Engin Taşkaya, hâkim kültüre peş peşe çıkardığı iki kitapla önemli bir darbe vuran Murathan Mungan’ın bu kitaplarından Kadınlar Arasında’yı yazdı.
ENGİN TAŞKAYA
Neydi, zamanında Sappho’nun o deli gönlünü çelen, acıyla Afrodit’e yakarmasını sağlayan? Neydi şair kadına binlerce yıl kalacak olan dizeleri bu yoğunlukta dile getirtecek olan?
’Gene nen var?’ derdin ‘Nedir gene
Deli gönlünü çelen? Tılsımımla kimi
Baştan çıkarıp yollamam gerekiyor
Koynuna?
Aşk! Sappho, âşık olduğu bir genç kızın sevgisini kazanmak için Afrodit’e yakarır. Ondan, gönlünü çelen genç kızın aşkına cevap vermesi için yardım etmesini diler. Yardım etsin ki, meşeleri kökünden söken bir kasırga gibi yüreğini sarsan bu aşk acısı dinsin.
Kadınlar arasında aşkın en çok bilinen ve evrenselleşmiş tek ismi olan Sappho, eşcinselliğin erkekler arasında özgürce yaşandığı bir dönemde bile, eşcinselliğiyle aykırı bir duruş sergilemiştir. Kimi toplum ve kültürlerde erkek eşcinselliğine -çoğu zaman şiddet ve ölümle- karşı çıkışlar yaşanmış, kadın eşcinselliği ise tamamen yok sayılmıştır. Kadının eve kapatılıp da yaşam alanı dört duvarla çevrildiği andan itibaren; bırakın içinde erkek ya da erkeğe dair bir imge olmadan hemcinsiyle ilişkisinin hoş karşılanmasını, cinsel dürtüleri olduğu yönündeki algı da sert tepkiler çekmiştir. Bu kültürlerde kadının cinselliği yoktur. O sadece erkeğin arzularının tatmin olması için bir nesne, çabalarının sonucunda bir ödüldür.
Erkeğin sözünün geçtiği hâkim kültür içinde zincire vurulmak istemeyen kadınlara öğütler verirken şöyle diyordu Virginia Woolf: “Düşsel planda kadın son derece önemlidir; gerçek yaşamda ise tümüyle önemsiz.” Gerçekten de öyledir. Eril sistem, meydanlarda hangi kralın ya da askerin kaç düşman katlettiğiyle ilgilenirken, bir oda içinde oturan kadınların ne düşündüğü, düşüncelerinin ne sonuçlar doğurduğu ile hiç mi hiç ilgilenmez. Bu farkındalığı yaratmak ise hâkim kültüre vurulacak olan darbeler ile mümkün kılınır. İşte bu darbelerden büyük bir tanesini eş zamanlı çıkan iki kitap vuruyor; Murathan Mungan’ın seçtikleriyle Merhaba Asker ve Kadınlar Arasında.
Yok sayılan, odalara kapatılan bu kadınlar arasında geçen her türlü ilişkinin edebiyatta da neredeyse görmezden gelindiğini fark eden Murathan Mungan, seçkiye katkıda bulunan yirmi üç yazardan bu konu üzerinde odaklanan öyküler yazmalarını istemiş. Ortaya toplumun her kesiminden boy veren öyküler çıkmış. Her yaştan, belki kasabadan köyden ya da şehirden, zengininden ve fakirinden doğan birçok öykü…
Hâkim kültür, kendisine tehdit olarak gördüğü bütün her şeyi gelip geçici bir heves, tatmin olmak için yaratılmış ufak arzular olarak görür. Ve bu doğrultuda tek yapabildiği bu “geçici hevesleri” mümkün olduğunca susturmak; susturamasa da sesini kısmaktır. Farkındalık yaratacak her türlü ses, onun varlığına bir tür tehdittir çünkü. Şöyle ekliyor öyküler için yazdığı önsözde Mungan: “Genel olarak toplumsal algı, içinde ‘bir erkek’ yer almadığı için ikna olmakta zorlandığı lezbiyenlik gerçeğini, kadınlar arasındaki himaye ve şefkat ilişkisindeki bir kafa karışıklığına yormaya, bedenin ve cinselliğin keşfinde bir ergenlik evresi, geçici bir çocukluk hastalığı olarak görmeye eğilimlidir.” Hâkim kültür için, iki kadın arasında geçen bir ilişki, yalnızca erkeğin fantezilerinde mümkündür. Başka türlü gelişecek olan bütün ilişkiler, cinsellik dışında yeşeren diğer duygulara evrimleşerek zamanla yok sayılacaktır. En azından beklenti budur. Ancak dışlanarak öteki olmaya mahkûm edilmiş bu “sapkın” kültür, sesi kısılmak zorunda kalsa da varlığını sürdürmüştür.
Bir yazar, şair ve en önemlisi de bir insan olarak, betonlaşmaya yüz tutan bu basite indirgemeci ve ötekileştiren tutumlara sağlam bir darbe indirmek için Kadınlar Arasında ile bir kez daha okuyucunun karşısına çıkıyor Murathan Mungan, yanında yirmi üç tane edebiyat işçisiyle.