudan iktidarı eleştirmese de, konunun Ermeni sorunuyla ilgili yaklaşım farklılıklarından kaynaklandığını ifade etmişti: “Başbakan Erdoğan’ın 1915 olaylarına yönelik taziye açıklaması, Ermeni Masası’nda görev yapan insanlarda sıkıntı yarattı. Yüksek Kurum’un çalışmalarımıza yönelik tavrı değişti. Belki de, Ermeni meselesine yönelik çalışmalarımız bazı lobileri rahatsız etmiş ve atıl durumda olmamız için düğmeye basılmış olabilir.”
Taziyenin ardından ‘Biz hayvanlara bile acırız’ dedi, ipler koptu
Hükümet ile TTK yönetimi arasında ipleri koparan olay ise, Başbakan Erdoğan’ın 24 Nisan’da yaptığı taziye açıklamasının hemen ertesinde Profesör Metin Hülagü’nün Van’da yaptığı konuşma oldu. TTK, 24-25 Nisan günlerinde Van’da ‘Birinci Dünya Savaşı’nda Ermeniler Sempozyumu’ düzenlemişti. Hülagü, sempozyumun ikinci gününde, TTK tarafından yayımlanan ‘Tarihte Türkler ve Ermeniler’ başlıklı 35 ciltlik kitabın tanıtım toplantısında yaptığı basın açıklamasında, Başbakan’ın taziye mesajını şu sözlerle değerlendirmişti:
“Farklı yorumlar olacaktır. Herkes yorumunda, yaklaşımında özgürdür. Ona bir şey diyemeyiz ama ben bir tarihçi olarak, tarihe baktığımız zaman kendi kültürümüzün savaşı öngörmediğini, savaşı tasvip etmediğini söylüyorum. Neticede savaşta ölen insanlardır. Ölen insan ise o insana acımak gerekiyor diye düşünüyorum. Öte yandan bizim medeniyetimizde vakıflar var. Biz değil insanı öldürmek, biz hayvanlara bile acımış bir milletiz. Hayvan vakıflarımız var. Hayvanları korumak için. Hayvanlara bile merhamet eden, şefkat eden, şefkat edilmesini öngören bir kültürün temsilcisi olarak herhalde bir insanın savaş veya başka bir gerekçeyle öldürülmesini tasvip edecek durumda değiliz.”
Yeni başkana ‘uluslararası itibar’ kriteri
Hülagü’nün bu açıklaması, iktidarın büyük önem verdiği Başbakan’ın taziye açıklamasıyla bağdaşmayan, onu açığa düşürmeyi amaçlayan bir tutum olarak değerlendirildi. Bunun üzerine de, zaten gerilimli seyreden ilişki koptu ve Hülagü’nün görevden alınması için düğmeye basıldı. Görev süresinin uzatılmayacağını öğrenen Hülagü, istifa etti ve resmen var olmayan ‘Ermeni Masası’nda görev yapan meslektaşlarının da huzursuz olduğu açıklamasını yaptı.
Kulislerden sızan bilgilere göre, AK Parti iktidarı, 2015 öncesinde TTK başkanlığına atamak üzere, belirlenen yeni politikayla uyumlu çalışabilecek ve “uluslararası itibarı olan” bir akademisyeni görevlendirmek için arayışta. Bu da, “TTK’da yeni bir dönem mi başlıyor?” sorusunu akla getiriyor. Önümüzdeki süreç, kurumda hareketli günlere gebe gibi görünüyor.