Suriye’de yeni dönem Süryaniler açısından da belirsizlik yaratıyor. Sabro Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni David Vergili’yle, Suriye’de yaşanan gelişmeler ve bölgedeki Süryanilerin durumu üzerine konuştuk.
Görüntülere bakarsak pek çok Suriyeli, Esad hükümetinin düşüşünü kutluyor. Batı medyası, özellikle HTŞ örgütünün lideri Golani’ye yönelik temkinli ama ılımlı tavır sergiliyor. Ancak Avrupa Birliği, ülkedeki azınlıkların haklarının korunması gerektiğini belirterek gelişmeleri takip ediyor. HTŞ, Halep’i ele geçirdikten sonra dini ve etnik azınlıkların Suriye’nin bir parçası olduğunu belirtti. Süryani toplumu gelişmelere nasıl bakıyor?
Suriye’deki Süryani toplumunun gelişmelere bakışını anlamak için, coğrafi olarak iki parçayı farklı bir şekilde ele almamız gerektiğini düşünüyorum. Öncelikle, Suriye’de Süryaniler büyük kentlerde yani Halep, Humus ve kırsalında, Şam ve diğer tarafta Kuzey Suriye’de yoğunlukla yaşamaktadır. HTŞ’nin Halep’i ele geçirmesinden sonra, üniversitede bulunan yaklaşık 200 öğrenci ile beraber sivillerin Haseke taraflarına göç ettiğini biliyoruz. Bununla beraber, yaklaşık 10 gündür, şehirde bulunan Süryani metropolitliği himayesi altında dini ve günlük yaşamlarına devam etmektedir. Süryani metropoliti ayrıca kenti terk etmeyeceğini ifade etti. Benzer durum Humus ve civarında da yaşanmaktadır. Şu ana kadar büyük bir göç dalgası yaşanmadı ancak Saadad ve Qaryatayn bölgelerinde Süryanilerin güvenliğinin sağlanması şart zira buradaki Süryaniler daha önce cihatçı grupların hedefi olmuştu.
Diğer taraftan ise, Kuzey Suriye, özellikle Haseke ve Kamışlı şehirlerinde yaşayan Süryaniler, yerel yönetimin idaresi altında Esad sonrası dönemi yaşamaktaydılar. Burada bulunan Süryaniler yeni gerçekliğe ayak uydurarak, siyasi, askeri, eğitim ve kültürel alanlarda adımlar attı ve bölge halklarıyla beraber yeni Suriye’nin inşasında aktif rol oynadılar. Bununla beraber, ekonomik anlamda hem Süryanilerin ve Hristiyan toplulukların ve genelde Suriye halkının güçlendirilmesi için uluslararası toplumun desteği önemlidir.
Hükümetin düşmesinin ardından bölgedeki Süryaniler ile temas kurdunuz mu? Nasıl hissediyorlar?
Bölge Süryanileri ile sürekli ve düzenli bir temasımız bulunmaktadır. Hem kurumsal hem de örgütsel anlamda gelişmeleri yakından takip etmeye ve yeni sürece cevap vermeye önem gösteriyoruz. Suriye Hıristiyan toplumunun bir parçası olan Süryaniler, 13 yıllık savaşta saldırılara, göçe zorlandı. Siyasi ve dini liderleri alıkonuldu, dini mekanları ise saldırıların hedefi oldu. Yeni sürece büyük bir ihtiyat ile bakmayla beraber, kurulacak yeni yönetimin eşit, demokratik, dini ve etnik azınlıklara saygılı ve haklarını güvence altına alacak bir anlayışa sahip olmasını talep etmektedirler. Hem Süryani Patriğinin hem de siyasi partilerin açıklamalarına baktığımızda bu açıkça ifade edilmektedir. Anayasal hakların teminatı ve güven içinde bir gelecek Süryanilerin talebi ve beklentisidir.