13 ilin büyükşehir olmasını öngören yeni yasaya göre, belediye sınırları içinde nüfusu 500’ün altında mahalle kurulamayacak. Köyleri mahalleye dönüştürülen köylülerin, geçmişten beri kullandığı mera, yaylak ve kışlak gibi yerlerdeki hakları korunacak. Tasarı yasallaşırsa, Türkiye’nin tek Ermeni köyü olan Vakıflıköy’ün tüzel kişiliği tarihe karışacak.
Vakıflıköy Surp Asdvadzadzin Kilisesi Vakfı Başkanı Cem Çapar, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’e köylülerin endişelerini aktardı.
SARKİS GÜREH
sgureh@agos.com.tr
AK Parti hükümeti tarafından hazırlanan ve Meclis’te grubu bulunan tüm partilerinin karşı çıktığı 13 ilin büyükşehir olmasına ilişkin tasarı Meclis’te kabul edildi. Tasarıya göre; belediye sınırları içinde nüfusu 500’ün altında mahalle kurulamayacak. Köyleri mahalleye dönüştürülen köylülerin, geçmişten beri kullandığı mera, yaylak ve kışlak gibi yerlerdeki hakları korunacak. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün onayına sunulan tasarı yasallaşırsa, Türkiye’nin tek Ermeni köyü olan Vakıflıköy’ün tüzel kişiliği tarihe karışacak.
Konuyla ilgili Agos’a konuşan Vakıflıköy Surp Asdvadzadzin Kilisesi Vakfı Başkanı Cem Çapar, yasanın köydeki demografik yapıyı değiştirebileceğini söylüyor. Hatay milletvekili ve Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile Hatay Valisi Mehmet Celalettin Lekesiz’in köyle ilgili bu gelişmeden haberdar olduklarını belirten Çapar, Vakıflıköy’ün mutlaka korunması gerektiğini belirtti. Çapar şunlar söyledi: “Meclis’ten geçen yasayla büyükşehir olan illerdeki köylerin kaldırılıp mahalleye dönüşmesi öngörülüyor. Bu Vakıflıköy’ün köy statüsünü kaybettiği anlamına geliyor. Yani artık Türkiye’nin tek Ermeni köyü olmayacağız. Biz konuyu, Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in de bulunduğu bir ortamda Hatay Valisi Celalettin Lekesiz’e ilettik. Bakan Ergin, Hataylı olması sebebiyle bizimle aynı hassasiyeti taşıyor. Hatay’ın barış ve kardeşlik ortamında Vakıflıköy’ün önemli bir yer tuttuğunu düşünüyor. Bize konuyla ilgili bir dilekçe yazmamızı önerdi ve yasa çıkarken Vakıflıköy’ün durumunun dikkate alınacağını ifade etti. Valimiz Celelettin Lekesiz de bu konuyla bizzat ilgilendi ve bize yardımcı oldu. Hükümet ve devlet erkânı bizim huzursuzluğumuzu biliyor. Köyün ne denli önemli olduğunun da bilincindeler. Biz dilekçeyi yazdık ve nüfusu 500’ün altında olan köyler mahalle olamazken, Vakıflıköy’e bu hak tanındı. Ancak bu yeterli gelmeyecek. Tasarı köyün demografik yapısını tamamen değiştirebilir. Eğer gerekli önlemler alınmazsa zamanla tarihten silinebiliriz. Mahalle olursak köydeki bütün araziler bağlı bulunduğumuz belediyenin tasarrufuna geçiyor. Buralar imara açılabilir, toplu konut yapılabilir, restoranlar, içkili mekanlara ruhsat verilebilir. Vakıflıköy halkı bu konuda tedirgin ve huzursuz. Önceki yıllarda benzer girişimler olmuş, ama muhtarımız izin vermediğinden köyde dışarıdan yapılaşmaya izin vermemiştik. Belediyeye bağlanırsak müdahale edemeyiz. Bundan sonra gelenek ve göreneklerimizi yaşatamayız. Ermeni köyü olma vasfımızı yitiririz. Açıkçası tedirginiz, yasanın bizim durumumuzu göz önünde bulundurarak bizi koruyacak önlemleri içeren şekilde çıkmasını ümit ediyoruz.”
Muhtar Berç Kartun ise, Hatay’ın Türkiye’ye ilhakı sırasında Vakılıköy’ün devlet tarafından korunduğunu, şimdi de benzer şekilde korunabileceğini söyledi. Yasanın onaylanması halinde 10 yıl içersinde köyün yok olacağını belirten Kartun, yetkililerden çözüm beklediklerini belirtti. Kartun şöyle konuştu: “Hatay 1939’da Türkiye’ye ilhak oldu. Musadağ Ermenileri farklı ülkelere göç ettiler. Onların gittikleri köylere muhacirler yerleştirildi. O sırada bir yasa çıkarıldı ve yabancıların Vakıflıköy’e girmesi engellendi. Şimdi de böyle bir yasayla Vakıflıköy korunursa seviniriz. Aksi halde köy çok yaşamaz, Anadolu’da kaybolan birçok Ermeni köyü, mahallesi gibi yok olup gider. Ne halk ne köy kalır. Ekonomik olarak da çok etkileneceğiz, bağımız, bahçemiz elden gidecek. Hiç huzur kalmayacak. Biz bunu istemiyoruz. Devletten, büyüklerimizden ilgi bekliyoruz.”