Cronenberg’in son filmi ‘A Dangerous Method’ (Tehlikeli İlişkiler), öncelikle kesinlikle yönetmenin filmografisindeki en düz, yalın ve yüzeysel filmi.
Filmde, yönetmenin ilk dönemlerine ait ‘body horror sineması’ ve ‘Spider’ filmiyle kaymış olduğu kimlik-şiddet ilişkisini işleyen filmlerden izler kesinlikle yok. Bu sanırım yönetmenin biraz yeni bir tür denemesiyle ilintili (dönem filmi), bu türü denemesinin nedeni olarak yönetmenin kendi sinemasını oluşturan, body horror sineması ve ‘Spider, A History of Violence ve Eastern Promises’la yeni dönem sinemasının altında yatan meseleyi direkt yoldan bir filmle göstermesi olarak açıklayabiliriz. Psikanalitik teori zaten Cronenberg’in sinemasının temelinde yatan, yön veren ve filmlerinin altını kazıyan bir yöntem oluşturur. Freud’un ve Jung’un yaşadığı yıla, döneme ve aralarındaki çekişmeye konu olan yeni filmini de bu mevzudan yola çıkarak çektiğini düşünebiliriz.
Filmin hikayesi; iki büyük psikoloji uzmanı olan Freud ve Jung’un aralarındaki ilişkiyi, çekişmeyi ve Jung’un Freud’un yöntemiyle veya filmin ismiyle ‘tehlikeli metodla’ tedavi ettiği Sabina karakteriyle oluşuyor. Daha sonra film hasta-doktor arasındaki ‘tehlikeli ilişkiye’ odaklanıp Jung’u odak merkezi haline getiriyor. Yani, filmi Freud merkezli sanan ve tamamen Freud için sinemaya gelmiş seyircileri hayal kırıklığına uğratıyor. Psikanalitik tedavi yöntemiyle hastasını tedavi eden Jung’un başarıya ulaşıp ulaşmadığı biraz muğlak kalsa da Jung filmde kendini de değişmiş buluyor. Bu da filmin anahtar karakteri Otto Gross (Vincent Cassell) karakteriyle sağlanıyor. Kanımca film; Otto Gross odaklı olup Freud ve Jung’un arasındaki meseleye bu karakter üzerinden odaklansa, temelde de tamamen Jung’un kendi etik, ahlaki açıdan 180 derece dönüşüne sahip tokat gibi bir film olsa belkide Cronenberg bu filmle ‘Eastern Promises’ı bile aşabilen bir filmle karşımıza gelmiş olacaktı. Çünkü, Cronenberg sineması; ilk dönem filmlerinde toplumsal bastırılmış olan bazı meseleleri görsel hale nasıl getirmişse, son dönem sinemasında da bastırılmış olan bireysel kimlik kargaşası ve şiddet temasını mükemmel bir şekilde görselleştiriyordu. Tam da bu noktada bu filmi, Jung’un bastırmış olduğu ahlaki değerleri yüz üstüne Otto Gross’la ortaya çıkarışına odaklasa, hem son dönem sinemasındaki yola sadık kalacak hem de bunu sinemasının derininde yatan ‘psikanalizi, Freud ve Jung’u görselleştirip bunun üstüne uygulamış olacaktı. Ama Cronenberg sadece, Freud’u rüya tabircisi gibi göstermekle kalmış, hem Jung’un o dönüşünü yüzeysel bırakmış hem de Otto Gross karakteri yerine Sabina karakterini odak noktası haline getirmiş. Böylece film, bir şundan bir bundan ‘ortaya karışık’ hale gelmiş..
Cronenberg filmle, en azından sinemasında yatan derin kavram ve meselelerin görsel karşılığını oluşturmak için bu filmi çekmiş. Bunu pek sorgulayamayız ama, Cronenberg yerine bu filmi x bir yönetmen çekmiş olsa bu kadar laf salatası yapmamış olacağımızdan da eminiz sanırım. Cronenberg, sinefil kitle karşısında kredisi kolay kolay tükenmeyecek cesur bir sinemacı. Sadece bu filmle ‘keşkelerle’ yetinip yine de filmi çektiği için saygı duyacağız, hatta bundan sonraki filmini de bu filmi sabırsızlıkla beklediğimiz gibi dört gözle bekleyeceğiz sanırım…
*Sigmund Freud (1856-1939)
A DANGEROUS METHOD
Yönetmen: David Cronenberg
Senarist: Christopher Hampton
Oyuncular: Keira Knightely, Micheal Fassbander, Viggo Mortensen, Almanya, 2011