Nimet Tanrıkulu tahliye edildi: Benim örgütüm insan hakları

Terör örgütü üyeliği suçlamasıyla 30 Kasım'dan beri tutuklu olan insan hakları savunucusu Nimet Tanrıkulu, bugünkü duruşmada tahliye edildi.

26 Kasım’da gözaltına alınıp 30 Kasım'da tutuklanan İnsan Hakları Derneği kurucularından insan hakları aktivisti Nimet Tanrıkulu, bugün görülen duruşmada tahliye edildi.  

“Örgüt üyeliği” suçlamasıyla 94 gündür tutuklu olan Nimet Tanrıkulu, İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün hakim karşısına çıktı. Ankara Sincan Kapalı Cezaevi’nde getirilen Tanrıkulu’nun duruşmasını avukatlar, insan hakları savunucuları ve Avrupa delegasyonları izledi.

Hak savunucuları: Tanrıkulu asılsız gerekçelerle tutuklandı

Ne hakkı ne hukuku

Bianet'tin haberine göre, Tanrıkulu savunmasında gözaltına alınırken yaşadığı hukuksuzluk ve kötü muameleye vurgu yaparak başladı. “Hastane kontrolü sırasında içeriye erkek girmemesi gerekirken, Ankara TEM’den biri olduğunu öğrendiğim bir erkek içeri girdi. O andan sonra yolculuğum daha da zorlaştı, sürekli hakaretlere maruz kaldım. Hukuku hatırlattığımızda, 'Ne hakkı, ne hukuku! Hukuk da biziz, adalet de biziz!' gibi ifadeler kullanıldı.

Kendisinin de “zaten” kurucusu ve destekçisi olduğu İnsan Hakları Derneği ve Cumartesi Anneleri ile ilgili sorular sorulduğunu belirten Tanrıkulu, “Gördüm ki, benim bir örgütle ilişkilendirilmem için çaba harcanıyor. Oysa ben 40 yıldır insan hakları savunucusuyum. Tutuklandıktan sonra da hayatımın tamamı insan hakları mücadelesiyle geçti. Bunun dışında bana yöneltilen suçlamalar gerçeği yansıtmıyor” dedi.

Tanrıkulu, "Bizler, İHD olarak feminist mücadelede, kadınların özgürlük ve eşitlik mücadelesinde, barış mücadelesinde var olduk. Bu yargılama, bizleri susturma ve değersizleştirme çabasıdır. Açık ya da gizli tanıklarla hakkımızda suç isnat edilmesi doğru değildir ve bu kişi hakkında hukuki haklarımı sonuna kadar arayacağım" diye konuştu. 

Annem babam ağır hasta

Tanrıkulu, "Yargılama sürecim devam ettiği halde, bugün tam üç aydır özgürlüğüm engellenmiş durumda. Annem ve babam ağır hastalar ve bazı süreçleri ben takip ediyordum. Üç ay boyunca özgürlüğümden mahrum bırakıldım. Umarım, tanık olarak dinlenen kişinin ifadeleri dosyadan çıkarılır ve ona göre bir karar verilir. Hakkımdaki iddialar gerçeği yansıtmıyor" dedi. 

Yargılamaya konu edilen sosyal medya paylaşımlarına dair de konuşan Tanrıkulu, “Bu paylaşımların hiçbiri suç unsuru taşımıyor. Telefondan çıkan fotoğraflar herkesin erişimine açık, gazetelerde bunların yüzlercesi var” ifadelerini kullandı. 

Benim örgütüm insan hakları

80’lerden beri feminist hareketin bir parçası olduğunu da söyleyen Tanrıkulu, “Dosyada geçen toplantı, toplumun her kesiminden kadının katıldığı bir toplantıydı. Düzenlendiği dönem, bir önceki barış sürecine denk geliyordu ve toplantılarda kadınların barış politikalarındaki deneyimleri konuşuluyordu. Aradan 10 yıl geçtikten sonra bu toplantının dava konusu yapılması anlaşılır gibi değil. Barışın konuşulduğu bir süreçte, bu toplantının suç unsuru olarak gösterilmesi kabul edilemez.

Yaptığı tüm çalışmaların kamuya açık olduğunun altını çizen Tanrıkulu, “Ben hayatımı yalan üzerine kurmadım” diyerek şöyle devam etti: “Ben bir insan hakları savunucusuyum, feministim. İnsan hakları mücadelesini açık ve şeffaf bir şekilde yürütüyorum, gizli bir çalışma yapmıyorum. Tüm faaliyetlerim kamuya açık, sosyal medyada da yer alıyor. Benim örgütüm insan hakları. Şimdi de bir barış süreci yürütülüyor. Bunu değerli buluyorum. Tahliyemi istiyorum."

Tahliye kararı verilen Tanrıkulu'nun bir sonraki duruşması 22 Nisan'da yapılacak. 

Kategoriler

Güncel