Şehitlik için İslam şart mı?

Çanakkale Savaşı’nın 99. yıldönümünde Başbakan Erdoğan bir kez daha şehitlerin etnik farklılıklarına rağmen aynı cephede savaştığını vurguladı, birlik mesajı verdi. Ancak gayrimüslimleri atladı. Üç gün önce de Anadolu Ajansı, savaşta yer alan Müslüman olmayan Osmanlı tebaası ile ilgili bir dosya yayımlamıştı. O haberde de Müslümanlar için ‘şehit’ nitelemesi kullanılırken, gayrimüslimler için ‘vatan cephesinde hayatını kaybedenler’ deniyordu.

SERDAR KORUCU
serdarkorucu@hotmail.com

Çanakkale Savaşı’nın 99. yıldönümünde Başbakan Erdoğan bir kez daha şehitlerin etnik farklılıklarına rağmen aynı cephede savaştığını vurguladı, birlik mesajı verdi. Ancak gayrimüslimleri atladı. Üç gün önce de Anadolu Ajansı, savaşta yer alan Müslüman olmayan Osmanlı tebaası ile ilgili bir dosya yayımlamıştı. O haberde de Müslümanlar için ‘şehit’ nitelemesi kullanılırken, gayrimüslimler için ‘vatan cephesinde hayatını kaybedenler’ deniyordu. 

Çanakkale Deniz Zaferi’nin 99. yıldönümünde Başbakan Erdoğan, ilk konuşmasını 18 Mart Şehitleri anma günü töreninde yaptı. Başbakan, savaşa giren Osmanlı İmparatorluğu içinde yer alan etnik unsurları saydı, mesajları birlik ve beraberliğe yönelikti.

Erdoğan, “Şehitliklerimizde Türk, Kürt, Arap, Çerkez, Gürcü, Laz, Roman... Böyle bir ayrım görebilir misiniz? Hayır. Şehitliklerimizde Sünni-Alevi ayrımını görebilir misiniz? Hayır. Şehitliklerimizde zengin yoksul ayrımını okumuş, ümmi ayrımını görebilir misiniz? Hayır” dedi. Ancak konuşmasında savaşta şehit olan Hıristiyan ve Yahudiler yer almadı.

Bu konuşmadan üç gün önce, 15 Mart’ta Anadolu Ajansı’nın özel haberi de ‘Çanakkale’de vatan savunması için çarpışan gayrimüslimler’ üzerineydi. Haberde, “Çanakkale Savaşları’nda Türk askerleri gibi o dönemde Osmanlı tebaasında bulunan birçok gayrimüslim de çarpıştı. Çanakkale’de 99 yıl önceki vatan savunmasında, Osmanlı topraklarında yaşayan gayrimüslim askerler, Türklerle aynı siperlerde aynı kaderi paylaştı” ifadelerine yer verildi. Ve yine ‘şehit’ nitelemesi Hıristiyan ve Yahudiler için kullanılmadı. Türk Dil Kurumu’nda ‘şehit’ kelimesi için “Kutsal bir ülkü veya inanç uğrunda ölen kimse” tanımlamasına rağmen…

Anadolu Ajansı, haberinde Birinci Dünya Savaşı başladığında Osmanlı İmparatorluğu içindeki halkların nüfus sayımına da yer verdi. Habere göre, 3 kıtada 2,5 milyon kilometreye yakın toprak parçasında hüküm süren Osmanlı Devleti’nin 14 Mart 1914’teki nüfusunun 18 milyon 520 bindi. Devletin sınırları içinde 1 milyon 729 bin Rum, 1 milyon 161 bin Ermeni, 187 bin Musevi, 55 bin Süryani, 13 bin Keldani, 47 bin Maruni, 11 bin Roman, 15 bin Bulgar’ın yanı sıra az sayıda Nasturi, Yezidi, Dürzi, Kazak ve Latin yaşıyordu.

Her 100 şehitten biri gayrimüslimdi

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mithat Atabay’ın görüşlerinin yer aldığı haberde Atabay, “Çanakkale Cephesi’nde, Osmanlı Ordusunda Müslüman (Türk, Arap, Çerkez, Abaza, Laz, Kürt, Pomak, Roman) askerlerin yanında imparatorluğu oluşturan gayrimüslim askerler (Ermeni, Rum, Yahudi, Süryani, Keldani) de savaştı. Bu da doğal bir şeydir. Çünkü Osmanlı bir imparatorluktu. Bunu unutmamak gerekir. Bu çerçevede ele alındığında Çanakkale Savaşları’nda, savaş meydanlarında hayatını kaybeden askerlerimizden 558’i, imparatorluğun gayrimüslim unsurlarındandı. Yani Ermeni, Rum, Yahudi kökenliydi. Bu, şehit olan her 100 askerden birinin gayrimüslim olduğu anlamına gelmektedir ki imparatorluğun nüfusuyla da uygun bir durumdur” ifadelerini kullandı. Ajans, haberinde şehit olan ancak Müslüman olmayan askerleri “Çanakkale Savaşları’nda hayatını kaybeden gayrimüslim askerler” diye tanımladı.

Haberde, Atabay, gayrimüslim askerlerin en çok İstanbul, Bursa, Edirne ve Balıkesir bölgesinden geldiğine işaret etti, “Çanakkale’den de 12 gayrimüslim asker, Çanakkale Savaşları’nda hayatını kaybetmişti. Bu askerlerden 4’ü Çanakkale, 3’ü Biga, ikisi Gelibolu, ikisi Eceabat ve biri Ayvacık’tandı” dedi.

‘Mustafa Kemal’in gayrimüslim askerleri vardı’

Cephede, sağlık hizmetlerini yürüten, biri eczacı, 8’i doktor olmak üzere 9 subayın hayatını kaybettiğini, 8 doktordan 6’sının Müslüman, ikisinin ise Yahudi Osmanlı vatandaşı olduğunu anımsatan Atabay, Mustafa Kemal Paşa’nın komutanlığını üstlendiği 19. Tümen ve buna bağlı birliklerde pek çok gayrimüslim subayın görev aldığını dile getirdi.

Atabay, Mustafa Kemal’in Çanakkale Savaşları’nda tuttuğu not defterindeki bilgilere göre, tümendeki gayrimüslim subayların, seyyar hastane doktorları Yüzbaşı Dinleal Efendi ve Yüzbaşı Nivart Baliç Efendi, İstihkam Taburu Doktoru Ücretli Yükümlü Yüzbaşı Parsildoş Efendi, 72. Alay 2. Tabur Doktoru Ücretli Yükümlü Yüzbaşı Hacır Efendi, 57. Alay 2. Tabur Tüfekçisi Sokrat Usta, 57. Alay 2. Tabur Doktoru Sivil Yükümlü Sarafidis Efendi olduğunu sözlerine ekledi.

Haberde gayrimüslim şehitlerin listesi şu ifadelerle sunuldu:

“Çanakkale Cephesi’nde, Türk askeriyle aynı hedef için çarpışan ve vatan savunması sırasında hayatlarını kaybeden bazı gayrimüslim askerlerin isimleri ise şöyle:

Yani oğlu Nikola (Çanakkale) 19 Mayıs 1915

Kaluset oğlu İshak (Biga) 1 Mayıs 1915

Bapos oğlu Arama (Kozan) 16 Ağustos 1915

Nersis oğlu Agop (Afyonkarahisar) 29 Ağustos 1915

Vasil oğlu Likor (Aksaray) 30 Haziran 1915

Hayem oğlu Markado (Ankara) 19 Mayıs 1915

Tanaş oğlu Vasil (Balıkesir) 21 Ekim 1915

Hristo oğlu Deli Kostanti (Balıkesir) 6 Ekim 1915

Mıgırdıç oğlu Hacı Mehran (Bursa) (Yedek subay) 28 Nisan 1915

Haçik oğlu Arimya (Bursa) (Onbaşı) 6 Mayıs 1915

Polheraçyan oğlu Sitrak (Edirne) (Yedek subay) 14 Mayıs 1915

Estefan oğlu İliya (Edirne) 2 Mayıs 1915

Avram oğlu İsak (İstanbul) 2 Mayıs 1915

Ovadis oğlu Haçor (Kahramanmaraş) 1 Ekim 1915

Bedrus oğlu Takur (Konya) 1 Temmuz 1915

Sergey oğlu Karabet (Yozgat) 30 Eylül 1915

Nikola oğlu Kozma (Kayseri) 29 Haziran 1915”

Kategoriler

Güncel Gündem