Türkiye Cumhuriyeti acımızı paylaşmıyor

Sevag Beşiktaşlıyan, No Sochi aktivisti Kelemet Çiğdem Türk ve Kafkasya Forumu üyesi Kuban Kural ile 7 Şubat’ta Soçi’de gerçekleşecek olan Kış Olimpiyatları’ndan yola çıkarak 1864 Çerkes Soykırımı’nı, KnowSochi! Kampanyasını ve kampanya kapsamında yürütülen çalışmaları konuştu.

SEVAG BEŞİKTAŞLIYAN
besiktasliyan@agos.com.tr,

Çok temel bir soruyla başlayayım, Soçi’de Kış Olimpiyatları’nın yapılmasına karşısınız, peki Soçi’de ne olmuştu?

Kuban Kural

Kuban Kural: Her şeyden önce Çerkesya'nın yani Çerkeslerin vatanının başkenti Soçi. 1864 Çerkes Soykırımı'nın da sembolü aynı zamanda. 7 Şubat'ta başlayacak olan Kış Olimpiyatları için inşaa edilen olimpiyat köyünün olduğu Krasnoya Polyanna (Kızıl Çayır) Çerkeslerin direnişinin kırıldığı ve binlerce Çerkesin kılıçtan geçirildiği bölge. 21 Mayıs 1864'de binlerce Çerkes'i katleden Rus Orduları yine burada zafer yürüyüşünü gerçekleştirmişti. Ne hazindir ki aradan geçen 150 yıla rağmen Rusya'da değişen bir şey yok, o gün Çerkesleri Soykırıma uğratan Rusya bugün aynı yerde olimpiyatları yaparak Çerkeslere yeni bir hakarette bulunuyor. Soçi, Çerkeslerin tarihsel hafızalarında önemli bir yere sahip olduğu gibi Soçi Muhalefeti ve Çerkes Soykırımı söylemini yükselterek yeniden kimliklendikleri yeni bir sivil direnişin de başladığı yer oluyor.

Kelemet Çiğdem: Soçi’nin olduğu topraklarda çok bilinmese de 150 yıl önce büyük bir trajediyle gerçekleşen Çerkes Soykırımı’nda yaklaşık bir buçuk milyon Çerkes katledildi, sağ kalanlardan yüzde yetmişi topluca sürgün edildi. Rusya şimdi de soykırım yaptığı topraklarda bu olimpiyatların düzenlenmesiyle, Soçi ile ilgili hafızalar bir kere daha silinmiş olacak ve şaşalı olimpiyat etkinliği vesilesiyle Rusya kendisini aklayacak; reklamını yapacak.

Çerkes Soykırımı dolayısıyla Soçi’deki oyunlara sporcularını göndermeyen bir ülke var mı?

Kuban Kural: Çerkes Soykırımı sebebiyle olimpiyatlara sporcu göndermeyen ülke yok. Tabii ki isterdik bu konuyu vicdanen gündemine alan ülkelerin ya da sporcuların “Çerkes Soykırımı’nın yapıldığı yerde olimpiyatlara katılmayı reddediyorum” demesini. Ancak maalesef şimdiye kadar bu konuda herhangi bir girişim olmadı.

Kelemet Çiğdem: Ah keşke, böyle bir şey olsa! Keşke olimpiyatlara katılacak sporcular “biz soykırım topraklarında oynamak istemiyoruz” deseler ve tüm dünyaya bir ders verseler.

1968 Olimpiyatları’nda Tommie Smith ve John Carlos’un ünlü siyah eldivenli protestosuna benzer şekilde bir protesto bekliyor musunuz oyunlarda?

Kuban Kural: Bu konuda No Sochi 2014 İnisiyatifi'nin bir çalışması oldu. Olimpiyatlara katılacak sporculara ve basın mensuplarına içerisinde olimpiyatlar esnasında kullanabilecekleri, konuyu gündeme getirecek şekilde dizayn edilmiş materyallerin olduğu Aktivist Kitleri gönderdik. Çerkeslerin Soçi Olimpiyatları’na neden karşı çıktıklarını anlatan materyaller ile birlikte. Umarım sporcuların ve basın mensuplarının gündemine sokabilmişizdir konuyu ve umarım böyle bir protesto ile Çerkeslerin adalet çağrısına kulak veren vicdanlı sporcular çıkar.

Kelemet Çiğdem

Kelemet Çiğdem: Aktivist kitlerinin içinde ne olduğunu da söylemek lazım bence. “Soçi’de olimpiyatlara hayır” kampanyasına bağlı olarak şimdi “Soçi’yi bilmek” üzere yapılan bu kampanyanın sloganı KnowSochi! yazan siyah bereler, rozetler, sticker ve Soçi’nin tarihini anlatan broşür var paketlerde. Birkaç sporcunun bu berelerden taktığını düşününün; bunun olmasını çok istiyorum, istiyoruz.

Rusya’nın bu çalışmalara tepkisi ne oldu? Görmezden mi geldi, cevap veya tepki veren devlet yetkilileri oldu mu?

Kuban Kural: Rusya devlet nezdinde herhangi bir anlayış emaresi göstermedi. Ancak No Sochi 2014 İnisiyatifi’nin gündemleri olduğunu yakinen biliyoruz. Kafkasya'da Soçi'ye muhalefet emaresi gösteren gruplara yaptığı baskılar, diasporaya kadar uzanan tehditleri ve diasporadaki Soçi Muhalefeti’ni manipüle etme girişimleri bu konudaki tavrını açıkca gösteriyor. Rusya'nın kendi tarihiyle yüzleşmeye, Çerkesleri tanımaya ve seslerini duymaya değil ancak seslerini kesmeye niyetinin olduğunu oldukça iyi biliyoruz. Zaten Rus yetkilileri de bunu inkar etmiyorlar.

Kelemet Çiğdem: Putin, olimpiyatlara gölge düşürecek hiçbir şeye müsaade etmiyor. Yapılan milyon dolarlık yatırım, harcanan devasa bütçeler, Rusya’nın olimpiyatları ne kadar önemsediğini, olimpiyatların yapılacağı alana gazeteci veya yabancı herhangi bir insanı sokmadığını, ciddi tedbirler aldığını biliyoruz.

Türkiye’de bu konuda nasıl çalışmalar yapıldı, ne tür tepkiler aldınız?

Kuban Kural: No Sochi 2014 İnisiyatifi Türkiye merkezli olarak organize oldu diyebiliriz. Türkiye'de başlayan muhalif hareket Çerkeslerin yaşadığı diğer ülkelere de yayılarak ulusötesi bir hüviyete büründü zamanla. Türkiye özelinde, önce Çerkeslere daha sonra da Türkiye kamuoyuna yönelik bilgilendirici etkinlikler gerçekleştirildi. Çeşitli basın toplantıları, kitlesel eylemler ve yapılan tanıtım toplantıları ile Çerkeslerin mücadelelerine destek olmaları için insanlar bilgilendirildi. 21 Mayıs'larda Rusya Konsolosluğu önünde gerçekleştirilen kitlesel eylemler ise politik motivasyonun en yüksek olduğu günler haline geldi. Yapılan çalışmalar sonucunda Çerkes Soykırımı ve Soçi Muhalefeti bir çok insanın ve organizasyonun gündemine girdi. Bunun en iyi göstergesi de eylemlerimizde bizlere destek olan Çerkes dostların sayısının gün geçtikçe artması.

Kelemet Çiğdem: Aslında Soçi Olimpiyatları Çerkeslerde de bir farkındalık, içe dönme yarattı diyebiliriz. Soçi Olimpiyatları “sayesinde” birçok Çerkes, Soçi’nin bir Çerkes toprağı olduğunu öğrendi ve oluşturulan inisiyatiflere dahil oldu, mücadeleye katıldı. Ancak Çerkes nüfusunun en kalabalık olduğu ülke Türkiye olmasına rağmen çok büyük, güçlü bir ses çıkamadı. Çerkeslerin içinde Soçi olimpiyatlarına destek verenler de var; olimpiyatları turizm açısından bir avantaj, ekonomik yönden bir kazanım olarak görüyorlar. Evet, her geçen gün Çerkes dostlarımız artıyor ve onların bize destek vermesiyle Çerkeslerin mücadelesi Çerkeslerin özelinden çıkıp genele yayılıyor.

Çerkes Soykırımı’nın tanınmasına yönelik dünyada ne tür çalışmalar var?

Kuban Kural: Çerkes Soykırımı'nın tanınması konusunda parlamentoları ya da devletleri önceleyen bir çalışma içerisinde olmadık hiç. Parlamentoların ya da devletlerin Çerkes Soykırımı'nı tanımalarının hukuki bir karşılığı olmayacağı gibi devletler arası mücadelelerde Soykırım’ın araçsallaştırılması gibi bir sonuç da veriyor bu tarz çalışmalar. Bu da ahlaki ve siyasi açıdan sorunlu. Özetle Çerkeslerin yaşadıkları Soykırım’ın ulus devletlerin pazarlık sofralarına meze olmasını arzu etmedik, buna karşı çıktık. Bunun yerine Türkiye ve dünyadaki vicdan sahibi insanların gündemine konuyu sokabilmek, onların tanımasını, bilmesini sağlamak, hatta desteklerini almak çok daha önemliydi. Bu konuda da ekonomik, siyasi ve sosyal gücümüzün çok ötesinde ancak yeterli olmayan bir sonuca ulaştığımızı söyleyebilirim. Ancak bu süreçte cin şişeden cıktı ve bir daha girecek gibi de durmuyor. Çerkesler bundan sonra sivil ve demokratik kanallardan daha fazla gündeme getireceklerdir kendilerini.

Kelemet Çiğdem: Ankara Çerkes Derneği’nden Erdoğan Boz şöyle demişti bir panelde; “Bizim kendi iletişim kanallarımız, kendi medyamız olmak zorunda. Olmadığı için Çerkeslerle ilgili bir haber çok az basında yer buluyor, sonra unutuluyor. Biz kendimizi yeterince anlatamıyoruz”. Çok doğru! 21 Mayıs’larda eş zamanlı protestolar yapılıyor hem burada hem birkaç dünya ülkesinde. Rus konsoloslukları önünde basın açıklamaları yapılıyor, pankartlar açılıyor o ülkelerin dillerinde ve ne kadar insan görüyorsa, duyuyorsa sizi o kadar iletmiş oluyoruz, artıyoruz her geçen gün. Çerkes Hakları İnisiyatifi yaklaşık bir buçuk yıl önce bir eylem başlattı; “her ayın yirmi biri, saat yirmi bir”eyleminde İstiklal Caddesi, Galatasaray Lisesi önünde yaklaşık iki saat kadar hem Türkçe hem İngilizce pankartlarla “Soçi’de olimpiyatlara hayır” demeye devam ediyor. O iki saat boyunca oradan geçen yerli yabancı turistler bakıyor, okuyor, fotoğraf çekiyorlar. Bu da bir farkındalık yaratıyor konuya.

Türkiye’de Çerkes Soykırımı’nın bilinirliği sürekli artıyor, buna rağmen Türkiye’deki durum nasıl?

Kuban Kural: Bu konuda daha yolun başında olduğumuzun farkındayız. Çerkesler şimdiye kadar politikleşmek konusunda çok tecrübesiz bir toplum. 150 yıllık bir diaspora toplumundan bahsediyoruz. Ayrıca geldikleri ülkede yani burada da kimlikleriyle varolmalarına müsaade edilmemiş. Onun için süreç daha yeni başlıyor. Soçi Muhalefeti'nin de etkisiyle Çerkes Soykırımı Türkiye'de insanların gündemlerine giriyor. Az da olsa akademide çalışmalar yapılmaya başlandı. Medya üzerinde belli bir farkındalık oluştu zaman içerisinde. Bu çalışmaların artması ve farkındalığın daha güçlü bir şekilde oluşması ise zaman alacaktır.

Kelemet Çiğdem: Çerkes meselesi aslında çok merak edilmiyor, sorun olarak görülmüyor. Örneğin; Soçi ile ilgili bir çalışmamda, yazan- çizen, “önemli” diyebileceğimiz insanlardan görüşler almaya çalıştım, birçoğu cevap vermeyi kabul etmedi. Soçi’yi bilmediğini, bilmediği bir konuda yazmak istemediğini ve bu konuda bir şey hissetmediğini söyledi. Yani siz soykırım diyorsunuz, sürgün diyorsunuz ama karşı taraf bir şey hissetmediğini söyleyebiliyor. Çerkesleri, bu ülkenin uslu çocukları, vatandaşları olarak gören Türkiye Cumhuriyeti, acımızı paylaşmıyor, mücadelemize ortak olmuyor ve taleplerimizi duymuyor. Öyle ki, Soçi Olimpiyatları ile ilgili tek bir söz etmediği gibi Başbakan, Putin’in davetlisi olarak olimpiyat açılışına katılmak için Soçi’ye gidecek.

Kategoriler

Şapgir

Etiketler

Olimpiyat