Güvercinin Davası

“Güvercinin Davası”, Buenos Aires’te sahnelenen, Hrant Dink ile ilgili tek kişilik bir tiyatro oyunu. Karakter üzerinden Ermeni ulusu ve inkar edilen soykırım tarihi tasvir edilen oyunu, Ania Karen Hadjian yazdı.

Ania Karen Hadjian

Ağza alınmayacak bazı kelimeler vardır. Soykırım da bunlardan biri. Güvercinin Davası, Buenos Aires’te sahnelenen, yönetmenliğini Daniel Ritto’nun üstlendiği tek kişilik bir tiyatro oyunu. Oyun, bu tarihi adaletsizliği ve cehaleti, yepyeni bir ilahi misyonla tersine çevirmeyi hedefliyor. Bir konsepti, bir tarihi gerçeği susturarak, insanlığın yüzyıllardır şahit olduğu sayısız kurbanın sesinin de susturulduğu gösterilmeye çalışılıyor.

Sahne yalın. Sadece ortada, sahne perdesine değen bir Ermeni Bayrağı var. Bir yanda da, Agos gazetesinin bir sayısı ve Talat Paşa’nın resmi duruyor. Bu resim, yeniden canlanan, bize hayatını, adalet ve tanınma peşinde koşuşunu, çocukluğunu ve tüm hayatı boyunca yanında duran eşi Rakel’e aşkını anlatan Hrant Dink karakteri üzerine kurulu tek kişilik bu oyuna baştan sona şahitlik edecek.

Bunun öncesinde ise, yazar Osvaldo Bayer tarafından kaleme alınan, tarihin en korkunç katliamlarının anlatıldığı geniş ve detaylı bir girizgâh var. Bu katliamlar arasında, Avrupa’nın Afrika’daki vahşeti, İspanyol fetihleri sırasında Amerika’nın yerlilerine uygulanan soykırım, yerli tarihinden tiksinen yeni Arjantin devletinin yerli halkı kıyasıya katlettiği “Çöl Fethi” olarak bilinen katliam, Yahudi Soykırımı (Holokost), tarihi,  kan ve devlet eliyle yapılan terörle kirlenen son Arjantin diktatörlüğü döneminde meydana gelen ölümler yer alıyor. Bir Arjantin gazetesi Pagina 12’yle yaptığı bir röportajda, Bayer, bireyin cesaret değerlerini korumayı ve Hrant Dink ile 1970’lerde, biraz evvel bahsedilen askeri rejim tarafından öldürülen Arjantinli yazar Rodolfo Walsh’ı karşılaştırmayı amaçladığını söylüyor.

Ritto’nun hayata döndürdüğü Dink, yalnızca bir gerçeği haykırmak için bize hayatını sunuyor. Bize, zaten çoktan bilinen bir gerçeği, susturulan ve inkar edilen soykırımı, 21. yüzyılda ifade özgürlüğü yetersizliğini hatırlatmak için hayatını sunuyor.  “Güvercinin Davası” artık bilinmek, tanınmak istiyor. Hatta - gerekirse- sahneden çıkıp koltuk sıraları arasında yürüyen, Ermeni ulusunun akıl almaz bir şekilde inkar edilen gerçeğiyle iç içe geçen Dink’in hayaletinin seslendiğii o seyirciler tarafından haykırılmak istiyor.

Arjantinli Ermeni toplumunun üyesi Aduard Kozanlian,  Ritto ve Bayer’e fikrin kendisiyle gelmiş ve Ermeni soykırımının tanınmasında oldukça aktif bir topluma ve güçlü bir Ermeni nüfusuna sahip bir şehir olan Buenos Aires’te Dink olayını yaymak amacı güden bir tarih danışmanı rolünü de üstlenmiş.
 

“Güvercinin Davası”, tarihi saptıranlara karşı bir duruş yaratmayı, çarpıtılan gerçekten bir kargaşa dilinin oluşmasını önlemeyi amaçlayan, böylelikle “her ölüm onurlu bir gömülmeyi hak eder” deyip, Ermeni ulusunun ve herkesin yasının son bulmasını için çabalayan bir oyun...

Kategoriler

Şapgir