Vakıflı ‘Kültür Mirası’na aday

Hatay’ın çokkültürlü unsurlarından biri olan köyün sesine kulak veren ve köylülerin dilekçelerini cevapsız bırakmayan Hatay Valisi M. Celalettin Lekesiz’in girişimleriyle Vakıflıköy, Kültürel Miras sıfatıyla tescilleniyor.

LORA BAYTAR
lora@agos.com.tr

Hatay’ın‘büyükşehir’ statüsüne geçmesinin ardından dokusunu kaybetme riskiyle karşı karşıya olan Vakıflıköy, Türkiye’nin, cemaat yaşantısını ve geleneklerini sürdüren, dilini kaybetmemiş tek Ermeni köyü. Vakıflıköy, bugünlerde Türkiye’nin korunması gereken kültür varlıklarından biri olarak kayda geçiyor.

Yeni yasayla köy statüsü ellerinden alınan Vakıfköylüler, kimliklerini korumak için valiliğe sunulan dilekçelerle bir dizi talepte bulundular. Hatay’ın çok kültürlü yapısının önemli yapıtaşlarından biri olan köyün sesine kulak veren ve köylülerin dilekçelerini cevapsız bırakmayan Hatay Valisi M. Celalettin Lekesiz’in girişimleriyle Vakıflıköy Kültürel Miras sıfatıyla tescilleniyor.

Köyün muhtarı Berç Kartun ve Surp Asdvadzadzin Kilisesi Vakfı Başkanı Cem Çapar, yasa çıkmadan önce valiliğe bir dilekçe vererek, köyün dokusunun korunabilmesi için talepte bulunmuşlardı. Dilekçede köyün geçmişten günümüze taşıdığı geleneksel yapının kültür ve turizm açısından önemli olduğu ve bu yapının gelecek kuşaklara aktarılması için Kültürel Miras kapsamına alınması gerektiği belirtildi.

Dilekçelere cevaben müzeden arkeolog ve folklor araştırmacılarının yaptıkları araştırmalar sonucunda köyün kültürel dokusunun yanı sıra bir de kaya mezarının tespiti yapıldı ve köyün, taşıdığı özgün özellikler açısından‘köy’ statüsünde kalmasının doğru olacağı kanaati oluştu.

İl Tarım Müdürlüğünce yapılan tespitler sonucunda ise tarımsal niteliği korunacak alanlar tespit edilip imar planlarına işlenerek tarım arazilerinin korunması sağlanacak.

Rapordan tespitler

 “Vakıflıköyü’ne özgü bayram ve kutlamalar her yıl belli ritüellerle yerine getirilmektedir. Bu bayramlar içinde özellikle Paregentan ve Hamışnor köy halkının ve dışarıdan akrabaların katılımıyla gerçekleşmektedir. Köy Antakya’nın yaygın mutfak kültüründen etkilenmekle beraber köyün kendine özgü yaptığı ve genellikle bayram yemeği olarak tüketilen‘Gulugus’ ile‘Harisa’adı verilen iki çeşit yemek tespit edilmiştir. Bunların dışında köyde yetiştirilen meyvelerden yapılan reçeller, şuruplar, zeytinyağı, domates ve biber salçası, nar ekşisi ve çeşitli likörler üretilmektedir. Yörede geleneksel yollarla üretilen ürünlerin başında defne yağı ve sabunu gelmektedir. Ayrıca kadınların bir üretimi olan iğne oyası da köyün geçim kaynaklarından birini teşkil etmektedir. Daha önceki dönemlerde yörenin ekonomisine katkı sağlayan, kumaştan yapılan sepet örücülüğü yaygın iken şimdilerde ise sepet ustasının yetişmemesi nedeniyle bu el sanatı etkisini yitirmiştir. Yöreye özgü taşların çıkarılıp işlenmesiyle taş işçiliği yörenin temel karakteristiklerinden birini oluşturmaktadır. Geçmişten günümüze kadar yapıla gelen konut mimarisinde (kilise, evler, bahçe duvarları vb. ) ana malzeme olarak taş kullanılmıştır. Çevrede yer alan farklı kültürlerle (Türk ve Arap örf ve adetleri) etkileşim ve son dönemlerde yaygınlaşan kitle iletişim araçlarının baskısı sonucunda yörenin kendine özgü müziği ve oyunları konusunda yaygın olarak bilinen birkaç türkü ve oyun havası (depki, zibet, kayabaşı havası, Hala Hala Nonni, Dolabi, Hey Manti Var vb.) bulunmaktadır.

Yapılan araştırmalar sonucunda kültürün ana unsurlarından biri olan mimari yapının yöreye özgü bir özellik taşıdığı ve bu mirasın gelecek kuşaklara aktarılması için taş yapıların ve bu işi yapan taş ustalarının korunması gerekmektedir. Yörede halen kullanılan fakat kaybolmaya yüz tutmuş unsurlardan biri olan ‘Musa Dağı Ermenicesi’ adı verilen dilin,‘Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne dahil edilip koruma altına alınabilmesi için ayrıntılı bir araştırmanın yapılması gerekmektedir.

Köyün temel geçim kaynaklarından biri olan el sanatları ürünleri ve organik tarım yöntemiyle elde edilen ürünlerin tanıtılması ve yaygınlaştırılması için fiziki koşulların (satış noktaları oluşturma, el sanatlarının icrası için atölye kurma vb.) iyileştirilmesi gerekmektedir. Bu anlamda kurulacak olan yapılar, hem köydeki kültürel sürekliliği sağlayacak hem de köye gelen ziyaretçilerin köyü tanımalarına olanak sağlayıp yöre ekonomisine de katkı sağlamalarına imkân tanıyacaktır.”

Kategoriler

Güncel Azınlıklar