Sanat tarihine ‘radikal’ bakış

Liverpool Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nde öğretim üyesi Jonathan Harris’in sanat tarihinin her aşamasına eleştirel bir bakışla kaleme aldığı ‘Yeni Sanat Tarihi Eleştirel Bir Giriş’ kitabı, raflardaki yerini aldı.

LORA BAYTAR

Kitap okurlara, yüzyıllar boyunca değişerek gelişen sanat tarihinin, sosyoloji, psikoloji, felsefe gibi farklı alanlardan daha çok beslenmeye başladıkça üslup temelli yaklaşımlardan giderek uzaklaştığını gösteriyor. Evren Yılmaz’ın Türkçe’ye kazandırdığı kitap, Harris’in, 1970’ten bu yana sanat tarihinin, bir yandan son dönem toplumsal ve politik aktivizminden köklenmiş ve onlardan ayrı tutulamaz betimleme, analiz ve değerlendirme biçimleri geliştirirken bir yandan da 20. yüzyılın ilk dönemlerinin ve 19. yüzyılın ilminden ve politik aktivizminden alınmış kalıtları üstlendiğinin idrak ve kabulünü işaret etme amacını taşıyor.

Mayıs 68’le başlayan değişim

Son 30 yılda sanat tarihi kurumlarında ve pratiklerinde meydana gelen temel değişikliklerin önemli bazı yönlerini belirleme ve ana hatlarını ortaya koyma amacında olan kitapta Harris, sanat çalışmalarına yönelik yeni yaklaşımları gözden geçiriyor ve bunlara açıklamalar getiriyor. Yeni sanat tarihi terimine yaklaşımlara da dikkat çeken Harris, Timothy Clark, Griselda Pollock, Fred Orton, Albert Boime, Alan Wallach ve Laura Mulvey gibi ‘toplumsal’ı dışlamamış olan çağımızın önde gelen eleştirmenlerinin temel metinlerinden yola çıkarak radikal ve eleştirel analiz biçimleri arasındaki ayrımın altını çiziyor. Sanat tarihi alanındaki fikir ve değerlerin toplumsal dönüşümle bağlantısını da kuran Harris, Marksist, feminist ve psikanalitik eleştirel kuramların gelişimlerinin ve etkileşimlerinin izlerini sürerek sanat tarihi disiplininde dönüm noktalarını taşıyor.

 

Yeni Sanat Tarihi Eleştirel Bir Giriş

Jonathan Harris
Türkçesi: Evren YılmazSel Yayıncılık,

İstanbul
319 s. 

 

Kitap, Harris’in çalışmayı kaleme alış amacını dile getirdiği giriş bölümünün ardından kapitalist modernite, ulus-devlet ve görsel temsil, feminizm, sanat ve tarihi, özneler, kimlikler ve görsel ideoloji, sanat ve toplumda yapılar ve anlamlar ve cinselliğin temsili meselelerine odaklanıyor.

Harris kitapta odaklandığı temel başlıklardan biri olan radikal sanat tarihini, sanat tarihi alanında 1970’ten sonra meydana getirilmiş, ‘Mayıs 1968 hareketi ve ‘Yeni Sol’un ortaya çıkışı ile genetik olarak akraba, sanat ve kültürün toplumsal ve politik yorumu ve açıklamalarını üretmek kaygısında olan etkileşim içerisindeki bir dizi çalışma için uygun bir isim olarak görüyor ve şöyle bitiriyor giriş yazısını: ‘Yeni sanat tarihi’ ve ‘kuram’ gibi terimlere yönelik mevcut olumsuz algılara karşın benim yine de bir ciddi ve eleştirel projenin elzem bir parçası olarak ‘kuram’ nosyonunu savunmayı temenni ettiğim açıklığa kavuşturulmalı.

Vülgarize değil popülarize

Harris, çalışmasının amacını Terry Eagleton’un 1980’lerin başında yazdığı ‘Edebiyat Kuramı: Bir Giriş’ başlıklı kitabının amacı ile özdeş tutuyor. Eaglaton’un amacını şöyle aktarıyor yazar: “Konuyu vülgarize değil, popülarize etmeye çalıştım. Bence bu konuyu sunmanın ‘tarafsız’ değer içermeyen hiçbir yolu olmadığı için, bütün kitap boyunca belli bir sav ileri sürdüm. Umarım bu, kitabı daha da ilginç kılıyordur... Umarım bu kitap, konunun kendilerini aştığından korkanları, bu korkularından kurtarmaya yardımcı olur. Bazı edebiyat araştırmacıları ve eleştirmenler de, edebiyat kuramının ‘okurla eser arasına girmesine’ itiraz ederler. Buna verilecek basit bir cevap şudur: Örtük de olsa üzerinde düşünülmemiş de olsa, belli bir kuramımız olmasaydı, bir ‘edebiyat eseri’nin ne olduğunu veya bunu nasıl okuyacağımızı bile bilemezdik. Kurama gösterilen düşmanlık çoğunlukla, başkalarının kuramlarına muhalefet ederken kendininkini unutma anlamına gelir. Bu kitabın amaçlarından biri de bu bastırmayı kaldırıp hatırlamamıza yardımcı olmaktır.”

Radikal sanat tarihinin ayrıca partizan, taraflı bir bakışa bağlı ve bazen de hayli tartışmalı bir alan olduğunu söyleyen yazar, radikal bir sanatçı, Adrian Rifkin’in önemli bir iddiasını hatırlatıyor: “Yeni sanat tarihi fikri, kendi gelişimini güdülemiş ve belirlemiş olan, sözgelimi feminist ya da sömürgecilik karşıtı, politikaların yeni disipline edici kanonunda etkisizleştirici bir unsur olmanın yanında disiplinler arası parçalanmaların potansiyel olarak verimli etkilerinin kavramsal bir denetimini de temsil etmektedir.”

 

AGOS kitapkirk 52 (Şubat 2013)

Kategoriler

Kitap ԳԻՐՔ