Ermeni Soykırımı'nın 110'uncu yıldönümünde kurum, kuruluş, örgüt ve partilerden açıklama yapıldı.
Ermeni Soykırımı'nın 110. yıldönümü nedeniyle birçok demokratik kuruluş, kurum ve örgütten açıklama geldi.
Diyarbakır Barosu
Ermeni soykırımı tanımlamasını kullandığı için hakkında defalarca dava açılan Diyarbakır Barosu da açıklamada bulundu. Açıklamada, "Bu toprakların bir parçası olan Ermeniler, 1915 yılında tehcire zorlanmıştır, tehcir yolunda İttihat ve Terakki yönetiminin desteği ve kontrolü altında öldürülmüş yahut ölüme terk edilmiştir" denildi.
Ermenilerin yaşadığı acılar karşısında adaletin sağlanmadığının vurgulandığı açıklamada, şunlar belirtildi: "Yaşam hakkının kutsallığını, insan onurunun dokunulmazlığını ve tarihsel adaletin gerekliliğini esas alan bir anlayışla 1915 Ermeni soykırımında hayatını kaybedenleri saygıyla anıyor, insanlığa karşı suçların inkar edilmeden yüzleşilerek ve hesap verilerek aşılabileceğine inanıyoruz.
İHD Ankara
İnsan Hakları Derneği (İHD) Genel Merkezi de açıklama yaptı. Soykırımın inkâr edilmesinin failleri akladığı, 'kurbanları' ise suçlu gösterdiği vurgulandı. Açıklamada, inkâr politikalarının Türkiye'de adaletin yerini bulmasını engellediği ve yeni suçlara zemin hazırladığı ifade edilirken, adalet sağlanmadıkça bu toprakların soykırımdan kurtulamayacağının altı çizildi.
Açıklamada, "Soykırımın inkârı, soykırımın sürdürülmesidir. İnkâra son verin. Bütün hukuki sonuçlarıyla birlikte suçu kabul edin. Ancak o zaman nehirlerden akan, vadilerde üst üste yığılan, uçurumlardan atılan, denizlerde boğulan, haysiyetlerine uygun şekilde gömülmemiş mezarsız ölülerin ruhu huzura erecek. Adalet yerini bulacak” ifadeleri kullanıldı.
DEM Parti
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Merkez Yürütme Kurulu (MYK), açıklamasında 24 Nisan 1915'te başlayan "Bu süreçte yalnızca Ermeni halkı değil, bu toprakların diğer Hıristiyan halkları da ağır insani bedeller ödemiş, katliam ve sürgün politikalarının hedefi olmuştur” denildi.
DEM Parti MYK tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: "Bir toplumda vicdan ve adalet duygularını geliştirmek, acıları karşılıklı paylaşmak, demokratik, barışçı ve eşit bir geleceği birlikte kurabilmenin de yoludur. O nedenle insanlığa karşı işlenen suçlarla yüzleşmek ortak ve eşit bir geleceği ve toplumsal barışı kurmanın da önemli bir adımıdır."
Tarihsel hakikatlerle yüzleşmek, mağdur halklar ve inançlardan özür dilemek ve onarıcı adalet yollarına başvurmak hem birbirini ve geçmişi anlamak hem de tarihsel yaraları samimi bir yaklaşımla sarmak ve ortak bir geleceği inşa etmek için vazgeçilmez adımlardır. Coğrafyamızın kadim halklarından olan Ermeni halkıyla ve Ermeni yurttaşlarımızla birlikte huzur içinde ve eşit koşullarda yaşamak son derece önemlidir. Aynı zamanda bölgemizin bir parçası olan Ermenistan devletiyle diplomatik, ticari, ekonomik ve kültürel ilişkileri geliştirmek hem halkların ihtiyacı ve çıkarıdır hem de Kafkasya bölgesinde barışın inşa edilmesinin yoludur.
Bu duygu ve düşüncelerle, Anadolu ve Mezopotamya’nın kadim halkları olarak 110 yıllık acıları ve yası bir kez daha paylaşıyor; yaşanmış olan büyük insanlık trajedisini yüreğimizin derinliklerinde duyuyor ve o süreçte yaşamını yitirenleri bir kez daha hüzün ve saygıyla anıyoruz."
TİP
Türkiye İşçi Partisi'nden (TİP) yapılan yazılı açıklamada, "110 yıl önce emperyalist savaş sırasında Ermeni halkının, yaşadıkları topraklardan sürgün edilip katledilmesinin acısını bugün de yaşamaya devam ediyoruz. Hepimizin eşit yurttaşlar olarak, barış içinde, özgür ve kardeşçe yaşayacağı bir ülke kurma mücadelemizi sürdüreceğiz" denildi.
DBP
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) de yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, "Tekçi saiklerle hareket eden İttihat ve Terakki Partisi'nin sistematik olarak icra ettiği Büyük Felaket, onlarca yıldır yüreğimizde derin bir acı bırakmaya devam etmektedir. Tarih boyunca bu insanlık trajedisiyle yüzleşmek yerine, ittihatçı ferasete sahip çıkılmış ve kolektif şiddetin failleri birçok kere ödüllendirilmiştir. Bu soykırımcı ve inkarcı politika yüz yılı aşkındır birçok etnik kimlik ve inanç üzerinde tatbik edilmiştir. Kürtler, Süryaniler, Rumlar, Aleviler ve diğer azınlık gruplar imha siyasetine maruz kalmışlardır" denildi.
"Tarihsiz, yurtsuz, dilsiz, mezarsız halklar yaratmaya çalışan ulus devlete, tekçi zihniyete karşı dünden bugüne, bugünden yarına yüzleşme çağrımızı yinelemeye devam edeceğiz. Bu bağlamda 24 Nisan 1915 Ermeni Soykırımı’nın yıldönümünde, tüm tarihsel gerçekliklerin ortaya çıkarıldığı gerçek bir yüzleşmenin hayat bulması için mücadelemizi sürdüreceğimizi belirtiyoruz. Ermeni halkının acısını paylaşıyor ve bir daha bu acıların yaşanmayacağı bir gelecek için herkesi sorumluluk almaya davet ediyoruz.”