İstanbul Darülfünunu ilk dersine ne zaman başladı? 12 Eylül Darbesi’nden sonraki en büyük grev nedir? Martin Scorsese, Nikolay Buharin ve daha fazlası Serdar Aksoy’un hazırladığı şapgir’in kısa tarihinde. Tabii ki isim, yemek ve şapgir şiiriyle birlikte...
Serdar Aksoy
serdaraksoy@yandex.com
Ülkenin gündemi epey meşgûl: Tartışma parantezinde idam, tek adam, Avrupa Birliği, Taksim projesi, Çamlıca'ya cami... Mesele parantezinde Suriye, Kürt, işsizlik... Dava parantezinde KCK, Ergenekon, OdaTV... En önemlisi; kritik eşik olarak gösterilen 60 günü geride bırakan açlık grevleri... Bugün 67'nci gün.
Çemberin ortasına gitmemiz gerekiyor, fakat biz etrafında döndükçe dönüyoruz. Merkeze uzaklığımız sabit. İçeri giden birçok yol mümkün, ama biz dönüyoruz. Otobüs üstüne otobüs kaçırıyoruz desek yeri. Oysa durakta oturmuş öylece bekliyoruz.
Şimdi geçen otobüs Şapgir'in Kısa Tarihi'ne gidiyor. Ne yazık ki, beş on dakika sonra geri dönecek. Ama seyahat bayram tarifesinden, bedelsiz binmek mümkün...
17 Kasım, Şap
1966'nın 17 Kasım'ında sadece 30 yıl sürecek bir hayat başladı Amerika'da. Mississippi Nehri'nde boğularak öldüğünde geride yaslı hayranları kalmıştı Jeff Buckley'nin. Otopsi raporunda; uyuşturucu ya da alkolün izine rastlanmazken, intihar ettiğine dair bir emare de yoktu. Görgü tanıklarının ifadesi de boğulmanın kazaen olduğu yönündeydi. Yine de, Amerikalı ünlü şarkıcı nehirde kaybolduğunda yanında olan Keith Foti gözaltına alınmıştı. Foti suçsuz bulunarak serbest bırakılmıştı bırakılmasına ama bu masumiyet, bazılarının “Foti ve Buckley aynı kadınla sevişiyordu ve bu da Buckley'nin hayatına mâl olan bir tartışma çıkarmış olabilir” şüphesini ortadan kaldırmaya yetmedi.
Bugün dünya sinemasının saygın yönetmenlerinden biri 70 yaşına bastı. Son olarak Brian Selznick'in “The Invention of Hugo Caberet” adlı çocuk romanından uyarladığı “Hugo” filmini çeken Scorsese'ye uzun ömürler diledikten sonra 12 yıl geriye gidip Şapgir'in Kısa Tarihi'ne Serbest Cumhuriyet Fırkası'nın kendini feshettiğini not düşelim.
Dünya Ekonomik Buhranı'nın Kuzey Amerika'yı ve Avrupa'yı etkisi altına almaya başladığı 1929 yılında, Sovyetler Birliği'nde de durum pek parlak değildi. Stalin'in siyasi rakiplerini ortadan kaldırdığı Büyük Temizlik'e giden yolda baskılar iyiden iyiye hissediliyordu. Bolşevik devrimci, aydın ve pek bilinmese de karikatürist Nikolay Buharin'in 1924 yılında girdiği Politbüro'dan çıkarılması da bir 17 Kasım gününe denk düşüyor.
18 Kasım, Gir
Kısa süre önce Hasan Cemal'in “1915: Ermeni Soykırımı” kitabıyla gündeme gelen İlhan Selçuk, 12 Mart Muhtırası'nın ardından İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı tarafından 1972'nin 18 Kasım'ında tutuklandı. Tutuklandığı tarihten yaklaşık bir ay önce gözaltına alınan ve bu süre içerisinde Ziverbey Köşkü'nde muhtelif işkencelerle sorgulanan Selçuk, işkence altında olduğunu ifadesinin içine yerleştirdiği akrostişlerle anlatmıştı.
12 Eylül Darbesi'nden sonra yapılan en büyük grev 18 Kasım 1986'da gerçekleştirildi. Darbeden sonra tüm kazanımları elinden alınan işçi sınıfının bir nevi silkinmesi olarak vücut bulan Netaş Grevi'ne 3 bin 150 kişi katılmıştı. 93 gün süren grev sonucunda bilişim teknolojileri alanında üretim yapan Netaş şirketinin çalışanları taleplerinin birçoğunu kabûl ettirmişti.
Her yıl binlerce mezun veren İstanbul Üniversitesi de İstanbul Darülfünunu olarak 1933'te bugün ilk dersini verdi. Fransız gerçeküstücü şair Paul Eluard da 57 yaşında hayatını kaybettiğinde takvimler 18 Kasım 1952'yi gösteriyordu.
İsim: Kenan (erkek), Öznur (kadın)
Yemek: Pizza
şapgir şiiri: maria missakian
yüksekkaldırım'da bir akşam
maria missakian'ı düşündüm
eğer kendimi bıraksam
yağmur olabilirdim yağardım
kasım'da bir çınar olurdum
yaprak yaprak dökülürdüm
kalbimi sıkı tutmasam
döküp saçıp boşaltsam
içimde yükselen şiiri
kaldırımlara döküp harcasam
gözleri balıkçıl gözleri
dudaklarında tutup rüzgarı
maria missakian adında biri
gelse göğsüne kapansam
gece gölgesine sokulsam
gökyüzünde bulutlar büyüseler
yağmuru dinlesem anlatsam
şimşekler kırılıp dökülseler
bizi sokoklarda bıraksalar
leylekler üşüyüp gitseler
dönüp arkalarına bakmadan
yine akşam oldu attilâ ilhan
üstelik yalnızsın sonbaharın yabancısı
belki paris'te maria missakian
avuçlarında bir çarmıh acısı
gizlice bir sefalet gecesi
çocuğunu boğarmış gibi boğup paris'i
sana kaçmayı tasarlar her akşam
Attila İlhan