Türkiye Ermeni toplumunun uzun zamandır hasretini çektiği tablo, Patrikhane’de 5 Aralık Çarşamba akşam saatlerinde gerçekleşen toplantıda ortaya çıktı. Vakıf yöneticilerinin tamamına yakınının hazır bulunduğu toplantıda, vakıf seçimlerinin il geneline açılması ve ortak seçim kurulu kurulması yönünde ilke kararı alındı.
Bir buçuk yıllık bir geçmişi olan sivil girişim Düşünce Platformu, vakıf seçimlerinde yaşanan sorunlara çözüm önerilerini ayrıntılı bir sunumla paylaştı. Toplantının sonunda 30 vakıf, seçimlerin il geneline açılması yönünde oy kullanırken aralarında Beyoğlu, Büyükdere ve Ortaköy’ün de olduğu 6 vakıf, ilçe genelinde seçimi savundu. Çoğunluğun tavrı önümüzdeki süreçte belirleyici olacak.
Seçimlerin il genelinde yapılmasını savunanlar, karar defterlerine bu yönde ortak bir metin yazıp, bu metinleri VADİP’e iletecek. VADİP, bir dilekçe ile metinleri Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne teslim edecek. Ayrıca toplumun önde gelen isimlerinden karma bir komisyon oluşturulup seçim yönetmeliği üzerinde çalışılacak.
Düşünce Platformu’nun önerisi gerçekleşirse, seçim yapılacak vakfın yanı sıra, seçmen sayısı yüksek olan en az beş vakıfta da seçim sandığı kurulacak. Kesin aday listeleri seçimden 21 gün önce ilan edilecek. Yöneticilerin vakfın bulunduğu ilçede ikamet etmeleri gerekmeyecek. Öneriler, Rum, Süryani ve Musevi vakıflarının sorunları için de çözüm niteliği taşıyor.
Sivil iradenin seçim yönetmeliği hamlesi
SARKİS GÜREH
sgureh@agos.com.tr
Yaklaşık bir buçuk yıl önce çalışmalarına başlayan Düşünce Platformu, Ermeni toplumunun sosyal, kültür ve eğitim hayatındaki sorunlara çözümler üretmeyi amaçlayan bir sivil girişim olarak dikkat çekiyor. Son dönemde, özellikle Beyoğlu Üç Horan Vakfı’nın yönetim kurulu seçimlerinde yaşanan sorunlar ve sürecin aciliyetinden ötürü çalışmalarında önceliği seçim yönetmeliği değişikliği konusuna veren platform, önerilerini Patrikhane’de 5 Aralık Çarşamba günü düzenlenen bir toplantıda geniş bir sunumla paylaştı. Vakıf yöneticilerinin de hazır bulunduğu toplantıda, 30 vakıf seçimlerin il geneline açılması yönünde oy kullanırken, sadece 6 vakıf ilçe genelinde seçimi savundu. Böylece, Ermeni toplumunun seçimlerinin, hazırlanacak yeni yönetmelik doğrultusunda il genelinde yapılması konusunda önemli bir adım atılmış oldu.
Düşünce Platformu, vakıf seçimlerini il geneline açma önerisiyle, Ermeni toplumun bekâsı ve ilerlemesi için elzem olan dayanışmaya özel vurgu yaptı. Önemli bir diğer husus, ortak bir seçim kurulunun tesisi ve ayrıntılı görev, sorumluluk tanımlarının yapılmasıydı. Platform, seçim yönetmeliği dışında, toplumun ortak sorunları ekseninde konsensüs sağlanmasını ve bir ‘mutabakat metni’ oluşturularak bunun üzerinden ilerlenmesini de çok önemsiyor. Bu vesileyle platformun tercüman olduğu temel sorunlar ve getirdiği ayrıntılı çözüm önerileri ile sizleri baş başa bırakıyor, çözüm bekleyen önemli sorunlarımız için ortak aklın bundan sonra da işlevsel biçimde devreye girmesini diliyoruz.
30 vakıf, seçimlerin il genelinde yapılması yönünde oy kullandı. Beyoğlu, Kandilli, Büyükdere, Boyacıköy, Ortaköy, Beykoz kiliseleri seçimin ilçe çevresinde yapılmasını yönünde görüş bildirdi. |
İL GENELİNDE SEÇİM İÇİN BÜYÜK ADIM
Vakıf seçimleri yönetmeliğinin yenilenmesiyle ilgili 5 Aralık Çarşamba günü Türkiye Ermeni Patrikliği’nde, Başepiskopos Aram Ateşyan’ın başkanlığında ve Üsküdar Surp Haç Kilisesi ile Anadolu’daki vakıfların yöneticileri hariç, tüm vakıflardan temsilcilerin katılımıyla bir toplantı yapıldı. Toplantı sonunda yapılan oylamada seçimlerin il genelinde yapılması kararlaştırıldı.
Toplantı, Düşünce Platformu’ndan Anna Turay’ın sunumuyla başladı. Ardından, Murat Bebiroğlu, Aret Çiçekeker ve Yervant Özuzun ile birlikte, “Cemaat Vakıfları Seçimlerinde Seçim Çevresi ve Seçim Sistemi Sorunu” adlı bir çalışmada imzası bulunan Kirkor Döşemeciyan söz aldı. Döşemeciyan, 5 hastadutyun (il genelinde seçim yapan 5 kurum) ve lisesi bulunan vakıfların il genelinde, cemaati olmayan vakıfların ise komşu ilçelerle birlikte seçim yapmalarını önerdi. Döşemeciyan, seçimlere ve yönetimlere katılımın arttırılması için metot olarak nispi sistemi önerdi.
Sunumların ardından salonda bulunan yöneticiler söz alarak düşüncelerini aktardı. Karagözyan Vakfı Başkanı Dikran Gülmezgil, Sev Vakfı 2. Başkanı Aret Ergan, VADİP Başkanı Bedros Şirinoğlu, Surp Haç Tıbrevank Lisesi Vakfı Başkanı Toros Alcan seçimlerin il geneline açılmasını savundu.
Toplantı sonunda yapılan oylamada 30 vakıf, seçimlerin il genelinde yapılması yönünde oy kullandı. Beyoğlu, Kandilli, Büyükdere, Boyacıköy, Ortaköy, Beykoz kiliseleri seçimin ilçe çevresinde yapılması yönünde görüş bildirdi.
Şimdi ne olacak?
Seçimlerin il genelinde yapılmasını savunanlar, karar defterlerine bu yönde ortak bir metin yazıp, bu metinleri VADİP’e iletecek. VADİP, bir dilekçe ile Vakıflar Müdürlüğü’ne teslim edecek. Diğer yandan, Düşünce Platformu’ndan ve toplumun önde gelen isimlerin karma bir komisyon oluşturulup seçim yönetmeliği üzerinde çalışılacak.
Değişen zamanlar yeni sorunlara karşı ideal bir çözüm
Türkiye Ermeni toplumunun belli başlı kurumları, okulları, kiliseleri, hayır kurumları, kısacası tüm toplumsal ve kültürel birikimi vakıflar bünyesinde toplanır. Türkiye Ermenileri halen İstanbul’da 37, Anadolu’da 5 vakfa sahip. Vakıflar, işlevleri itibariyle toplumsal hayatın merkezinde yer alıyor ve geçmişte olduğu gibi bugün de toplumun ortak, koruyucu çatısı, bir anlamda geleceğinin sigortası olma özelliğini taşıyor.
Vakıflar son yıllarda hem gönüllü, hem de nitelikli yönetici adayı bulmakta zorlanıyor. Bazı yöneticiler çok uzun süredir görevde, topluma hizmet verme heyecanını yitirmiş durumda. Daha önce el konulmuş mülklerin bir kısmının son dönemde geri kazanılması söz konusu; kentin bazı bölgelerindeki değer artışı dolayısıyla bazı vakıf mülklerinin daha yüksek gelir getirme potansiyeli var; bazı vakıfların yepyeni ve geçmişle karşılaştırılamayacak ölçüde büyük gelir getirecek mülkleri oldu. Ama vakıfların çoğunun geliri hâlâ ihtiyaçlarını karşılayamıyor ve bu vakıfların gelirlerinin gelecekte artacağına ilişkin herhangi bir işaret de yok.
Toplum vakfına sahip çıkmıyor, çıkamıyor. Seçimlere katılımın pek önemsenmemesi ve / veya manipülasyona elverişli olması nedeniyle seçmen listeleri güncellenmiyor. Listeler eksik ve karmakarışık. Hiçbir listede yer almayanlar da var, aynı anda birden fazla listede kayıtlı olanlar da… Yönetmelik gereği vakfın bulunduğu semtte oturmayanlar vakıf yönetimine de aday olamıyor. Özellikle nüfusu azalmış bazı semtlerde bu durum kangrene yol açıyor.
Eğitim alanında daha fazla, daha ciddi reformların hayata geçirilmesi, iyi uygulamaların tüm okullara yaygınlaştırılması büyük bir zorunluluk. Cemaat kurumları çocuklara ve gençlere daha fazla yatırım yapmak, aileye sosyal ve ekonomik destek vermek durumunda. Yaşlanan nüfus özel ilgi ve bakım istiyor. Yoksula ve düşküne yardım etme geleneği öteden beri var, ancak bu maksatla kurulan sistemler artık ihtiyaca yetecek boyutta değil.
Sistemin tıkanmasında sosyal ve psikolojik faktörler de önemli birer etken. Kentin değişimiyle birlikte vakıf şemsiyesi altındaki semtlerin nüfus yapısı ve yoğunluğu da değişti. Kilise bölgeleri dışında yerleşim çoğalıyor. Sosyal ve ekonomik ihtiyaçlar çeşitlenerek artıyor. Kültürel bombardımanın şiddeti de öyle…
Değişen yaşam koşulları cemaat içerisinde kültürel çözülmeyi giderek hızlandırıyor, kimlik ve aidiyet duygusunu eritiyor. Büyük ve karmaşık bir kentte var olma, hayat kurma mücadelesi, azınlık olma psikolojisine eklenerek hemen her ortamda sorun ve ikilem yaratıyor.
Vakıfların, donanımlı ve vizyon sahibi yöneticiler tarafından, şeffaf ve katılımcı bir anlayışla yönetilmesi, vakıflararası işbirliği ve koordinasyonun geliştirilmesi Ermeni toplumu açısından hayati bir anlam taşıyor.
Başarılı bir yönetimin temel şartlarından birinin sağlıklı bir seçim sistemi ve tüm taraflara eşit mesafede, adil bir seçim uygulama süreci olduğu açıkça biliniyor. Ancak ne yazık ki, Türkiye Ermeni toplumu vakıflarının bir bölümünde uzunca süredir seçimler sağlıklı bir biçimde yapılamıyor. Son birkaç yılda yapılan seçimlerin büyük bölümüne şaibe karıştı, kavgalar, iptaller, davalar ortaya çıktı, sorunlar çözümsüz kaldı. Mevcut seçim yönetmeliğinin yetersizliği, olumsuz koşullar altında yıllardır giderek ağırlaşan toplumsal sorunlara eklenerek vakıfların geleceğini tehdit etmeye başladı.
Bu aşamada yapılması gereken, yeni yönetmelik önerisini Ermeni toplumu içinde, ilgili bütün kesimlerin görüşlerini dikkate alarak hazırlamak, gerçek bir toplumsal mutabakata dayandırarak meşruiyetini sağlamaktır. Düşünce Platformu’nun gerçekleştirmeye çalıştığı tam olarak budur.
Taslak yönetmelikte öne çıkan düzenlemeler Seçim çevresi il olacak
MADDE 29 – Cemaat vakfı hayratının bulunduğu il, o vakfın seçim çevresidir...
Düşünce Platformu vakıf seçimlerinin tümünün il geneline açılması gerektiğini öne sürmektedir. Nüfus yoğunluğunun giderek azalması, coğrafi açıdan dağınıklığın artması aslında bu yönde bir uygulamayı zaten dayatmaktadır. Nitekim tüm topluma ortak hizmet veren 5 vakıf (Hink Hasdadutyun) seçimlerini uzun süredir il genelinde gerçekleştirmekte, nüfusu eriyen kimi semtler son dönemde kendi arzularıyla seçimlerini il genelinde yapmaktadır.
Ancak “seçimleri il geneline açmak, dileyen herkese oy kullandırmak” düşüncesinin arkasında yatan asıl önemli unsur, tüm toplumun aynı gemide yol almakta olduğu, sıkı bir dayanışma olmaksızın, başta eğitim ve kültür olmak üzere tüm sorunlara karşı topyekun bir mücadele vermeksizin ortak bir geleceğimizin de olmayacağı gerçeğinin altını çizmektedir.
Uygulama, seçmen tabanını genişleterek özellikle nüfusu eriyen semtlerdeki vakıfları işlev yetersizliğinden ve kontrolsüzlükten kurtaracağı gibi, halen vakıfların bulunduğu semtlerin dışında ikamet eden, bu yüzden vakıf seçimlerinde oy kullanamayan, giderek toplumla ilişkisi zayıflayan bireylerle de yeniden ilişki tesis etme fırsatı sağlayacaktır.
Öte yandan ‘il geneli’ uygulaması, seçmen listelerinin bölünmüşlüğüne ve karmaşasına son verecektir.
Sakıncası yok!
Vakıf seçimlerinin il geneli açılması fikrine karşı çıkanlar iki temel noktadan hareket etmektedir: Birincisi, İstanbul’un bir ucunda oturan Ermeni, öteki ucundakinin ihtiyaç ve önceliklerini ne bilsin, niye ilgilensin? İkincisi, herkes işi gücü bırakıp her Pazar başka bir yer için oy mu kullanacak, nerede ne seçimi var, kimler aday, hangisine oy vereyim derdiyle mi uğraşacak?
Oysa her iki sorunun da yanıtı son derece açıktır. Her alanda sınırlar erir, kültürler birbirine yaklaşırken, tüm kurumlarımız ayrı ayrı, ama aslında tıpatıp benzer zorluklarla boğuşurken hâlâ dar bir perspektiften bakmaya, sınırları daha da yükseltmeye çalışmak, “her koyunu kendi bacağından asmak” doğru mudur? Öteki semtleri, uzak coğrafyaları tanımak belki 100 yıl önce gerçekten sorundu, ama bugün değil. Tersine, herkes farklı bir noktadan Amerika’yı yeniden keşfetmekle uğraşıyor. Zaman, emek ve bütçe heba oluyor.
Neden bölge değil!
Kimileri de ilçe tanımı yerine bölge tanımı getirilebileceğini, İstanbul’u birkaç bölgeye ayırarak daha kolay yönetilebilir bir sistem kurulabileceğini öne sürüyor. Her şeyden önce nüfusun coğrafi dağılımı ve ekonomik gücün eşitsizliği, bölgeler arasında değişim ve akışkanlığın fazla olması önemli bir sorun olarak beliriyor. Bugün yaratılacak çözüm kısa sürede kadük olabilir. Her seferinde yeniden bölge tanımlama ihtiyacı baş gösterebilir. Bu daraltma, nüfusu 2 bin’lerde olan Rum cemaati başta olmak üzere diğer azınlık cemaatlerinin hiçbirisine uymadığı gibi, yakın bir gelecekte Ermeni toplumu için de aynı sorun geçerli olacak. Bölge tanımının bir başka pratik sakıncası daha var: Seçmen listelerinin bir araya getirilerek sağlıklı bir çözüme kavuşturulması da zorlaşacak.
Ortak Seçim Kurulu oluşturulacak
MADDE 29 – (…) Cemaat vakfı seçimleri, her bir cemaatin vakıfları tarafından kendi içlerinde oluşturulacak Ortak Seçim Kurulları’nca yönetilir.
Ortak Seçim Kurulu’nun varlığı, bazı vakıfların seçim süreçlerinde yaşanan keyfi ve usulsüz uygulamalara son verecektir. Yönetimlerin güdümünden uzak, ciddi, tarafsız, adil bir seçim düzeni sağlayacak olan OSK, toplumun ortak çıkarlarına uygun usuller ve takvimler belirleyerek koordinasyon sağlayacak, gerektiğinde yasadışı ya da etik olmayan uygulamalara müdahale edebilecektir.
Ortak Seçim Kurulu’nun önemli bir işlevi de seçmen listeleri sorununa ortak, köklü bir çözüm üretmesi olacaktır. Listelerin güncelliği, güvenliği ve güvenilirliği tüm vakıflara eşit mesafede duran objektif bir kurumun varlığıyla mümkün olabilecektir.
Ortak Seçim Kurulu’nun tanımı
Cemaat Vakfı seçimleri, her bir cemaatin vakıfları tarafından kendi içlerinde oluşturulacak Ortak Seçim Kurullarınca yönetilir. Vakıflar Genel Müdürlüğü Ortak Seçim Kurulu oluşturulması amacıyla seçim çağrısı yapar, cemaat vakıfları en fazla üçer aday gösterir, bu adaylar topluluğu, kendi arasından, gizli oy açık sayımla 15 asil, 3 yedek üye seçer. Böylece Ortak Seçim Kurulu oluşur. Ortak Seçim Kurulu’nu seçimle oluşturmak için yeterli sayıda vakfı olmayan cemaatler ise, bu kurulu atama yoluyla 15 asil, 3 yedek üye şeklinde oluşturur ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne bildirir.
Ortak Seçim Kurulu üyesi olan kişiler aynı anda herhangi bir cemaat vakfında yönetim kurulu üyesi olamazlar. Ortak Seçim Kurulu’nun görev süresi 4 yıldır. Her 4 yılda bir Ortak Seçim Kurulu oluşturmak üzere seçim yapılır. İlgili cemaat vakıflarının 2/3’ünün Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne yazılı başvurusu üzerine, görev süresi dolmadan da Ortak Seçim Kurulu seçimi yapılabilir.
Ortak Seçim Kurulu’nun faaliyetleri dolayısıyla doğan giderler ilgili cemaat vakıflarının tamamı tarafından karşılanır.
Ortak Seçim Kurulu’nun görevleri
1) Bağlı olduğu cemaatin seçmen listelerini düzenler.
2) Mevcut vakıf yönetim kurullarınca kendisine bildirilen, seçilecek yönetim kurulu üye sayısını 15 gün içerisinde, ilgili Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne bildirir.
3) Her bir vakfın seçim tarihini saptar, seçim tarihinden en az 45 gün önce yazılı olarak Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne bildirir, aynı gün basın yoluyla ilan eder.
4) Seçimini yapacak vakfın yanı sıra, seçmen sayısı yüksek olan en az 5 vakfın da içerisinde yer alacağı sandık alanlarını saptar ve ilan eder.
5) Seçim sürecinde oluşacak her türlü itirazı karara bağlar.
6) Vakfın seçim tarihinin ilan edildiği günden itibaren 15 gün içerisinde vakıf yönetimlerine asil veya yedek aday olacakların başvurularını kabul eder, seçme/ seçilme hakkına haiz olduklarını saptar, seçilmeye yeterli adayların kimliklerini ve niteliklerini açıklar, her bir vakıfta seçimden 21 gün önce kesin aday listesini ilan eder.
7) Seçim işlerinin düzenli olarak yapılmasını sağlar.
8) Seçim sonuçlarını ilan eder ve Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne bildirir.
Ortak Seçim Kurulu, bir vakfın mevcut yönetim kurulunun, görev süresi sona ermesine rağmen yönetim kurulu seçim başvurusu yapmadığı durumlarda, söz konusu vakıf için seçim tarihi saptar ve seçim işlerini yürütür.
Yönetici olmak için vakfın bulunduğu ilçede ikâmet etmek gerekmeyecek
MADDE 30 –Vakfın yönetim kurulu seçimine, cemaat mensupları katılır.
Düşünce Platformu, vakıf yönetim kurullarına aday olacaklarda aranan, vakfın bulunduğu bölgede ikâmet şartının mutlaka kaldırılması gerektiği kanaatindedir.
Ermeni nüfusunun azalması, kentteki dağılımın değişmesi ve semtler arasındaki akışkanlığın artması nitelikli gönüllülerin bulunmasını her geçen gün zorlaştırıyor. Bunun yanı sıra değişen teknoloji ve haberleşme olanakları artık bir semti ve insanlarını tanımak için mutlaka o semtte oturmayı da gerektirmiyor. Görev yapmak isteyen herkes istediği bölgede aday olabilmelidir.
Bu açılım, aday alternatiflerini artırmak, yelpazeyi genişletmek, yönetimleri daha nitelikli ve donanımlı insan kaynağına daha kolay ulaştırmak açısından önemlidir. Öte yandan bu genişleme, aday sayısının sınırlı olmasından kaynaklanan, vakıfların yıllar boyu aynı isimlerce yönetilmesine de son verecektir.
İl geneli düşüncesinin arkasında, toplumun aynı gemide yol almakta olduğunu vurgulamak yatmaktadır.
Vakıflararası konsensus: 3 + 1 = 10
Düşünce Platformu, vakıf seçimleri yönetmeliğinin değişimi kadar, belki bundan da çok, Ermeni cemaati vakıfları arasında temel konular ve sorunlar etrafında ayrıntılı bir çalışma yapılarak gerçek bir konsensus sağlanmasını ve bir ‘mutabakat metni’ oluşturularak bunun üzerinden ilerlenmesini önemsemektedir. Platform, tüm vakıfların kişisel ve kurumsal çekincelerini bir yana bırakarak toplumun ortak çıkarları doğrultusunda, sosyal ve kültürel iyileştirme çalışmaları, okullararası eşgüdüm, ortak fon ihtiyaçları gibi temel konularda koşulsuz işbirliği yapmasını önermektedir.
Vakıflar tüm toplumun ortak değerleridir. Vakıfların parasal kaynakları ise, sosyal ve kültürel alanlarda doğru yatırımların yapılabilmesi için yalnızca birer araçtır. Vakıf gelirlerini yükseltmek için hiç çaba harcamamak kadar, salt gelir getirici konulara odaklanmak, sosyal ve kültürel çalışmaları önemsememek, toplumun acil ihtiyaçlarına değil kişisel itibara, yalnızca gösterişli faaliyetlere yatırım yapmak da aynı ölçüde sorumsuzca bir davranıştır.
Gelecekte bazı vakıfların, banka cüzdanları kabarırken, öğrencisi olan okul ya da burs verecek genç bulamamaları şaşırtıcı olmayacaktır.
Vakıfların yepyeni dayanışma ruhuyla bir araya gelerek, ellerindeki bilgi birikimini ve kaynağı tüm toplum için, ortak olarak kullanma becerisini göstermesi, vakıf yönetimlerinin en geniş aday havuzundan seçilmiş, en nitelikli isimlerden oluşması, cemaatin her bireyinin tüm vakıflarla aynı gönül bağını kurabilmesi halinde, yani seçim sisteminde ve vakıf yönetimi anlayışında çağın gerektirdiği değişikliklerin yapılmasıyla bugün görülebilenin ötesinde olumlu sonuçlar doğacağına inanıyor, bunun için, 3 + 1 = 10 diyoruz.
Nispi temsil yönetimde uyum bozar
Düşünce Platformu, bu konuda üzerinde bir görüş birliği olmadığı halde zaman zaman öne sürülmekte olan nispi temsil sisteminin, gerçekte faydalı olabileceği kanaatinde değildir. Halen uygulanmakta olan çarşaf liste yerine, nispi temsil sistemini önerenler, yalnızca çoğunluğun değil, seçimlerde oy kullanan herkesin iradesini yansıtması açısından bu sistemin çok daha demokratik olduğunu ifade etmektedirler. Nispi sistem kulağa çok iyi gelmekle birlikte mevcut yönetimlerin yapısı dikkate alındığında, iyi işlemek bir yana daha da büyük sorunlara yol açacağı ortadadır.
Sistem üzerinde tartışılırken vakıf yönetim kurullarının daha çok birer yürütme organı oldukları dikkate alınmalıdır. Yürütmenin homojen yapısının bozulmasının, uyum ve istikrarın kaybolmasına yol açacağını, zaten amatörce işleyen bu yapılarda daha da büyük aksaklıklara neden olacağını tahmin etmek hiç de güç değildir.
Nispi temsil sistemin hakikaten “karşı listeden tek bir fazla oy alanın tüm yönetimi ele geçirmesi” esasına dayanan blok liste sisteminden çok daha demokratik bir sistem olduğu açıktır. Yönetimin içinde muhalefetin varlığının daha adil, daha fazla otokontrole dayanan bir yapıyı temsil edeceği de varsayılabilir. Ancak bu yarara karşı, yukarıda belirtilen sakınca bize göre daha ağır basmaktadır.
Kaldı ki, çarşaf liste uygulaması, seçmenin hazır listeden beğenmediği ismi silmesine ve yerine -dilerse karşı listeden- farklı bir ismi yazmasına olanak vererek zaten blok sisteme göre bir ara çözüm sunmaktadır. Bu sayede, yönetim kurulu listesi en fazla oy alanlar esasına göre şekillenmekte, karşı listeden farklı isimler, ya da bağımsız adaylar aldıkları oy oranında listeyi delebilmektedir.
TASLAĞA GÖRE SEÇİMLER NASIL YAPILACAK
Eğer Düşünce Platformu’nun hazırladığı yönetmelik yürürlüğe girerse cemaat vakıflarının seçimleri şu şekilde yapılacak.
Önce mevcut yönetim kurulu; seçmen listelerini, yönetim kurulunun kaç kişiden oluşacağını, öngördüğü seçim tarihini, seçim tarihinden en az 60 gün önce Ortak Seçim Kurulu’na (OSK) bir dilekçeyle bildirecek. OSK, seçmen listelerinde gerekli düzenlemeler yaptıktan sonra, listeleri seçim mahallerine asacak. Seçmen listeleri 15 gün süre ile askıda kalacak. Bu süre içinde yapılacak itirazlar OSK tarafından en geç 7 gün içerisinde karara bağlanıp seçmen listeleri kesinleştirilecek. Listelerin askıdan indirileceği tarih cemaat gazetelerinde veya diğer mahalli gazetelerden birinde ilan edilmesi gerekecek. Seçim yapılacak vakfın yanı sıra, seçmen sayısı yüksek olan en az 5 vakıfta da seçim sandığı kurulacak. Aday listeleri seçimden 21 gün önce kesin aday listelerini ilan eder.
Seçim işlemleri tamamlandıktan sonra on gün içerisinde, seçilenlerin isim listesi, gerekli bilgilerle birlikte ilgili bölge müdürlüğüne verilecek. Bölge müdürlüğünce araştırma yapıldıktan sonra, yeni seçilen vakıf yönetim kurulu üyelerine en geç 1 ay içerisinde yetki belgesi verilecek.