1991’den beri seçime gitmeyen dört Rum vakfından biri olan Balıklı Rum Hastanesi Vakfı’na tepkiler çığ gibi büyüyor. Rum toplumunun en büyük vakfının yönetiminin başkanlık koltuğunda 22 yıldır seçim yapmadan oturan Dimitri Karayanis’in icraatlarının yarattığı huzursuzluk gittikçe artıyor. Karayanis, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün yeni seçim yönetmeliğini bir türlü hazırlamaması nedeniyle, yeni yıla da başkan koltuğunda girecek gibi görünüyor.
Taksim Meydanı’nın yeniden düzenlenmesi projesi kapsamında değeri milyon dolarla ölçülen vakfa ait 25 kadar dükkânın devlet tarafından istimlâk edilmesine yine Rum toplumu hiçe sayılarak vakıf yönetimi tarafından yeşil ışık yakılmış olması ve Karayanis’in bu yöndeki açıklamaları tepki çekerken, hükümetin, Karayanis’le iyi ilişkileri kullanarak bölgeyi kolayca kamulaştırmayı planladığına yönelik kaygılar yüksek. |
YORGO DEMİR
geodem2000@gmail.com
Dimitri Karayanis, Rum toplumunun en büyük vakfı olan Balıklı Rum Hastanesi Vakfı’nın yönetim kurulu başkanlığına 1991 yılında seçildi ve o günden bu yana, çeşitli gerekçelerle yeni seçim yapılmasını engelledi. Rum toplumu, 2006 yılında hazırlanan cemaat vakıflarına dair yeni seçim yönetmeliğinin Resmi Gazete’de yayımlanmasının ardından bu vakfın da seçime gitmesini bekliyordu, ancak Dimitri Karayanis yönetimi, yönetmeliğin yayımlandığı tarih olan 16 Eylül 2004’ü referansla Rum basın organlarına gönderdiği açıklamada 2008 yılının Eylül ayında seçime gideceğini duyurdu. Böylece seçim dört yıl daha ötelenmiş oluyordu. Ancak, Eylül 2008’de 5737 sayılı Vakıflar Kanunu’nda tekrar yapılan yeni ve son düzenlemenin ardından Balıklı yönetimi dört yıl daha görevde kalmayı garantiledi.
Karayanis’in ‘şansı’ bu kadarla da sınırlı değildi. 2008 yılından 2012’nin Eylül ayına kadar 4 yıllık görev süresini dolduran ve seçime gitmesi gereken vakıf yönetimi, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün yeni bir yönetmelik hazırlamak için eski yönetmeliği askıya alması ve bu arada vakıf seçimlerinin de durdurulmasıyla birlikte bir kez daha zaman kazanmış oldu ve halen vakfın yönetimini elinde tutmakta.
Patrik Bartholomeos kınadı
Agos olarak, iddialarla ilgili olarak ulaşmaya çalıştığımız Karayanis’ten herhangi bir yanıt alamadık. Balıklı Vakfı yönetimine, sayfalarımızın açık ve cevap haklarının saklı olduğunu hatırlatırız. |
Dimitri Karayanis hakkında dile getirilen iddialar muhtelif. Ekümenik Patrik Bartholomeos da, defalarca konuyla ilgili olarak rahatsızlığını ifade eden açıklamalarda bulundu. Patrik Bartholomeos son olarak, geçen Nisan ayında Beyoğlu Panağia Kilisesi’ndeki ayin sonrası yaptığı açıklamada seçime gitmeyen vakıf başkanlarını kınadı ve “Maalesef toplumumuzun malvarlıkları üzerinde şahsi malıymış gibi tasarruf eden vakıf başkanlarımız var. Nitekim şeffaflığın olmadığı bu tarz durumlarda topluma verilen herhangi bir hesap da olmuyor. Hesap vermedikleri zaman ise bu makamları süresiz işgal edeceklerinin de mesajını vermiş oluyorlar ve bu da bir şeylerin iyi gitmediğine işaret eder. Ortak akıl bunu gösterir” ifadelerini kullandı.
‘Bürokratlara ücretsiz tedavi’ iddiası
Karaköy’deki 136 yıllık Büyük Balıklı Han gibi değerli bir gayrimenkulün, Rum toplumunun görüşü alınmadan 25 yıllığına The House Cafe'nin de sahibi olan girişimci Ferit Baltacıoğlu'na otel olarak işletilmek üzere kiraya verilmesi, Karayanis’in son yıllardaki icraatlarından biri.
Rum toplumunda, vakıf yönetiminin Balıklı Hastanesi’nde bürokratlara ücretsiz tedavi sağladığı söylentileri de dolaşıyor. Karayanis’in, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’la olan şahsi ilişkileri sayesinde imtiyazlı olduğu da dile getiriliyor.
Son olarak da, Taksim Meydanı’nın yeniden düzenlenmesi projesi kapsamında değeri milyon dolarla ölçülen vakfa ait 25 kadar dükkânın devlet tarafından istimlâk edilmesine yine Rum toplumu hiçe sayılarak vakıf yönetimi tarafından yeşil ışık yakılmış olması ve Karayanis’in bu yöndeki açıklamaları tepki çekerken, hükümetin, Karayanis’le iyi ilişkileri kullanarak bölgeyi kolayca kamulaştırmayı planladığına yönelik kaygılar yüksek.
Çağrılar yanıtsız
Rum toplumu çeşitli yollardan Balıklı yönetimini, seçimler için ikna etmeye çalıştıysa da, yönetim, bu talep ve ikna çabalarına olumlu yanıt vermedi.
2009 yılında toplumun önde gelen 50 isminin imzasıyla bir ortak çağrı metni, 2010’da yurtdışında yaşayan Rumlardan 700 kişinin imzasını taşıyan bir mektup hazırlandı. 2012 yılının Mart ayında Rum Vakıfları Derneği (RUMVADER) yönetimi, böylesine büyük bir vakfın yönetim kurulunun sağlıklı idaresi için üye sayısının yediden 11’e çıkarılmasını ve İstanbul genelinde seçim yapılması talep eden bir mektubu vakıf yönetimine gönderdi fakat hiçbir yanıt alamadı.
2012 yılının Ekim ayında RUMVADER yönetimi Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne başvurarak Vakıflar Kanunu'ndaki seçimleri düzenleyen ilgili 33. maddenin işletilerek mevcut yönetim kurulunun görev süresinin sona ermesine rağmen yönetim kurulu seçimine gidilmemesi durumunda, ilgili bölge müdürlüğünce cemaat mensupları arasından seçim tertip heyeti belirlenmesi ve yönetim kurulu seçiminin yapılması talebinde bulundu. Ancak bu talep de geçen Nisan ayında VGM den gelen “Yakından takip etmekteyiz” cevabıyla geçiştirildi.
Taksim’deki dükkânlar
RUMVADER yönetimi son olarak Taksim’de cami projesiyle ilgili olarak Star gazetesinde yayımlanan Karayanis mülakatı üzerine yaptığı açıklamada ise, Balıklı yönetiminin meşru olmadığına dikkat çekerek şu ifadelere yer verdi: “Konuyla ilgili olarak Balıklı Rum Hastanesi Vakfı’nın alacağı kararın tarafımızca yasal ve Rum toplumu için belirleyici nitelik kazanması için vakıf yönetiminin 22 yıldır gerçekleştirmediği seçimler için karar alması ve bu seçimleri gerçekleştirmesi gerekmektedir. Rum toplumu hakkı olduğu üzere toplumun geneline ait malvarlıkları için alınacak kararların tam yasal şeffaflık ve mutabakat içerisinde olmasını talep etmektedir.”
Seçim yönetmeliği 10 aydır yok
Ocak ayında iptal edilen cemaat vakıfları seçim yönetmeliğinin yenilenmemesi ve aradan geçen 10 aylık süreye rağmen hâlâ yürürlüğe girmemiş olması da seçim yapmayan vakıflarla ilgili sorunun devam etmesine neden oluyor. RUMVADER Başkanı Andon Parizyanos, seçim yönetmeliği konusuyla ilgili olarak beklemede olduklarını, herhangi bir gelişmenin olmadığını ifade etti. Parizyanos, “Yeni yönetmelik konusunun halen VGM hukuk müşavirliğinde bekletildiğini öğrendik” dedi.
Araştırmacı-yazar Foti Benlisoy, yeni seçim yönetmeliği hazırlanması nedeniyle eski yönetmeliğin askıya alınmasının hukuki bir boşluk oluşturulduğuna dikkat çekti. Varılan noktada seçimlerin yapılmasının önünün tıkandığını vurgulayan Benlisoy, bunun hukuki mantığa aykırı olduğunu ifade etti. “Oluşturulan hukuki boşluktan dolayı seçimsiz geçen 1990’lı yıllara fiilen geri dönüldü” diyen Benlisoy, uygulamanın yanlış olduğunun ve yeni yönetmelik çıkana kadar eski yönetmeliğin geçerliliğini koruması gerektiğinin altını çizdi.
AİHM’deki birçok davada Ekümenik Patrikhane’nin avukatlığını üstlenen Yunan hukukçu Yannis Ktistakis de “Mevcut yönetmeliğin tamamen geçersiz kılınmış olması hukuka aykırı bir durum teşkil ediyor” ifadelerini kullandı.
Ermenilerin yönetmelik önerisinin akıbeti meçhul
Rum toplumu yeni vakıf yönetmeliği ile ilgili öneri metnini Nisan ayında Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne sundu. Konuyla ilgili uzun bir tartışma ve metin yazımı sürecini yaşayan Ermeni toplumu ise, Düşünce Platformu’nun hazırladığı öneri toplumun geneli ve pek çok vakıf tarafından kabul görmesine rağmen henüz bir ortak metin ortaya çıkaramadı. Seçimlerin il geneline açılmasından, dolayısıyla seçmen sayılarının artmasından şikâyetçi olan bazı vakıfların süreci tıkadığı gözlemlenirken, Patriklik kurumunun da ikircikli tutumu, Ermeni toplumunun ortak bir metin etrafında birleşmesini engelliyor. Bu durum da, çok az sayıda seçmenle defalarca yeniden seçilen ve toplumda huzursuzluğa neden olan bazı vakıf yönetimlerinin işine yarıyor.
Bakkallar loncası kurdu
İstanbul’daki Rum toplumuna ait tek hastane olan Balıklı Hastanesi veya eski adı ile ‘Yedikule Hastanesi’ 1753 yılında bakkallar esnafının loncası tarafından inşa edildi. Hastane 1790 yılında çıkan bir yangın neticesinde tamamen yandı. Patrik 7. Neofitos’un maddi imkanları ve Bab- ı Ali tercümanı olan Yorgi Muruzi’nin himayeleri ile daha büyük olarak inşa edildi. 1970’li yıllarda hastane için bir gerileme dönemi başladı. Bunun en önemli nedeni İstanbul’da yaşayan Rum vatandaşların siyasi baskılar nedeniyle yurtdışına göç etmeleriydi. Hastane yönetimi için seçimler son olarak 1991 yılında yapıldı ve o tarihten bugüne dek başkanlığı Dimitri Karayanis yürütüyor.