Aliza Marcus, 1989’dan bu yana Kürt sorunuyla ilgili pek çok önemli habere imza attı, Kürt sorunu üstüne makaleler yazdı. PKK’yla ilgili en kapsamlı ve derinlikli çalışmalardan biri olarak değerlendiriliyor. Marcus’e Bese Hozat’ın açıklamalarını hatırlatarak, Kürt hareketinin Ermenilere, Rumlara ve diğer azınlıklara bakış açısını tarihsel perspektiften değerlendirmesini istedik.
MARAL DİNK
maraldink@agos.com.tr
Marcus, Hozat’ın açıklamalarını “saçma” diye nitelendirerek, PKK liderliğinin zaman zaman bu tür ifadeleri kullandığını ve bu tutumun BDP ve HDP’nin özellikle Kürt olmayan üyelerinde ve destekçilerinde haklı bir endişe yarattığını belirtiyor. Hozat’ın ifadelerinin PKK’nın resmi ideolojisinin bir parçası olmadığına inandığını belirten Marcus, PKK’nın bir üst düzey yetkilisinin, yıllarca zulüm görmüş Ermenileri ve Rumları, devleti çökertmeye çalışmakla suçlamasının kabul edilir olmadığını ifade ediyor ve yakın zamanda Abdullah Öcalan’dan konuya ilişkin bir açıklama geleceğini umuyor.
PKK liderlerinin arada sırada saçma siyasi ifadeler kullandıkları oluyor. Bu ifadelerden çoğu, ABD, İsrail ya da genel olaral ‘kapitalistler’i, Kürt hareketini zayıflatmakla suçlamaya yönelik oluyor. İlginç olan, devlet yetkilileri de PKK liderleri de iş suçlamaya gelince, yüzlerini hemen İsrail ve ABD'ye çeviriyor.
Ancak, PKK'nın farklı olaylar için Batı'yı suçlamaktaki istekliliğine rağmen, PKK geçmişte Ermeni karşıtı bir duruş sergilemedi. PKK militanları, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Rusya'ya geçerken Ermenistan’dan geçecek. PKK’nın azınlıklar konusunda oldukça iyi tutum aldığını söyleyebiliriz. Öte yandan, PKK kurucuları Türkiye solundan ve Filistinli grupları gibi Ortadoğu’daki örgütlerden çok etkilenmiştir. Dolayısıyla Öcalan ve diğer PKK’lı yöneticilerin sık sık ABD ve İsrail karşıtı ifadeler kullanması şaşırtıcı değil. Hatta bazen Yahudi aleyhtarı yorumlar da yapıyorlar.
Ancak, PKK temelde hiçbir zaman ABD veya Batı karşıtı ya da Yahudi karşıtı bir grup da olmadı. PKK pragmatik bir kuruluş ve genelde Kürt hedeflerini ve çıkarlarını herhangi bir ideolojinin önüne koyabiliyor. Bu nedenle KCK Eşbaşkanı Bese Hozat'ın açıklamaları rahatsız edici ve şaşırtıcı. Öncelikle, PKK Türkiye'nin batısında Kürt olmayanların desteğini almak için çok çalışıyor. Öcalan, bir çok defa Hrant Dink için taziyelerini iletti. Hozat'ın kullandığı dil, devletin Kürt aktivistlere karşı kullandığı dilin aynısı. Unutmayalım ki KCK için de paralel devlet deniyordu.
Ümitsiz bir girişim
Peki o halde Hozat neden azınlıkları hain ve Türk devletini çökertmeye çalışanlar olarak tasvir ediyor? Neden devlete Rumları, Ermenileri ve İsrail'i hain olarak gösteriyor? Bu tabii ki klasik azınlık karşıtlığı. Sadece Türkiye'de değil, dünyada da benzer durumlara rastlanıyor. Hozat, Başbakan'ı savunmak için azınlıklara saldırmayı bir yol olarak mı seçti? Bu sözlerin zamanlamasına bakarsak – Türkiye'de çoğu kişi AKP'nin demokratik özgürlükleri kısıtlayıcı ve bağımsız yargı soruşturmalarını engelleyici çıkışlarından endişelenirken – Kürt meselesinde AKP'nin desteğini almak için ümitsiz bir girişim gibi duruyor.
Hozat büyük olasılıkla bir hesap hatası yaptı. Söylediklerine gerçekten inandığından şüpheliyim. Sözde barış sürecini sürdürmenin tek yolunun Başbakan'ı güçlü tutmak olduğunu düşünüyor sanırım. Hozat, böylece Başbakan’ın, PKK'nın kendisine karşı olmadığını fark edeceğini ve barış için adım atacağını düşünüyor. Hozat buna inanarak o sözleri sarf ettiyse, PKK yanlış hesap yaptı demektir. İş gerçek sorunlar için yabancıları suçlamaya gelince, Hozat, Başbakan'ın taklit etti diye AKP Öcalan'ı ve Kürtleri kucaklamayacak.
Kaldı ki Kürtler de Hozat'ın açıklamalarından memnun değil. Kürtler nadiren PKK'yı sorgular. PKK da karar alırken nadiren kamu önünde tartışmaya izin verir. Ancak, şimdi Avrupa’da yayımlanan PKK’ya yakın Yeni Özgür Politika gazetesinde çıkan röportajlarda PKK yanlısı kişilerin Hozat'ın sözlerini eleştirdiğini görürsünüz. Yani, PKK, üst düzey yöneticilerinden birinin eleştirilmesine izin veriyorsa, bu durum söz konusu açıklamanın örgütün resmi ideolojisinin bir parçası olmadığı anlamına geliyor. Yakında Öcalan'dan Ermeniler ve Rumlarla ilgili olumlu cümleler duyarsak buna şaşırmayalım.
Tehlikeli sözler
Öte yandan, Bese Hozat'ın sözleri, Türkiye bağlamında çok tehlikeli. Yıllarca zulüm görmüş azınlıkları ve son olarak Hrant Dink cinayetini düşünürsek, PKK üst düzey yetkilisinin Rumları, Ermenileri ve İsrail'i Türkiye devletini çökertmeye çalışmakla suçlaması kabul edilir ifadeler değil. Hozat'ın açıklamaları özellikle HDP ve BDP'nin Kürt olmayan destekçilerinin endişelerini arttırdı. Haklı olarak bilmek istedikleri, Hozat'ın sözlerinin doğrudan PKK'nın düşüncesini yansıtıp yansıtmadığı. Şahsen ben, yansıtmadığını düşünüyorum ama şunu da vurgulamak gerekir ki Yahudi ve İsrail karşıtı ifadeler PKK'lı yöneticilerin açıklamalarında geçmişe göre daha sık yer almaya başladı. PKK, Türkiye ve Batı kamuoyunda daha çok ciddiye alınmayı ve kabul edilmeyi istiyorsa bu saçma, komplocu fikirlerden ve azınlık karşıtlığından hızla uzaklaşmalı.